Sevgili okurlarım bu mevzu çok ama çok derin olmakla birlikte, şayet bu konuyu enine boyuna araştırmayan ve bilmeyen bir iktisatçı varsa, lütfen ekonomi hakkında tek bir kelam etmesin!
Uzunca analizler günümüzde maalesef pek okunmuyor ve hatta hiç okunmuyor.
O bakımdan çok kısa keseceğim.
Evet, Merkez Bankamız esir durumda!
Merkez Bankamızın, özellikle de 1998 yılı sonrası ve hususen 2002 yılına kadar çıkarılan Derviş yasaları ile eli kolu zincirlenmiştir.
Dediğim gibi bu mevzu, iktisat bilgisi olmayanlarca katiyen çözümlenemeyecek karmaşıklıkta bir meseledir.
En basite indirgeyerek ve herkesin anlayacağı lisanla anlatıyorum.
Bankacılık konusu aslında MÖ 3500'lere kadar dayansa da, işin bir sömürü aracı haline dönüşmesi ve emperyalist amaçlı kullanımına 1773 yıllarından itibaren başlanmıştır.
Bu pis işlerin öncülüğünü, hiç bir dergi veya yazılı neşriyatta bulamayacağınız aile üstlenmiştir.
Rothschild ailesi...
Faaliyetlerini tümüyle sömürü üzerine inşa eden ve gelişmekte olan tüm devletlerin Merkez Bankalarına çöken bu aile, sırası ile şu merkezlerde finans saltanatının sahipleri oldu:
Amschel Mayer Rothschild (1773-1855): Frankfurt
Salomon Mayer Rothschild (1774-1855): Viyana
Nathan Mayer Rothschild (1777-1836): Londra
Calmann Mayer Rothschild (1788-1855): Napoli
Jakob Mayer Rothschild (1792-1868): Paris
Mevzu çok karmaşık gibi gözükse de, aslında iş çok basit.
Bu aile çeşitli katakullilerle devletlerin Merkez Bankalarını ele geçiriyor ve daha sonra o ülkenin her şeyine hükümran oluyor.
Konu bu kadar basit.
Sonra ne mi oluyor, o ülkenin iktidar ve muhalefetini ve hatta onun da alternatifini finans gücüyle dizayn ediyor.
1938'den sonra ve özellikle de 1980 sonrası iş tümüyle bu şekilde ülkemizde cereyan ede gelmiştir.
Hiçbir kuvvetin gücü, Atatürk'ü ele geçirmeye ve kullanmaya yetmemiştir.
O bakımdan aziz Atatürk'ün dönemini hiç bir şekilde ve bu olan biten işlerle aynı mevzu bütünlüğü içerisinde ele almamaya aşırı özen gösteren bir yazarım.
Bu vampir ailenin yerli işbirlikçileri her alanda görev başındadır.
Türkiye'de ise diğer ülkelerde olduğundan daha fazla orandadır.
Mesela şu siyasetçi bu bilmem neci falan diye yazamam.
Biliyorum ama yazamam çünkü, bırakın da biz de yaşayalım!
İşte bu ailenin yerel işbirlikçileri tarafından 2001 yılında MB yasalarında öyle değişiklikler yapılmış ki, kimsenin umurunda bile olmamış.
İşte bir ülkenin şah damarı sayılan ve bağımsızlığının gereği olarak parasına hükmetmesi gereken Merkez Bankası, çıkarılan bu yasalarla esir edilmiştir.
Her akşam aynı TV kanalında konuşmasına müsaade edilen Masum Türker abimize göre, bu yasalar Derviş Bey gelmeden önce ve onun gelmesini garanti etmek için çıkarıldı.
Sanki çok büyük bir maharetmiş gibi de bunu anlatması yok mu!..
Bakınız o tarihte yapılan bir yasal değişiklikle veya eklemeyle MB nasıl esir edilmiş!
Madde 56 - (Değişik: 25/4/2001 - 4651/13 md.)
Merkez Bankası, Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarına avans veremez ve kredi açamaz!
Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarının ihraç ettiği borçlanma araçlarını birincil piyasadan satın alamaz!
Banka, bu kanunla yetki verilen işlemler dışında avans veremez ve kredi açamaz, vereceği avans ve açacağı kredi teminatsız veya karşılıksız olamaz, her ne şekilde olursa olsun kefil olamaz ve doğrudan kendisi ile ilgili işlemler dışında teminat veremez!
İşte bu yasal düzenlemeyle Merkez Bankası'nın Hazine ile organik bağı koparılmıştır!
Öte yandan MB bağımsız olmalı türünden yürütülen ve ihanet kokan propagandalar, Merkez Bankamızın bize ait olduğu gerçeğini bile şüpheli hale sokmuştur.
Yasa tasarısında Merkez Bankasının, bir "Cumhuriyet" kurumu olduğunu vurgulamak amacıyla Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilendirilmesi istenmiş; ancak Bankanın, merkezi idareden bağımsız bir kurum olduğunu vurgulayabilmek için kamu kurumlarından farklı olarak ismi "Cumhuriyet Merkez Bankası" olarak belirlenmiştir.
Bugün Türk lirası yerlerde sürükleniyorsa, bu yasalara imza atanların ve günümüzde de devamına ses çıkarmayanların, çok büyük günahları vardır.
Bu aynı zamanda, anayasal suçtur.
MB, esir edilmiştir.
Kendi parasını basamaz hale gelmiştir.
Senyoraj geliri elde edemez duruma sokulmuştur.
İş o kadar çığırından çıkmıştır ki, yemin olsun bu iktidarında, mevcut muhalefetin de bu hususta yapabileceği hiç bir şey yoktur.
Türkiye hızla beka sorunu yaşamaya doğru evrilecektir.
Sebebi ise, ekonomik nedenler olacaktır.
Sorumluları ise, bu sistemin devam etmesini isteyenlerin tamamı ve işbaşında olanlardır.
Peki, nedir bu işin çıkış yolu:
Kısa adı "MEM"
- Bu vebal, Abdülhamit’in boynunadır! / 25.06.2025
- Atatürk’e kumpas kuran alçak şerefsiz! / 24.06.2025
- Muhalefet tek çatı altında birleşmeli / 19.06.2025
- Türk ordusu hazır olmalı! / 17.06.2025
- MİT’in içinde MOSSAD ajanı var mı? / 16.06.2025
- Atatürk’e kumpas kuran alçak şerefsiz! / 11.06.2025
- Anayasa kalsın, lütfen siz gidiniz! / 06.06.2025
- Uzun dönem iktidar olmanın sırrı! / 05.06.2025
- Şara’ya suikast düzenlenecek, Kobani işbaşına getirilecek / 04.06.2025