20 Aralık'ta doğum gününü kutladığımız, yarın da (27 Aralık) ölüm yıldönümünde anacağımız Âkif'in asıl mesleği veterinerlik, yani baytarlıktır. Ama o şair olarak ün yapmıştır. Milli şairimizdir, İstiklâl Marşımızın yazarıdır ve de İslâm şairidir.
Âkif, yazı ve şiirlerini hiçbir zaman geçim kaynağı olarak görmedi. Nitekim milli mücadele sırasında askerleri şevklendirmek amacıyla bir marş yazılması için yarışma düzenlenmişse de ortaya konulan para ödülü nedeniyle yarışmaya katılmamıştır. Dönemin Maarif Vekili (Eğitim Bakanı) Hamdullah Suphi (Tanrıöver) durumu öğrenince, Âkif'e bir mektup göndererek katılmamasındaki nedenin ortadan kaldırılacağını ve "memleketi bu müessir telkin ve tehyic (coşku) vasıtasından mahrum bırakmamasını" rica etti. Bunun üzerine Milli Mücadeleye başından beri katılan, vilayetleri dolaşarak halkı aydınlatan, "Sevr Muahedesi paçavrasının yırtılması gerektiğini" söyleyen ve marşın heyecanını daha savaşın başından beri gönlünde taşıyan şair, birkaç gün içinde bunu bir şiir halinde dile getirdi.
"Kahraman Ordumuza" ithaf edilen İstiklâl Marşı, ilk olarak Ankara'da 17 Şubat 1921 günü Hâkimiyet-i Milliyye Gazetesinde ve Sebülürreşâd Mecmuasında yayınlandı. 1 Mart 1921 tarihinde toplanan Meclis'te mebusların (milletvekilleri) isteği üzerine, Maarif Vekili Hamdullah Suphi tarafından üç kere okunan Mehmed Âkif'in şiiri, Meclis'in 12 Mart 1921 tarihli toplantısında resmen "milli marş" olarak kabul edildi ve ayakta dinlendi. Para ödülü ordu tarafından konulduğu için, bunu almamanın doğru olmayacağını düşünen Mehmed Âkif, o zaman için çok kıymetli olan parayı fakir kadın ve çocuklara iş öğretmek ve onları yoksulluktan kurtarmak amacıyla kurulan bir kuruma bağışladı.
İstiklâl Marşı, sözleri güfte olarak kabul edildikten sonra, bestelenmesi için, yarışma düzenlenmiş ve 24 besteci katılmıştır. 1924 yılında Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığında toplanan Kurul, Türk musıkisi bestecisi Ali Rifat Çağatay'ın bestesini seçti. 6 yıl boyunca bütün resmi törenlerde İstiklâl Marşı bu besteyle söylendi ve çalındı. 1930'da, Riyaset-i Cumhur Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün bestesi kabul edildi. 89 yıldır bu besteyle icra edilmektedir.
Âkif, musikiye de ilgi duymuş, Neyzen Tevfik'den ney dersi almıştır. Ders aldığı mekân Fatih'teki Reşadiye Otelinde, Neyzen'in odasıdır. Halen otel durmaktadır.
Şarkı musıkimizin usta bestecilerinden Şerif İçli'nin Hüseyni makamındaki:
"Ezelden âşinanım ben
Ezelden hem zebanımsın
Beraber ahde bağlandık
Ne olsan yâr-ı cananımsın"
Şarkısının güftesi Mehmed Âkif Ersoy'a aittir.
Ölümünün 83. yıldönümünde ulu şairimize Allah'tan (cc) rahmet diliyoruz.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023