Hükümetin özelleştirme stratejisi ülkemizin yararına değil. Çünkü bu stratejinin kurallarını ülkemiz üzerinde hesabı olan yabancılar belirliyor. Durum böyle olunca en karlı en stratejik, bağımsızlığımızın sembolü olan kurumlarımız bir bir haraç mezat elimizden çıkıyor. Hem de bir iki yıllık karına. Hem de yabancılara?Büyük emeklerle, halktan toplanan vergilerle kurulan bu güzide kurumlarımızın ülke olarak tam kaymağını yiyecekken, altın tabakta yabancılara ikram ediyoruz.Halbuki özelleştirmenin mantığında işi bilmeme, teknolojiye yabancı olma, stratejik olmama ya da kurumların zarar etmesi vardır.Bizde ise durum son derece farklı. Bizim kurduğumuz, işletebildiğimiz, teknolojisini gayet iyi bildiğimiz, stratejik olan ve de astronomik karlar elde ettiğimiz şirketlerimizi satıyoruz. Zarar edenlerin ise kapısına kilit vuruluyor, ürün açığı dışarıdan ithalatla sağlanıyor, bağımlılığımız ve borçlarımız durmadan artıyor.Yabancılar karlı kurumlarımızı satın alıyorlar, aynı Türk personelle, aynı yöneticilerle, ufak tefek bazı değişiklikler yaparak, fazla da yatırım yapmadan hazır olan kara konuyorlar.Aslında bu tür özelleştirmelerde strateji kelimesini bile kullanmak abes. Stratejide yine bir mantık vardır, bu tür satışlarda en ufak bir mantık yok.Dilerseniz sıcak bir gelişme olduğu için Türk Telekom örneğini biraz irdeleyelim.Türk Telekom'un yüzde 55 hissesi 2005 yılında 6.5 milyar dolara Lübnanlı Oger Telekom şirketine satıldı. Telekom, satış sonrası her ay sabit ücret almaya başladı. Özelleştirme yapılmıştı, ama fatura yine vatandaşa kesilmişti. Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin, "Telekom'un sabit ücret adı altında herhangi bir hizmet karşılığı olmadan aldığı tutar, yıllık ortalama 3 milyar 690 milyon YTL'dir" dedi.Türk Telekom'un 19 milyon sabit hat abonesi bulunuyor.Konuşma ücretlerinden kaynaklanan kar da hesaba katıldığında Türk Telekom tam manasıyla altın yumurtlayan tavuk gibi.Ama Hükümet bunu bu millet yemesin, yabancılar yesin dedi ve babalar gibi sattı.Önceki gün Türk Telekom'un elimizde kalan yüzde 15 hissesi de 1.9 milyar dolar tutarında halka! arz yapıldı. Hükümet övünüyor, Türk Telekom'un değeri 15.5 milyar dolar oldu diye.Yahu tamam da, sana ne Telekom'un değerinden. O artık sana ait değil ki. Üstelik başını duvarlara vurman lazım, nasıl olur da böyle değeri ve karı yükselen bir şirketi elimden çıkardım diye.Sadece bu örnek bile siyasilerimizin milletin değerlerine olan saygısını net olarak göstermektedir.Halka arz ama nasıl? Yüzde 60'ı yine yabancılara. Artık küreselleştik ya, yabancılar da bizim halkımız oluyor herhalde. Her ne kadar onlar bizi adam yerine koymuyor olsalar da, altımızdan kırmızı halıları apar topar kaldırıyorlar, askerimizin başına çuval geçiriyorlarsa da balık hafızalı olan bizler bunları hemen unutuveriyoruz.Yok ki tarihten ders almak gibi bir hünerimiz.Birileri yerleştirmiş aklımıza "dün dündür, bugün bugündür" mantığını.Son satışla beraber Telekom'un değeri 15.5 milyar dolar olmuş. Diyelim ki doğru, o zaman blok satılan yüzde 55'lik kısım 8 milyar dolara yükselmiş oluyor. Satın alan şirket elde ettiği karlar bir yana, sadece 1.5 milyar dolar durduğu yerde kazanmış. Bizim siyasiler de seviniyor 1.9 milyarı dolar kasamıza koyduk diye.Yahu bardaktaki suyun tamamını ele vermişiz, kalan bir iki damlayla seviniyoruz, bu ne garabet bir durum.Dünya özelleştirme stratejisini bir Türk bilim adamının modelinden alıp istifade ediyor uyguluyor, bizimkiler ise devletimize ve milletimize hiçbir faydası olmayan, hatta zararı olan işlerle uğraşıyoruz.Rusya, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nden istifade ederek tam 42 sektörünü stratejik ilan etti ve yabancıların bu şirketlere ortak olmasının önünü tamamen kesti. Brezilya ve Venezuella da MEM'den istifade ederek stratejik kurumlarını millileştiriyor.Özelleştirmeden ne bekliyoruz? Yabancı para. Neden? Kendi paramız para değil mi? Niçin yatırım yapmak için illaki yabancı paraya ihtiyacımız var? Köprü yapacağız, yol, baraj, santral yapacağız, her şey Türkiye'de var, ama yabancı para lazım, sizin buna hiç aklınız kesiyor mu?Özelleştirmeden 30 milyar dolar hedeflendiğini farz edelim, bu kadar para basıp kasamıza koysak da bu para ile yatırımlarımızı yapsak olmuyor mu? Kurumlarımız da elimizde kalırdı. Karlı kamu şirketlerinin elimizde durmasından mı rahatsız oluyorsunuz, yerli parayı yatırım amaçlı devreye koymaktan mı?Yoksa rahatsızlığınız milli olan her şeyden mi, bütün milli değerlerimizden mi?
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024