Bugüne kadar Batılı devletler, Türkiye hakkındaki niyetlerini hiç saklamadılar. Sadece menfaatlerinin yoğunlaştığı zamanlarda biraz geri plana çektiler, ama sonra yine önümüze sundular.
AB maceramız 40 yılı aşkın devam etmektedir. Sayın başbakanlarımızın zaman zaman ifade ettikleri gibi, bu dönem zarfında "AB'nin bir dediğini iki etmedik". Tam teslimiyetle, dün ülkemizi işgal edenlere boyun eğdik.
Bizimle beraber AB'ye müracaat eden Yunanistan, bize sunulan şartlar sunulmadan alınmasına rağmen, hatta bizden sonra müracaat edenler bile AB'ye dahil edilmesine rağmen, biz hala bunca yıldır bir müzakere tarihi bile alamadık.
Madenlerinizi verin dediler, bizimkiler hemen yasa çıkardı verdi.
Topraklarınızı bize satın dediler, bizimkiler hemen yasa çıkardı sattı.
Şeker pancarına, tütüne, pamuğa tahdit koyun dediler, bizimkiler hemen koydu.
Tarıma desteği kaldırın, ithal ürünlerin kotalarını kaldırın dediler, bizimkiler de destekleri kaldırdı, maliyetin altına fiyat vererek çiftçiyi öldürdüler ve ithal ürünlere sonuna kadar kapı açarak, hatta bazı siyasilerimiz de distribütörlük yaparak temel gıdalar da bile bizi dışarıya bağımlı hale getirdiler.
Sanayicinizi, üreticinizi bitirin dediler, bizimkiler de üretim maliyetlerini artırarak, tüketimi daraltarak, ithal ucuz ürünleri piyasaya sokturarak üreticilerimizi iflasın eşiğine getirdiler.
Dinlerarası Diyalogla Hıristiyanlığın önünü açın dediler, bizimkiler hemen açtı, hem de 150 bin misyonerin cirit atmasına, 8 milyon İncil dağıtılmasına, 32 bin ev tipi kilise açılmasına göz yumarak ve de eski kiliseleri tamir ederek.
Din derslerine Yahudiliği, Hıristiyanlığı koyun dediler, bizimkiler hemen koydu, hem de büyük dinler başlığıyla birinci ve ikinci olarak. İslam'ı da üçüncülüğe layık gördüler.
Camilerinizi papazlar açsın dediler, bizimkiler hemen açtırdı.
Milletiniz İmamlarınıza güveniyor, biraz yıpratın dediler, bizimkiler hemen yaptılar. Hem de fazlasıyla, hapis cezasını da layık görerek.
Şu işe bakın, yüzde 99 Müslüman bir memlekette papaza iltifat, imama tokmak. Yapan da muhafazakar(!) bir hükümet.
Siz Müslümansınız, biz Hıristiyanız, aramızda kültür farklılığı var dediler, bizimkiler "bunu da hallederiz" diyerek Müslümanlığı güncelleştirmeliyiz, reformize etmeliyiz, akla göre yorumlamalıyız -Endülüs'ün son zamanlarında da aynı mantık hakimdi- diyerek kolları sıvadılar ve işe de Kuranın tefsirinden başladılar.
Elinizdeki Kuranla sizi almayız dediler, bizimkiler ise kuranın yüzde 30'u gereksizdir, AB'ye girmek için bazı ayetleri değiştirmemiz lazım diyenleri dini konularda yetkili kıldılar.
Ezanın sesini biraz kısın dediler, bizimkiler hemen uygulamaya soktular.
Aman milletiniz türbelere, alimlerin kabirlerine gitmesin hurafedir dediler, bizimkiler peki nereye gitsin dediler, onlar da Vefa semtinde Meryemana kilisesine gidip orada dilek tutsunlar, tütsülensinler dediler, bizimkiler de hemen gündemlerine aldı. 1 Ekimde medyadaki ana haberlerde geçen, "ayın biri kilisesi" haberini hatırlarsınız, millet kuyruğa girmişti.
Kıbrıs meselesini çözmeden sizi almayız dediler, bizimkiler de "pardon beyefendi, bizim zaten böyle bir meselemiz yok" dercesine, Annan planına Kıbrıs halkına "evet" dedirttiler, Kıbrıs Rum kesimiyle, bütün Kıbrıs adına Gümrük Birliği anlaşmasını imzalayarak KKTC'yi tamamen gözden çıkardılar.
Olimpiyatlarda, spor müsabakalarında çok önde gidiyorsunuz, Türk unsuru ön plana çıkıyor, biraz geri durun bakalım dediler, bizimkiler de "hay hay, emriniz başımız üstüne" diyerek gerekli düzenlemeleri yaptılar. Altın madalya alan, rekor kıran sporcularımıza basını da kullanarak iftira attılar, onları yetiştirenleri yıprattılar ve başarılı olanları halkın gözünde bitirdiler.
APO'nun kılına bile dokunmayın, Zana ve arkadaşlarını serbest bırakın dediler, bizimkiler hemen çıkardılar.
Etnik dilleri ön plana çıkarın -Ki sizi daha çabuk bölüp, parçalayıp, yutabilelim- dediler, bizimkiler hemen itaat ettiler, hem de devletin televizyonunda bile yer vererek.
AB dedi bizimkiler yaptı, AB dedi bizimkiler yaptı, AB dedi bizimkiler yaptı.
Peki ne uğruna, sonucunda ne aldık, ne elde ettik?
Koskoca bir HİÇ...
AB maceramız 40 yılı aşkın devam etmektedir. Sayın başbakanlarımızın zaman zaman ifade ettikleri gibi, bu dönem zarfında "AB'nin bir dediğini iki etmedik". Tam teslimiyetle, dün ülkemizi işgal edenlere boyun eğdik.
Bizimle beraber AB'ye müracaat eden Yunanistan, bize sunulan şartlar sunulmadan alınmasına rağmen, hatta bizden sonra müracaat edenler bile AB'ye dahil edilmesine rağmen, biz hala bunca yıldır bir müzakere tarihi bile alamadık.
Madenlerinizi verin dediler, bizimkiler hemen yasa çıkardı verdi.
Topraklarınızı bize satın dediler, bizimkiler hemen yasa çıkardı sattı.
Şeker pancarına, tütüne, pamuğa tahdit koyun dediler, bizimkiler hemen koydu.
Tarıma desteği kaldırın, ithal ürünlerin kotalarını kaldırın dediler, bizimkiler de destekleri kaldırdı, maliyetin altına fiyat vererek çiftçiyi öldürdüler ve ithal ürünlere sonuna kadar kapı açarak, hatta bazı siyasilerimiz de distribütörlük yaparak temel gıdalar da bile bizi dışarıya bağımlı hale getirdiler.
Sanayicinizi, üreticinizi bitirin dediler, bizimkiler de üretim maliyetlerini artırarak, tüketimi daraltarak, ithal ucuz ürünleri piyasaya sokturarak üreticilerimizi iflasın eşiğine getirdiler.
Dinlerarası Diyalogla Hıristiyanlığın önünü açın dediler, bizimkiler hemen açtı, hem de 150 bin misyonerin cirit atmasına, 8 milyon İncil dağıtılmasına, 32 bin ev tipi kilise açılmasına göz yumarak ve de eski kiliseleri tamir ederek.
Din derslerine Yahudiliği, Hıristiyanlığı koyun dediler, bizimkiler hemen koydu, hem de büyük dinler başlığıyla birinci ve ikinci olarak. İslam'ı da üçüncülüğe layık gördüler.
Camilerinizi papazlar açsın dediler, bizimkiler hemen açtırdı.
Milletiniz İmamlarınıza güveniyor, biraz yıpratın dediler, bizimkiler hemen yaptılar. Hem de fazlasıyla, hapis cezasını da layık görerek.
Şu işe bakın, yüzde 99 Müslüman bir memlekette papaza iltifat, imama tokmak. Yapan da muhafazakar(!) bir hükümet.
Siz Müslümansınız, biz Hıristiyanız, aramızda kültür farklılığı var dediler, bizimkiler "bunu da hallederiz" diyerek Müslümanlığı güncelleştirmeliyiz, reformize etmeliyiz, akla göre yorumlamalıyız -Endülüs'ün son zamanlarında da aynı mantık hakimdi- diyerek kolları sıvadılar ve işe de Kuranın tefsirinden başladılar.
Elinizdeki Kuranla sizi almayız dediler, bizimkiler ise kuranın yüzde 30'u gereksizdir, AB'ye girmek için bazı ayetleri değiştirmemiz lazım diyenleri dini konularda yetkili kıldılar.
Ezanın sesini biraz kısın dediler, bizimkiler hemen uygulamaya soktular.
Aman milletiniz türbelere, alimlerin kabirlerine gitmesin hurafedir dediler, bizimkiler peki nereye gitsin dediler, onlar da Vefa semtinde Meryemana kilisesine gidip orada dilek tutsunlar, tütsülensinler dediler, bizimkiler de hemen gündemlerine aldı. 1 Ekimde medyadaki ana haberlerde geçen, "ayın biri kilisesi" haberini hatırlarsınız, millet kuyruğa girmişti.
Kıbrıs meselesini çözmeden sizi almayız dediler, bizimkiler de "pardon beyefendi, bizim zaten böyle bir meselemiz yok" dercesine, Annan planına Kıbrıs halkına "evet" dedirttiler, Kıbrıs Rum kesimiyle, bütün Kıbrıs adına Gümrük Birliği anlaşmasını imzalayarak KKTC'yi tamamen gözden çıkardılar.
Olimpiyatlarda, spor müsabakalarında çok önde gidiyorsunuz, Türk unsuru ön plana çıkıyor, biraz geri durun bakalım dediler, bizimkiler de "hay hay, emriniz başımız üstüne" diyerek gerekli düzenlemeleri yaptılar. Altın madalya alan, rekor kıran sporcularımıza basını da kullanarak iftira attılar, onları yetiştirenleri yıprattılar ve başarılı olanları halkın gözünde bitirdiler.
APO'nun kılına bile dokunmayın, Zana ve arkadaşlarını serbest bırakın dediler, bizimkiler hemen çıkardılar.
Etnik dilleri ön plana çıkarın -Ki sizi daha çabuk bölüp, parçalayıp, yutabilelim- dediler, bizimkiler hemen itaat ettiler, hem de devletin televizyonunda bile yer vererek.
AB dedi bizimkiler yaptı, AB dedi bizimkiler yaptı, AB dedi bizimkiler yaptı.
Peki ne uğruna, sonucunda ne aldık, ne elde ettik?
Koskoca bir HİÇ...
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024