logo
01 HAZİRAN 2025

Neyi neden yapıyoruz biliyor muyuz?

09.01.2020 00:00:00

Bu yazıya bir soru ile başlayalım. Herhangi bir şeye taraf ya da karşı olduğumuza neye göre karar veriyoruz? Bunu hepimiz bir düşünelim lütfen. Maalesef ki çoğumuz üzerinde çok da düşünmeden kimin söylediği ya da söyleyenin hangi görüşü temsil ettiğine göre karar veriyoruz. Bizimle farklı görüşten biri söylüyorsa kesin yanlıştır deyip saldırıyoruz. Çoğu kez şeksiz şüphesiz kabulleniş halindeyiz. Ait olduğumuz siyasi cephe, oy verdiğimiz parti ya da sadece sevdiğimiz bir insan söylüyor diye direkt olarak doğru kabul ediyoruz ya da tam tersi.

Pek de sevmediğimiz biri ya da karşıt görüşteki bir siyasetçi söyleyince direkt savunmaya geçiyor ya da ezbere, kulaktan dolma, daha önce bir kez bile sorgulamadığımız, araştırmadığımız kıt bilgimizle saldırıya geçiyoruz. Bunun birçok örneğini televizyon programlarında, sosyal medyada ya da sıradan bir kahvehanede bile görebiliriz. Üstelik bunu cahil insanlar yaptığı gibi profesör titri olan, ya da adının başında bir sürü sıfatlar yazan kişiler de yapabiliyor. Yani okul okumuş olmakla ya da makam sahibi olmakla değişmiyor bu durum. Tabi bunu maksatlı yapanlar da var. Onlardan bahsetmiyorum. 

Mesela günlerdir devam eden Türkçe ezan meselesi gibi, ya da bazen çok daha teknik konular da olabilir. İstanbul Havalimanı gibi... O kadar ezberden konuşuyoruz ki sorsanız birçok insan ezan ne kadar süre ile Türkçe okutulmuş ya da niye okutulmuş, sonra niye vazgeçilmiş bilmez. Bir kere de merak edip araştırmaz ki aslı astarı nedir diye ama herkes bu konuda konuşur. Bunu maksatlı olarak ortaya sürenler ortalığı kızıştırdıkça kızıştırır. Alın size bir ayrışma sebebi, haydi tartışın durun. O esnada ne önemli gündemler kaçar, meclisten ne yasalar çıkar, haberiniz bile olmaz. Gençler harçlığı olmadığı için intihar mı etmiş, vatandaş sokakta soğuktan donarak ölmüş mü kimsenin umurunda olmaz. 

Birçok bilmediğimiz konuya açıklık getirdiği gibi, Prof. Haydar Baş 'Hoş geldin Atatürk' eserinde Türkçe ezan konusuna da açıklık getirdi. Atatürk, Türkçe ezan başta olmak üzere Türkçe ibadeti istemişti. Çünkü o dönem çok iyi görmüştü ki ülkemize, toplumumuza en büyük zararı hacı hoca geçinenler vermişti. Bundan vatandaşlar da ülke de çok zarar görmüştü. Cahil halk okuma yazma bilmediğinden, Arapçayı da anlamadığından bu hoca geçinenler tarafından kandırılmaya çok müsaitti. Bu yüzdendir ki eğer halk Türkçe duyarsa, duyduğunu anlar, dinini daha iyi öğrenir diye düşünmüş, yine bu amaçla Elmalılı Hamdi Yazır'a Kur'an'ı Türkçe'ye tercüme ettirmiştir. Ancak Türkçe okunma denemelerinden kısa bir zamanda vazgeçmiş, çünkü orijinal dilinde kulağa daha hoş geldiği, daha etkili olduğuna karar vermiştir.

Kendisi de hafız olan Atatürk, Kur'an okumayı da dinlemeyi de çok severdi. İlk Diyanet İşleri Başkanımız Rıfat Börekçi'yi Dolmabahçe Sarayı'na sık sık çağırır, bir kendisi okur, ona dinletirdi, bir ona okutur, kendisi dinlerdi. Yani mukabele ederlerdi. Atatürk'ün tek çabasının İslam'a hizmet olduğunu, insanımızın dinini doğru öğrenip, sevmesi ve uygulaması olduğunu bilmeyen art niyetlilerin bu söylemlerine körü körüne inanmak yanlıştır ve en çok da birlik beraberliğimize zarar vermektedir. Bu devletin kurucusu, bu toprakların kurtarıcısına bu iftiraların atılması bu vatana bu millete ihanettir. 

Teknik konularda da bu tartışmalar benzer şekilde oluyor. Örneğin havaların soğuması ile beraber İstanbul Havalimanı'nda uçakların iniş kalkışta zorlanmaya başlamaları tekrar tartışma konusu oluşturdu. Sosyal medyayı görseniz herkes pilot, herkes iklim bilimci falan sanırsınız. Allah aşkına işi bilen insanların yorumları var, istatistiki veriler var. Bir şeyi de bilmeyin, bilmeden konuşmayın. Her şeyi karalama amaçlı algılamayın. Yaşanan gerçeklere bir kulak verin. Elbette ki böyle büyük bir havalimanının olması ülkemiz açısından güzeldir, daha çok uçak gelmesi, daha çok turist demektir, bu da ülke ekonomisine katkı demektir ki buna kimsenin itirazı olamaz ama yeri yanlıştı, bunu kabul etmemiz lazım. Ben demiyorum ki bunu işin uzmanları diyor ki şu anda da tecrübe bunu doğruluyor. Allah korusun bir felaket yaşansa o zaman ne diyeceksiniz?

Oy verdiğiniz parti döneminde yapılmış olabilir ama herkesin her yaptığı mutlaka doğru olacak diye bir şey mi var? Aynı şeyi muhalefet olanlar da yapıyor yanlış anlamayın. İktidar yaptı diye ne olduğuna bakmadan sırf eleştirmek için eleştiriyorlar. İnsanımız da onlar eleştiriyor diye eleştiriyor, beğeniyor diye beğeniyor. Ama kimse neyi niye eleştirdiğini ya da niye beğendiğini bilmiyor. Bu çok büyük bir yanlıştır. Araştırmayı, sorgulamayı öğrenmediğimiz sürece asla ilerleyemeyiz. Maalesef eğitim sistemimiz de bunu öğretmiyor.

Gelinen noktada bağnaz insanlar topluluğu olarak yaşıyoruz, daha doğrusu yaşıyor gibi yapıyoruz. Neyi neden eleştirdiğinizi bilmezseniz tarafınızı doğru seçemezsiniz. Bir gün gelir körü körüne peşinden gittikleriniz sizi olmadık durumlara sürükler. 

Bana yorumlar geliyor her konunun sonunu Haydar Baş'a bağlamak zorunda mısın diye? Valla ne yalan söyleyeyim ben bağlamasam da konu kendisi oraya geliyor. Buraya kadar yazdıklarıma herhalde itirazı olan olmaz. En azından rasyonel düşünen kimse itiraz etmez. Sadece siyaset adamı olarak değil düşünce insanı olarak da baktığımda, Prof. Haydar Baş'ın bugüne kadar konuştuklarına, takdir ettiklerine ya da eleştirdiklerine, neyi neden söylediğine altının hep dolu olduğunu görüyorum.

Bilmediği ya da kendisinin konusu olmayan bir mühendislik alanında ya da teknik bir konuda ekibini görevlendirir, araştırırlar, rapor sunarlar ve aklına yatarsa güzel der ya da yanlış bir şey olduğunu görürse eleştirir. Atatürk'ün soyunu araştıran, ortaya çıkaran ve birçok konuda taşları yerine oturtan odur.

Asla hariçten gazel okumaz. Osmanlı konusunda da mesela çok nettir. Onlar bizim atalarımız, açıklarını ortaya vurmak istemezdik ama bu kadar yanlış bilgi ortada gezerken ve politika malzemesi yapılırken doğruları ortaya koymamak da olmazdı. Osmanlı'nın askeri, siyasi başarılarını anlattığı gibi, en önemli yanlışlarından biri olan kardeş katli meselesini ayetlerle açıklayıp ortaya koymuştur. Ayete aykırı olan bir duruma da susmaz.

Yine Ehl-i Beyt'le ilgili araştırmaları birçok yanlışı düzeltmiştir. Üstelik de bir Sünni olarak, ilahiyat eğitimi almış biri olarak yapmıştır bunu. 'Bugüne kadar ben de bilmiyordum, araştırınca öğrendim.' diyecek kadar da alçakgönüllüdür, kibirden uzaktır. O yüzden de durduğu yer hep isabetlidir, doğru saftır. Bu anlamda da bize örnektir. Çünkü durduğu yer ülkemizin ve milletimizin menfaatlerinin olduğu taraftır. Birliğimizin beraberliğimizin olduğu taraftır. Safı tam bağımsızlık safıdır.

Şimdi siz söyleyin konu kendisine gelmesin de kime gelsin?

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Asude Havuzlu / diğer yazıları
Antalya'da 174 turistik tesis mühürlenecek
Ruhsatları askıya alınmıştı
En düşük emekli maaşı ne kadar olacak?
Uzmanı rakamı açıkladı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu
Paris sokakları savaş alanına döndü
İsrail-ABD güdümlü yardımlar ölüm tuzağına dönüştü
En az 30 Müslüman öldü, 115 Müslüman yaralandı
Suriye yönetimine mali destek
Memur maaşlarını o iki devlet ödeyecek
Gezi Parkı olaylarının yıldönümü
Taksim demir ağlarla örüldü
PSG tarihindeki ilki tarihi bir skorla kazandı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu
ABD'nin ateşkes önerisine Hamas: ‘10 esir serbest bırakılacak’
ABD: ‘Hamas’ın yanıtı kesinlikle kabul edilemez’
Fenerbahçe, sezonu galibiyetle kapattı
Maç istifa sesleriyle başladı
Marmaray'da çocuklarının yanında darbetmişti
Tutuklandı
İsrailliler Batı Şeria'da kaçak yerleşim kurmaya çalışıyor
Filistinlilere ait bir evin kalıntıları üzerine...
Erdoğan'ın hedefinde CHP var
'Bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı'
Sabrediyorlar ancak nereye kadar!
Sanayici gerçekten zor durumda
Çok kritik uyarı
Hesap numaranızı verirken iyi düşünün
Umreye gideceğiniz firmayı iyi araştırın!
Dini tur şirketleri şikayetlerin merkezinde
Antalya'da 174 turistik tesis mühürlenecek
Ruhsatları askıya alınmıştı
En düşük emekli maaşı ne kadar olacak?
Uzmanı rakamı açıkladı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu
Paris sokakları savaş alanına döndü
İsrail-ABD güdümlü yardımlar ölüm tuzağına dönüştü
En az 30 Müslüman öldü, 115 Müslüman yaralandı
Suriye yönetimine mali destek
Memur maaşlarını o iki devlet ödeyecek
Gezi Parkı olaylarının yıldönümü
Taksim demir ağlarla örüldü
PSG tarihindeki ilki tarihi bir skorla kazandı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu
ABD'nin ateşkes önerisine Hamas: ‘10 esir serbest bırakılacak’
ABD: ‘Hamas’ın yanıtı kesinlikle kabul edilemez’
Fenerbahçe, sezonu galibiyetle kapattı
Maç istifa sesleriyle başladı
Marmaray'da çocuklarının yanında darbetmişti
Tutuklandı
İsrailliler Batı Şeria'da kaçak yerleşim kurmaya çalışıyor
Filistinlilere ait bir evin kalıntıları üzerine...
Erdoğan'ın hedefinde CHP var
'Bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı'
Sabrediyorlar ancak nereye kadar!
Sanayici gerçekten zor durumda
Çok kritik uyarı
Hesap numaranızı verirken iyi düşünün
Umreye gideceğiniz firmayı iyi araştırın!
Dini tur şirketleri şikayetlerin merkezinde
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.