Tarihin hiçbir dönemi savaşsız geçmemiştir. Her dönemde irili ufaklı savaşlar olmuştur. Sadece değişen savaş şekilleri ve haliyle savaşta kullanılan silâhlardır. Günümüzde, askeri savaşlar önemini yitirmemekle beraber, ekonomik, siyasi, kültürel, psikolojik ve propaganda savaşları öncelik kazanmıştır. Bu savaşlar içerisinde en etkili ve en öldürücü, psikolojik ve propaganda savaşıdır. Çünkü bu savaşta yenik düşen millerler, esaret zincirini kendi elleriyle boyunlarına takmaktadırlar. Dahası, psikolojik ve propaganda savaşında yenik düşen milletlerin, başka bir savaş yapmaya hali ve mecali kalmıyor.
Çağımızda, psikolojik ve propaganda savaşının en büyük galibi ABD'dir. Daha doğrusu, ABD, bütün gücünü bu galibiyetten almaktadır. Kullandığı silah medyadır. Medya vasıtasıyla gerek ülke içinde, gerekse ülke dışında komplo ve entrika çevirmektedir. Bundan dolayı bazıları, "ABD küresel bir güç değil, küresel bir entrika merkezidir" demektedirler. Amerikalı Texe Marrs da bu gerçeği itiraf eder, "ABD'nin komplolar ve entrikalarla kurulduğunu ve bugün de bunların meyvelerini topladığını" söyler. Bu sebebten ABD'de bazı olayların gerçek yüzünü öğrenmek hiçbir zaman mümkün olmuyor. Yani ABD'nin tarihi bile açık değildir. Ne kaldı ki, bugünkü idaresinde, yaptığı işlerde netlik, açıklık olsun. Örneğin, 1917 yılında batan Lusitonia gemisinin nasıl battığı konusunda ABD'li tarihçiler hâlâ ittifak edebilmiş değiller. ABD'li bazı tarihçiler, o zamanın ABD Başkanı Wilson'un, Amerikan ordusunu Almanya ile savaşa sokmak için yalan uydurduğunu, aslında Lusitonia gemisini İngilizlerin batırdığını, Wilson'un suçu Almanların üstüne atarak nefret duygularını uyandırdığını ve bu yolla 1. Dünya Savaşı'nda Amerikan askerini denizaşırı ülkelere gönderdiğini söylerler.
ABD, bu komplo ve entrikaları geçmişte çok yaptı, bugün de yapıyor. Irak'a saldırmak için ürettiği komplolar, entrikalar, veyalanlar, bunlardan sadece bir kaçıdır. ABD, Irak konusunda en büyük dezenformasyon kampanyasını yürütmektedir. Maalesef Türkiye'de de bazıları, bu kampanya da görevlidir. Buna rağmen ABD, Irak'a saldırmak için yeterli bahaneyi üretememiştir. Eski Koordinatörü Hans Von Sponeck diyor ki: "Bush yönetiminin 17 aylık iktidarı boyunca kamuoyunun Irak'a karşı bir askeri harekat için hazırlama yönündeki tüm çabaları başarısız olmuştur. Dost hükümetleri ve müttefikleri ikna etme çabaları daha bir sonuç vermemiştir. ABD'nin yurtdışındaki hedeflerine yönelik terör saldırıları ve şarbon saldırısı tehdini'nin de Irak'la bağlantısı kurulmadı". Çünkü ABD'nin Körfez savaşı'nda çevirdiği entrika, kurduğu komplo ve uydurduğu yalan hâlâ hafızalarda tazeliğini korumaktadır.
Küresel entrika merkezi olan ABD'nin, entrika kurmaktan vezgeçmesini beklemek safdillik olur. ABD entrika ile geldi, entrika ile gidecektir. Bunu bilmek ve ona göre tedbir almak, yegâne savunma yöntemidir. Özellikle Türkiye'nin bu yönde uyanık ve tetikte olması şarttır. Çünkü Irak için bütün hesaplar Türkiye üzerine kurulmuştur. Onun için Türkiye, komplo ve entrikalara, yalan haberlere karşı hazırlıklı olmalıdır. Amerikalı yazar Gore Vidal'ın şu ibret verici sözlerine kulak verelim ve hazırlıklarımızı ona göre yapalım.
Amerikalı yazar Gore Vidal, bir röpoptajında şöyle diyor: "Amerikalıların kendi hükümetlerinin neler karıştırdığından ve bunların boyutlarından hiç haberi yok. Hükümet, Amerikan halkının izafi masumiyetinden, daha doğrusu cehaletinden faydalanıyor. Belki de bu yüzden 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana doğru dürüst coğrafya öğretilmiyor, insanlar nereleri havaya uçurduğumuzu bilmesinler diye. Afganlıların 11 Eylül'de bizim ülkemizde olanlarla hiç bir ilgisi yoktur... Operasyonun asıl amacı emperyalist bir tavırla enerji kaynaklarını ele geçirmekti... Boru hatlarıyla petrolü Afganistan'dan Pakistan'a ve Karaçi'ye taşıyıp oradan da Çin'e geçirmek istiyorlar ve bu çok kâr getirecek bir şey. Bunu kapan şirket büyük servet yapacak ve bu şirketlerin hepsi Pentagon'la birlikte Amerika'yı yöneten Bush, Cheney, Rumsfeld ya da başka birine, yeni benzin ve petrol cuntasına kadar uzandığını göreceksiniz... Biz aptal değiliz, sadece kandırılıyoruz. Medyanın yanlış bilgilendirmesiyle, çarpık bir dünya görüşüyle ve bu sürekli savaş makinesini destekleyen inanılmaz yüksek vergilerle kandırılıyoruz".
Kandırılmamamız için ne yapmamız gerekir? Yapacağımız ilk iş, küresel entrika merkezinden emir alanları ve işbirlikçilerini çok iyi tanımak, komplolarını, entrikalarını, oyunlarını bozacak düzeyde donanımlı olmaktır.
Çağımızda, psikolojik ve propaganda savaşının en büyük galibi ABD'dir. Daha doğrusu, ABD, bütün gücünü bu galibiyetten almaktadır. Kullandığı silah medyadır. Medya vasıtasıyla gerek ülke içinde, gerekse ülke dışında komplo ve entrika çevirmektedir. Bundan dolayı bazıları, "ABD küresel bir güç değil, küresel bir entrika merkezidir" demektedirler. Amerikalı Texe Marrs da bu gerçeği itiraf eder, "ABD'nin komplolar ve entrikalarla kurulduğunu ve bugün de bunların meyvelerini topladığını" söyler. Bu sebebten ABD'de bazı olayların gerçek yüzünü öğrenmek hiçbir zaman mümkün olmuyor. Yani ABD'nin tarihi bile açık değildir. Ne kaldı ki, bugünkü idaresinde, yaptığı işlerde netlik, açıklık olsun. Örneğin, 1917 yılında batan Lusitonia gemisinin nasıl battığı konusunda ABD'li tarihçiler hâlâ ittifak edebilmiş değiller. ABD'li bazı tarihçiler, o zamanın ABD Başkanı Wilson'un, Amerikan ordusunu Almanya ile savaşa sokmak için yalan uydurduğunu, aslında Lusitonia gemisini İngilizlerin batırdığını, Wilson'un suçu Almanların üstüne atarak nefret duygularını uyandırdığını ve bu yolla 1. Dünya Savaşı'nda Amerikan askerini denizaşırı ülkelere gönderdiğini söylerler.
ABD, bu komplo ve entrikaları geçmişte çok yaptı, bugün de yapıyor. Irak'a saldırmak için ürettiği komplolar, entrikalar, veyalanlar, bunlardan sadece bir kaçıdır. ABD, Irak konusunda en büyük dezenformasyon kampanyasını yürütmektedir. Maalesef Türkiye'de de bazıları, bu kampanya da görevlidir. Buna rağmen ABD, Irak'a saldırmak için yeterli bahaneyi üretememiştir. Eski Koordinatörü Hans Von Sponeck diyor ki: "Bush yönetiminin 17 aylık iktidarı boyunca kamuoyunun Irak'a karşı bir askeri harekat için hazırlama yönündeki tüm çabaları başarısız olmuştur. Dost hükümetleri ve müttefikleri ikna etme çabaları daha bir sonuç vermemiştir. ABD'nin yurtdışındaki hedeflerine yönelik terör saldırıları ve şarbon saldırısı tehdini'nin de Irak'la bağlantısı kurulmadı". Çünkü ABD'nin Körfez savaşı'nda çevirdiği entrika, kurduğu komplo ve uydurduğu yalan hâlâ hafızalarda tazeliğini korumaktadır.
Küresel entrika merkezi olan ABD'nin, entrika kurmaktan vezgeçmesini beklemek safdillik olur. ABD entrika ile geldi, entrika ile gidecektir. Bunu bilmek ve ona göre tedbir almak, yegâne savunma yöntemidir. Özellikle Türkiye'nin bu yönde uyanık ve tetikte olması şarttır. Çünkü Irak için bütün hesaplar Türkiye üzerine kurulmuştur. Onun için Türkiye, komplo ve entrikalara, yalan haberlere karşı hazırlıklı olmalıdır. Amerikalı yazar Gore Vidal'ın şu ibret verici sözlerine kulak verelim ve hazırlıklarımızı ona göre yapalım.
Amerikalı yazar Gore Vidal, bir röpoptajında şöyle diyor: "Amerikalıların kendi hükümetlerinin neler karıştırdığından ve bunların boyutlarından hiç haberi yok. Hükümet, Amerikan halkının izafi masumiyetinden, daha doğrusu cehaletinden faydalanıyor. Belki de bu yüzden 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana doğru dürüst coğrafya öğretilmiyor, insanlar nereleri havaya uçurduğumuzu bilmesinler diye. Afganlıların 11 Eylül'de bizim ülkemizde olanlarla hiç bir ilgisi yoktur... Operasyonun asıl amacı emperyalist bir tavırla enerji kaynaklarını ele geçirmekti... Boru hatlarıyla petrolü Afganistan'dan Pakistan'a ve Karaçi'ye taşıyıp oradan da Çin'e geçirmek istiyorlar ve bu çok kâr getirecek bir şey. Bunu kapan şirket büyük servet yapacak ve bu şirketlerin hepsi Pentagon'la birlikte Amerika'yı yöneten Bush, Cheney, Rumsfeld ya da başka birine, yeni benzin ve petrol cuntasına kadar uzandığını göreceksiniz... Biz aptal değiliz, sadece kandırılıyoruz. Medyanın yanlış bilgilendirmesiyle, çarpık bir dünya görüşüyle ve bu sürekli savaş makinesini destekleyen inanılmaz yüksek vergilerle kandırılıyoruz".
Kandırılmamamız için ne yapmamız gerekir? Yapacağımız ilk iş, küresel entrika merkezinden emir alanları ve işbirlikçilerini çok iyi tanımak, komplolarını, entrikalarını, oyunlarını bozacak düzeyde donanımlı olmaktır.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018