1905 yılında Salzburg şehri Başpiskoposu, Büyük Katolik Ruhanileri ve Papanın cemaatlerine, bir nevi tamime benzer bir metin yayınlamış ve bakınız orada bir Katolik olarak Papazların kudretini nasıl tarif etmiş:"Yeryüzünde bu kuvvete benzer başka bir kuvvet var mıdır? Hükümdarların ve kralların kuvveti bunun yanında hiçtir. Hatta gökyüzünde bile bir papazın kudretine eşit bir kuvvet yoktur. Gerçi orada etrafına bakınırsan birçok peygamberler, şehitler, din fedaileri ve mukaddes bakireler görecek ve Allah'ın tahtının etrafında melâikelerin dolaştığını seyredeceksin, fakat bunlardan hangisi seni günahlarından kurtarabilir? Rab İsa'nın anası Meryem bile buna muktedir değildir. Hâlbuki biz günahlarınızı çıkararak sizi temizlemeye muktediriz. Bir rahip ekmek ile şarabı takdis edince bunlar İsa'nın vücudu ve kanı olmuş olur. Allah'ın oğlu, dünyanın ve ahiretin hâkimi İsa bile görüyorsunuz ki bizim irademize tabidir. İsa kendi üzerinde hâkim olmak salahiyetini Katolik mezhebine vermiştir."Papazın tamimini okurken bir Müslüman olarak tüyleriniz diken diken olmuştur herhalde. "Gökyüzünde bile bir papazın kudretine eşit bir kuvvet yoktur" diyor. Papazları Peygamberlerden üstün tutuyor. Allah'a mekân izafe ediyor. Ve bunlardan hiç birinin bir Katolik'i günahlarından arındırma gücüne sahip olmadığını söylüyor. Yani, hâşâ Allah'ı devre dışı bırakıyor. İsa aleyhisselama "Rab" diyor. Sonra "Rab" dediği İsa'ya "analık" izafe ediyor. Allah'ı bir anadan doğma olarak algılıyorlar. Evet, İsa aleyhisselam Meryem annemizin oğlu amma, tabii ki Rab değil. Hızını alamıyor Katolik Papaz?Biz diyor, şarap ile ekmeği takdis edince şarap ile ekmek İsa'nın kanı olmuş olur. Olunca ne olur, anasından günahkâr doğan bebek, günahsız hale gelir? İyi de, o zaman İsa gelmeden önce yaşayıp ölmüş insanların hali ne olacak? Allah, insanların günahlarını bağışlamak için neden İsa aleyhisselamın kurban edilmesini istesin. "Bağışladım" der, mesele biter. Böyle bir güç hâşa Allah'ta olmayacak amma papazlarda olacak, öyle mi?Demek ki, Katolik mezhebinde bir papazın gücü bu. Kendilerinde böyle bir güç olduğunu bizzat Papazın kendisi söylüyor, ondan daha iyi bilecek halimiz yok.Biz, "Senin dinin sana, benim dinim bana" der, geçeriz.Lâkin mesele burada bitmiyor. İşte birileri zihniyeti bu olan insanların iyilerinin de cennete gideceğini bu toplumun genç beyinlerine zerk ediyor. Söyleyin Allah aşkına bizim inancımıza göre bu mümkün mü?Kur'an ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'e göre bu Papaz ve onun gibi inanan Vatikan'dakiler ve Vatikan'dakilere biat edenler safi iyilik olsalar; meselâ Somali'deki bütün açları doyursalar, dünyadaki bütün depremzedelere lüks konutlar inşa etseler, bütün çıplakları giydirseler cennete girebilirler mi, yoksa ebedî cehennemlik midirler?Onlar da bize "Cehennemlik" diyorlar. Ahrette kim haklı kim haksız ortaya çıkacak. Hatta son nefeste, tövbenin artık fayda etmediği, Azrail'le yüz yüze geldiğimizde mesele nasıl olsa anlaşılacak. Rabbim hüsnü hatime ihsan eylesin ve bu milleti Sırat-ı Müstakîm'den ayırmasın. Vatikan'ın çıkmaz sokaklarında dolaşanlara ve milleti o çıkmazlara çekmek için çırpınanlara ya gerçeği görüp tövbe etmeyi ihsan eylesin ya tuzaklarını başlarına geçirip insanımızı şerlerinden muhafaza buyursun. Âmin.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012