Akit gazetesi 23 Haziran 2001 tarihli sayısında "bizim aile" başlıklı köşesinde bir karikatür yayınladı.
Tv izleyen şahıs, Tv'den "bu vatan bizimdir, bizim kalacak!" sloganını duyuyor ve tepki gösteriyor: "Bu vatan bizim mi, bizim mi kalacak" ve devam ediyor; "Bu vatan kalırsa bizim olacak"
Karikatürün temel cümleleri bunlar. Neye karşı çizilmiş ve seslendirilmiş bir karikatür.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in merkez konuşmalarını yaptığı 7 Nisan Trabzon, 20 Mayıs'ta İstanbul ve 10 Haziran Ankara mitinglerinin temel cümlesi bu cümle idi. "Bu vatan bizimdir, bizim kalacak!" Üstün bir inançla ve moralle söylenmiştir bu cümle. Adeta gelincik tarlasına dönen alan, gönülden gelen bir duyuşla seslendiriyordu bu cümleyi.
Ümidini kaybetmeden, yılmadan haykırıyordu Türk Milleti. Kalbinin derinliklerinden gelen bir inançla haykırıyordu.
Bu millet bugün de, yarın da ebediyete kadar hep aynı haykırışı sürdürecektir. Yetişkini, çocuğu, erkeği, kadını ile birlikte haykıracaktır. İhtiyarı, gazisi, şehidi ile birlikte haykıracaktır.
"Bu vatan bizimdir, bizim kalacak."
Gelelim karşı çıkan kafaya, Akit'in sergilediği mantığa.
"Bu vatan bizim mi, bizim mi kalacak" diyen anlayış, önce inancını kaybetmiş, gönül planında mağlup bir anlayıştır. Bu anlayış devam eden ifadesinde, "Bu vatan kalırsa bizim olacak" diyor.
Bu sözlerin tahlili yapılırsa, vatandan ümit kesmiş, mağlup, ezik, moralsiz ve vatan değerlerinden kopmuş bir anlayışla karşılaşırız.
Tarihten beri hiç mağlup olmamış, mağlubiyeti kabul etmemiş olan bu millet, bu ümitsizliğe hiçbir zaman düşmemiştir. İnşallah düşmeyecektir de. Düşman ne kadar güçlü olursa olsun, hatta bir işgal bile gerçekleştirilse bile bu ümitsizliğe mahal yoktur.
Ayran kabartmak, nefret noktalarını esas almak, kimsenin işine gelmez. Hele vatanseverlerin işine hiç gelmez. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i bir daha dikkatle izlemeyi tavsiye ediyoruz. Vatan, millet, bayrak kavramlarını nasıl ifade ettiğine dikkat edilmesini tavsiye ediyoruz.
Onun inançlı nefesinin halk üzerinde olan etkisine dikkat etmek lazım. Miting alanına yüzbinler toplanırken, ekranlarının başında milyonlar tek ruh oluyor. Adeta milyonlarca beden bir ruh haline geliyor. Gönüller çarpıyor, gözler yaşarıyor, eller alkış tutuyor. Ve bayrak sallıyor. Hep bir ağızdan ümitle, inançla "bu vatan bizimdir, bizim kalacak" sloganı semaya yükseliyor.
Siz kalkacaksınız "bu vatan bizim mi" diye soracaksınız. Demek ki inancınızı, moralinizi kaybettiniz. Niyetinizi henüz yargılamıyoruz. Bu bahis sonraya kalsın.
ABD'yi, AB'yi üstün görenler; vicdan hürriyetini, kişi hak ve özgürlüklerini oralarda arayanlar elbette yanılmışlardır. Bu vatanı öz evlat gibi, öz anne gibi sevmeden, kabullenmeden varılabilecek hiç bir yer yoktur.
Bu malul zihniyete bir daha uyarıda bulunmak istiyoruz. Geliniz yanlıştan vazgeçiniz. Zira "bu vatan bizimdir, bizim kalacak."
Tv izleyen şahıs, Tv'den "bu vatan bizimdir, bizim kalacak!" sloganını duyuyor ve tepki gösteriyor: "Bu vatan bizim mi, bizim mi kalacak" ve devam ediyor; "Bu vatan kalırsa bizim olacak"
Karikatürün temel cümleleri bunlar. Neye karşı çizilmiş ve seslendirilmiş bir karikatür.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in merkez konuşmalarını yaptığı 7 Nisan Trabzon, 20 Mayıs'ta İstanbul ve 10 Haziran Ankara mitinglerinin temel cümlesi bu cümle idi. "Bu vatan bizimdir, bizim kalacak!" Üstün bir inançla ve moralle söylenmiştir bu cümle. Adeta gelincik tarlasına dönen alan, gönülden gelen bir duyuşla seslendiriyordu bu cümleyi.
Ümidini kaybetmeden, yılmadan haykırıyordu Türk Milleti. Kalbinin derinliklerinden gelen bir inançla haykırıyordu.
Bu millet bugün de, yarın da ebediyete kadar hep aynı haykırışı sürdürecektir. Yetişkini, çocuğu, erkeği, kadını ile birlikte haykıracaktır. İhtiyarı, gazisi, şehidi ile birlikte haykıracaktır.
"Bu vatan bizimdir, bizim kalacak."
Gelelim karşı çıkan kafaya, Akit'in sergilediği mantığa.
"Bu vatan bizim mi, bizim mi kalacak" diyen anlayış, önce inancını kaybetmiş, gönül planında mağlup bir anlayıştır. Bu anlayış devam eden ifadesinde, "Bu vatan kalırsa bizim olacak" diyor.
Bu sözlerin tahlili yapılırsa, vatandan ümit kesmiş, mağlup, ezik, moralsiz ve vatan değerlerinden kopmuş bir anlayışla karşılaşırız.
Tarihten beri hiç mağlup olmamış, mağlubiyeti kabul etmemiş olan bu millet, bu ümitsizliğe hiçbir zaman düşmemiştir. İnşallah düşmeyecektir de. Düşman ne kadar güçlü olursa olsun, hatta bir işgal bile gerçekleştirilse bile bu ümitsizliğe mahal yoktur.
Ayran kabartmak, nefret noktalarını esas almak, kimsenin işine gelmez. Hele vatanseverlerin işine hiç gelmez. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i bir daha dikkatle izlemeyi tavsiye ediyoruz. Vatan, millet, bayrak kavramlarını nasıl ifade ettiğine dikkat edilmesini tavsiye ediyoruz.
Onun inançlı nefesinin halk üzerinde olan etkisine dikkat etmek lazım. Miting alanına yüzbinler toplanırken, ekranlarının başında milyonlar tek ruh oluyor. Adeta milyonlarca beden bir ruh haline geliyor. Gönüller çarpıyor, gözler yaşarıyor, eller alkış tutuyor. Ve bayrak sallıyor. Hep bir ağızdan ümitle, inançla "bu vatan bizimdir, bizim kalacak" sloganı semaya yükseliyor.
Siz kalkacaksınız "bu vatan bizim mi" diye soracaksınız. Demek ki inancınızı, moralinizi kaybettiniz. Niyetinizi henüz yargılamıyoruz. Bu bahis sonraya kalsın.
ABD'yi, AB'yi üstün görenler; vicdan hürriyetini, kişi hak ve özgürlüklerini oralarda arayanlar elbette yanılmışlardır. Bu vatanı öz evlat gibi, öz anne gibi sevmeden, kabullenmeden varılabilecek hiç bir yer yoktur.
Bu malul zihniyete bir daha uyarıda bulunmak istiyoruz. Geliniz yanlıştan vazgeçiniz. Zira "bu vatan bizimdir, bizim kalacak."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002