Patriotların düğmesi bizde olacakmış(!)

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Türkiye’nin talebi üzerine NATO tarafından jet hızıyla gönderilecek olan Patriot füzelerinin tetiğinin Türkiye’de olacağını belirtti.
Patriot füzelerinin düğmesi bizde olacakmış(!) Sayın Çelik’e soruyoruz, Türkiye’de neyin düğmesi bizde ki Patriotların düğmesi bizde olacak?
Füze kalkanının radarının mı? Başlangıçta kontrolü bizde olacak dediler, sonra öğrendik ki düğmesi Almanya’da NATO üssünde olacakmış.
Adamlar Libya’yı vurmak için NATO komuta merkezini İzmir Urla’ya getiriyorlar ama radarın düğmesini Almanya’ya veriyorlar.
Demek ki komuta merkezini taşımak, düğmeyi taşımaktan daha kolaymış.
Onu bırak, siyasilerimiz radarın edindiği istihbarat bilgilerinden İsrail haberdar olmayacak dediler, sonra bizzat NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in açıklamasıyla öğrendik ki, bilgiler “NATO’nun ortağı” olarak ifade edilen İsrail’e verilecekmiş.
Ve veriliyor da. İsrail Gazze’ye yüzlerce hava bombardımanı, füze saldırısı yaptı ve Hamas’ın gönderdiği füzelerin birçoğunu imha etti, bunun istihbaratı nereden geldi? Tabii ki Malatya Kürecik’te bulunan radardan… Siyasilerimiz İsrail’e sadece “one minute” diyor ama Gazzelilere “one minute”u bizzat uyguluyor.
Bu arada emin olun ki radardan İsrail’in elde ettiği istihbarat bilgileri, Türkiye’nin elde ettiklerinden mukayese edilemeyecek kadar çok fazladır.
İsrail NATO’nun üyesi değil, sadece ortağı, Türkiye ise üye…
Demek ki ortak olmak üye olmaktan çok daha faydalı…
Bu arada NATO’nun ortağı olarak sadece İsrail ifade ediliyor. Ve NATO, mimarı İsrail olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin askeri kanadı olarak görev yapıyor. Yani NATO’nun bugün en büyük amacı, İsrail’i koruma altına almak ve Büyük İsrail Devleti’nin oluşumunu sağlamaktır.  
O halde şöyle diyebiliriz: 28 NATO üyesinin görevi, NATO üyesi olmayan, NATO’nun ortağı olarak ilan edilen İsrail’i korumak ve kollamaktır. Ne garip bir dünya değil mi?
Sayın Çelik’e sormaya devam ediyoruz, topraklarımızda bulunan ve ABD’ye tahsis ettiğimiz İncirlik Üssü’nün mü kontrolü bizde?
Geçtiğimiz yıllarda bir binbaşı ve ailesi oralardan geçerken ABD askerleri tarafından arabadan indirilmiş ve aranmıştı. Onuruna dokunduğu için bu binbaşı istifa etmişti.  
Adeta müstemleke ülkesi gibiyiz.
Sormaya devam edelim, ekonominin mi düğmesi bizde?  
Döviz kurlarını serbest piyasa belirliyor, akaryakıt
fiyatlarını serbest piyasa belirliyor, serbest piyasayı ise yabancı sermaye yönetiyor. Kamu şirketlerini de yabancılara kaptırmışız en stratejik ürün ve hizmetlerin fiyatlarını da yabancılar belirliyor.
Yabancılardan dilendiğimiz borçla ekonomiyi döndürmeye çalıştığımızdan dolayı açıkları kapatmak için tek malzeme olan vergiyi de yine yabancılar
belirliyor. Ne de olsa alacaklılar.
Siyasetin düğmesi bizde mi? Hayır. ABD, AB ve İsrail kimi arzu ediyorsa o iktidar koltuğuna oturuyor. Siyasiler de koltuklarını korumak için vermedikleri taviz kalmıyor.
Diyelim ki düğmeyi gerçekten siyasilerimize verdiler; varlık sebebini AB, ABD ve İsrail talimatlarını yerine getirmek olarak kabul eden siyasilerimiz söyler misiniz düğmeyi kim için basar?
Ama yabancılar işi riske atıp da düğmeleri bize teslim etmiyorlar. Neden mi?
Kendi milletini bile menfaatleri uğruna satan bir siyasi irade kimi satmaz ki?