NATO'dan ayrılmayı adeta oksijensiz kalmak gibi algılayan "FETÖ" zihniyetli zavallı sözde akademisyen kırıntılarına yuh demekten başka bir söz bulamıyorum!
Başımıza her ne geldiyse, 1952 yılından sonra, yani NATO'ya girişimizden sonra olmuştur.
Bunun konunun anlamsızlığı ve olumsuzluğu üzerinde uzunca durmayı açıkçası zül kabul ediyorum.
Neden derseniz, hala mı açık değil NATO'nun bizi getirdiği ve içine soktuğu bataklık.
1990 sonrası dönemde ittifakın temel kuruluş gerekçesi olarak gösterilen SSCB'nin çözülmesiyle NATO'nun nasıl bir tavır alacağı yoğun şekilde tartışılmıştı.
Sovyetler'in dağılması, ittifakın varlık ve meşruiyet dayanaklarını da derinden etkilemiştir.
Zira artık örgütün temel kurulma gerekçesi olarak lanse edilen 'tehdit' ortadan kalkmış, iki kutuplu yapı sona ermiştir.
NATO'nun kuruluş öncülüğünü Siyonist Evanjelist bir Yahudi olan ABD Başkanı Harry Truman yapmıştır.
Kurucuları arasında hem Bilderberg Graup'a hem de CFR'ye üye çok sayıda kişi vardır.
NATO'nun üst kademesine yükselmenin yolu, CFR, Bilderberg ya da Trilateral örgütlerinden (gizli yapılardan) geçer.
NATO'nun en güçlü genel sekreterlerinden Jaseph Luns, George Marshall ve Dean Acheson CFR üyesi idi. NATO'nun ilk Başkomutanlığını da bir CFR üyesi olan Dwight Eisenhower'dır.
Yine Lord Carrington ve Alexander Haig, Paul Henri Spaak, Manferd Wörner ile Avrupa Müttefik kuvvetler Komutanlarından Andrew Goodpaster'de Bilderberg üyesidirler.
NATO Genel Sekreterliğini yapmakta olanlar dönemlerinde Bilderberg toplantılarına katılmak zorundadırlar.
CIA başkanları ve NATO Genel Sekreterleri, "Tapınak Şövalyeliğinin Erdemleri" adlı eğitimi almak zorundadır. AB'nin kurucularının da tamamı tapınak şövalyesidir.
NATO, dünyanın dört bir yanına askeri birlikler konuşlandırırken, aynı zamanda "askeri misyonerler" de gönderiyordu.
Evanjelist misyonerlerin yapmış olduğu dini misyonerliğin askeri versiyonudur NATO.
NATO'da Türkiye hariç tüm ülkeler Hıristiyan'dır.
Bugün Ortadoğu, Kafkaslar'da bulunan askeri üslerde asker papazlar tarafından görev yapılmaktadır.
Bugün Evanjelist olarak nitelendirilen Püritenler, Amerikan Yahudileri ile kurdukları ittifak sayesinde; Truman, Carter, Reagan ve Baba Bush'un döneminde küresel emperyalizmi yönlendiren güçlerden biri haline geldiler.
Biraz gerilere gidelim daha iyi anlayalım.
Osmanlı devleti zamanında Evanjelistler ilk misyonerlik okulunu Filistin bölgesinde kurdular.
Bunu Suriye ve Lübnan izledi.
İzmir'e gelen ilk Protestan misyoner Levi Parson, "Osmanlı İmparatorluğu'nu ortadan kaldırın, Yahudilerin yurtlarına dönmeleri için engel kalmaz" diyordu.
1890 yılında 813 okul, 117 kilise, 17 bin öğrenciye ulaştılar.
Bulgaristan'ın kurucu kadrosu Evanjelist misyonerlerin açtığı Robert Koleji'nde yetiştirildi.
Arap milliyetçilerini de Suriye Protestan koleji, Ermeni ve Rum milliyetçilerini de, Merzifon'daki Anadolu koleji yetiştirdi.
1820-1893 yılları arasında Osmanlı devletinde 3 milyon İncil olmak üzere 10 milyon kitap dağıtılmıştır.
Sonuç olarak diyoruz ki; bütün terör örgütleri, Türkiye'nin NATO müttefikleri tarafından destekleniyor. Yalana mı?
DEAŞ'ı kuran onlar, PKK'yı kuran, büyüten, başımıza musallat eden, bu örgüt üzerinden Türkiye'ye saldıran onlar. YPG'yi kurup silahlandıran, bu örgüt üzerinden Suriye'de işgal başlatan onlar.
Şimdi Türkiye'nin İttifak üyesi olmadığını varsayalım, geri çekilip güvenlik fotoğrafına şöyle bir bakalım.
Türkiye için bugün tanımlanan bütün tehditler NATO kökenli. Hepsi İttifak'ın üyelerinden kaynaklanıyor. Ne kadar liste yaparsanız yapın buraya çıkıyor.
Peki, NATO Türkiye'yi hangi tehdide karşı koruyor? Ne zaman Türkiye'nin yanında oldu? Hiç!.. Hiçbir zaman…
Neden?
Çünkü NATO'nun asıl hedefi Türkiye'dir de ondan!
- Türk ordusu hazır olmalı! / 17.06.2025
- MİT’in içinde MOSSAD ajanı var mı? / 16.06.2025
- Atatürk’e kumpas kuran alçak şerefsiz! / 11.06.2025
- Anayasa kalsın, lütfen siz gidiniz! / 06.06.2025
- Uzun dönem iktidar olmanın sırrı! / 05.06.2025
- Şara’ya suikast düzenlenecek, Kobani işbaşına getirilecek / 04.06.2025
- CHP-AKP-MHP-DEM aynı safta birleşti! / 03.06.2025
- En büyük darbe 24 Ocak kararlarıdır! / 02.06.2025
- 50 bin yıl yetecek enerji kaynağı: TORYUM / 29.05.2025