Devrik lider Saddam Hüseyin, Amerikan işgal yönetiminin aldığı son kararla Irak'ın Geçici Yeni Hükümeti'ne teslim edildi.
ABD tarafından nerede tutulduğu bilinmeyen Saddam, önceki gün gizlice Başkent Bağdat'a getirildi.
NATO zirvesi esnasında sözde egemenliği Irak yönetimine teslim ederek puan toplamaya çalışan ABD, Saddam'ı Irak'a teslim ederek büyük bir sorumluluktan da kurtulmuş olacak.
Topu Irak'taki kukla rejime atan Bush, böylelikle bir yandan çizilen karizmasını onaracak bir yandan da Kasım'daki başkanlık seçimlerine umut tazelemiş olacak.
Evet Saddam bir diktatör.
Sünni, Şii demeden iktidar hırsıyla insanları öldüren, Arap, Kürt demeden halkına karşı kimyasal silah kullanan, komşu ülkeleri tahrik ederek binlerce çocuğun ölümüne neden olan bir insan başka hangi sıfatla nitelendirilebilir?
Amaa.. En az Saddam kadar Bush da bir diktatör.
Saddam'ın vahşeti Irak ile sınırlıyken; Bush'un diktatörlüğü tüm dünyaya yayılmış durumda.
Afganistan'da vurulan köyler, Irak'ta tecavüze uğrayan kadınlar, Filistin'de katledilen genç yaşlı insanlar Bush'un eseri değil mi?
Soruyoruz..Hangi diktatör daha tehlikeli?
Dolaylı ya da doğrudan insanları öldüren, ölmelerine zemin hazırlayan insanlar elbette cezalarını çekeceklerdir. Çekmelidirler.
Saddam, bir zamanlar avlusunda balık tutarak aslan beslediği kendi saraylarında şuan hesap vermeye zorlanıyor.
Peki; Bush'un ne zaman ve nasıl yargılanacağına dair bir tahmininiz var mı?
Saddam'ı piyon hükümetle hakim karşısına çıkaran Bush'un adaletine nasıl güveneceğiz?
CIA ile işbirliği yaparak Saddam'a başarısız suikastlar düzenleyen atanmış Irak Başbakanı Allavi'ye kalırsa, Saddam biran evvel idam edilecek.
Evet yanlış duymadınız; Saddam'ı şu an yargılamakta olan idarenin başında Saddam düşmanı bir Başbakan var.
Bosna'da binlerce masum insanı kıtır kıtır doğrayan Sırp Kasap Miloseviç bile Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi'nde tarafsız yargıçlarca yargılanırken; Saddam'ın ABD tarafından kurulan bir mahkemeye muhatap edilmesinin temelinde hangi düşünce yatıyor?
ABD, 2005'in ortalarına sarkması beklenen duruşmanın ön hazırlıklarını yapıyor.
Bazı konuşmalar ve duruşmalar basına kapalı olarak sürdürülüyor.
Bu gizliliğin altında; Saddam'ın bildiklerini bir bir anlatması halinde çoğu Avrupa ülkelerine yönelik suç isnatlarının da olabileceği, çoğu batılı liderin zan altında kalacağı endişesi yatıyor olabilir mi?
Sormadan edemiyoruz...
"Asıl Suçlu Bush'tur" diyerek suçlamaları kabul etmeyen saddam'ın açıklamaları gerçekten de büyük önem taşıyor.
Saddam'ın ülkedışı işbirlikçileri hangi siyasi oluşumlar, hangi ekonomik güç odakları bunların ortaya çıkması tüm dünya için önemli.
Saddam ne kadar vahşi bir lider olsa da; onu bu vahşete sürükleyenler ve dolaylı destek vererek büyütenlerin de yargıya hesap vermesi gerekiyor.
Sadece o mu?
Anlayacağınız; Baba-Oğul Bush'lar Saddam'dan daha masum değiller.
ABD tarafından nerede tutulduğu bilinmeyen Saddam, önceki gün gizlice Başkent Bağdat'a getirildi.
NATO zirvesi esnasında sözde egemenliği Irak yönetimine teslim ederek puan toplamaya çalışan ABD, Saddam'ı Irak'a teslim ederek büyük bir sorumluluktan da kurtulmuş olacak.
Topu Irak'taki kukla rejime atan Bush, böylelikle bir yandan çizilen karizmasını onaracak bir yandan da Kasım'daki başkanlık seçimlerine umut tazelemiş olacak.
Evet Saddam bir diktatör.
Sünni, Şii demeden iktidar hırsıyla insanları öldüren, Arap, Kürt demeden halkına karşı kimyasal silah kullanan, komşu ülkeleri tahrik ederek binlerce çocuğun ölümüne neden olan bir insan başka hangi sıfatla nitelendirilebilir?
Amaa.. En az Saddam kadar Bush da bir diktatör.
Saddam'ın vahşeti Irak ile sınırlıyken; Bush'un diktatörlüğü tüm dünyaya yayılmış durumda.
Afganistan'da vurulan köyler, Irak'ta tecavüze uğrayan kadınlar, Filistin'de katledilen genç yaşlı insanlar Bush'un eseri değil mi?
Soruyoruz..Hangi diktatör daha tehlikeli?
Dolaylı ya da doğrudan insanları öldüren, ölmelerine zemin hazırlayan insanlar elbette cezalarını çekeceklerdir. Çekmelidirler.
Saddam, bir zamanlar avlusunda balık tutarak aslan beslediği kendi saraylarında şuan hesap vermeye zorlanıyor.
Peki; Bush'un ne zaman ve nasıl yargılanacağına dair bir tahmininiz var mı?
Saddam'ı piyon hükümetle hakim karşısına çıkaran Bush'un adaletine nasıl güveneceğiz?
CIA ile işbirliği yaparak Saddam'a başarısız suikastlar düzenleyen atanmış Irak Başbakanı Allavi'ye kalırsa, Saddam biran evvel idam edilecek.
Evet yanlış duymadınız; Saddam'ı şu an yargılamakta olan idarenin başında Saddam düşmanı bir Başbakan var.
Bosna'da binlerce masum insanı kıtır kıtır doğrayan Sırp Kasap Miloseviç bile Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi'nde tarafsız yargıçlarca yargılanırken; Saddam'ın ABD tarafından kurulan bir mahkemeye muhatap edilmesinin temelinde hangi düşünce yatıyor?
ABD, 2005'in ortalarına sarkması beklenen duruşmanın ön hazırlıklarını yapıyor.
Bazı konuşmalar ve duruşmalar basına kapalı olarak sürdürülüyor.
Bu gizliliğin altında; Saddam'ın bildiklerini bir bir anlatması halinde çoğu Avrupa ülkelerine yönelik suç isnatlarının da olabileceği, çoğu batılı liderin zan altında kalacağı endişesi yatıyor olabilir mi?
Sormadan edemiyoruz...
"Asıl Suçlu Bush'tur" diyerek suçlamaları kabul etmeyen saddam'ın açıklamaları gerçekten de büyük önem taşıyor.
Saddam'ın ülkedışı işbirlikçileri hangi siyasi oluşumlar, hangi ekonomik güç odakları bunların ortaya çıkması tüm dünya için önemli.
Saddam ne kadar vahşi bir lider olsa da; onu bu vahşete sürükleyenler ve dolaylı destek vererek büyütenlerin de yargıya hesap vermesi gerekiyor.
Sadece o mu?
Anlayacağınız; Baba-Oğul Bush'lar Saddam'dan daha masum değiller.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005