4 Ekim, "Hayvanları Koruma Günü" idiyse de, seçim sürecindeki rollerinin önemi bakanlık düzeyinde açığa kavuşturulduğu için bugün köşemize, kedileri misafir etmek istedik.Her tarafından şaibe görünen mahalli seçimlerde yine alışıldık bir duruma tanık olduk; ansızın elektrikler kesiliverdi. Bakan efendi müjde verir gibi olayın faillerinin kediler olduğunu açıkladı. "Merd-i kıpti şecaat arzederken sirkatin söyler" misali, bu açıklama Bakanlığı kurtarmaz, kusurunu gösterir. Velev ki, kediler trafoya tırmanmış, arızaya sebebiyet vermiş olsun; bildiğimiz, Mart kedileri dama çıkar? trafoda işi ne? Hadi işi trafoya düştü deplasmanda maçı oynayacak peki, Bakanlık olarak sen tedbirini niye almadın, orası yolgeçen hanı mı ki, kediler cirit atsın! İki açıdan Bakanlık kusurlu, en azından koruma önlemi almamış, tel örgü gibi? Bu bir, ikinci kusuru vahim ki, vahim; oraya ulaşacak hayvanları ateşe atmış, cereyana kapılıp kömür olmaları işten bile değil! Hani nerede hayvan hakları?Diyeceksiniz ki, insan hakları konusunda çıkmaz sokaklarda kaldırım döşeyen bu hükûmet için hayvan hakları hiç mesabesindedir ya da çok fantezi ve lükstür.Hayvan hakları konusunda hükûmetin işi daha kolay gibi görünüyor, niye mi? Hayvanlar demokrasiden anlamazlar, demokrasi insanlar içindir? Eh, demokraside açmazlar yaşayan bu iktidar, hayvan haklarında düze çıkabilir!Çıkabilir mi, o da şüpheli. Hayvanlar demokrasiden anlamaz ama onların da bir hukuku var ki, işte tam bu kertede hukukla barışık olmayan hükûmetin işi yine zora girebilir. İçinden geçtiğimiz süreç hukuksuz demokrasi (hukuksuz demokrasi olur mu, ona da akıl erdirebilmiş değilim ya!)? Olsun, biz diyeceğimizi hayvan hakları üzerinden sürdürelim:Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi, insanlarınkinden 30 yıl sonra, 15 Ekim 1978'de Paris'te UNESCO Merkezi'nden dünya kamuoyuna duyurulmuştur. Bizde, 2004 yılında düzenlenen 5199 sayılı Hayvan Haklarını Koruma Yasası ile bu haklar kabul edilerek güvence altına alınmış, hakların ihlâli durumlarında yaptırım öngörülmüştür.Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre tüm hayvanlar eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler; tüm hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır; hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz; yabani türden olan hayvanlar kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üreme hakkına sahiptir. Özet olarak vermeye çalıştığımız hayvan hakları günümüzde ve ülkemizde ne durumda?İnsanların temel hak ve özgürlüklerinin örselendiği gerçeği karşısında hayvana yönelik şiddet, yasalarımızda "suç" bile sayılmamış, "kabahat" olarak nitelendirilmiştir. Ceza hukuku açısından bu, şu anlama gelmektedir: Yasada cezalandırılan eylem, suç ve kabahat olarak belirtilmiştir; suç daha ağır yaptırımı gerektiren ve yargı kararı ile tespit edilen bir haksız eylemdir, ceza kanunu kapsamındadır. Kabahat ise, daha hafif nitelikte ve idarî para cezası ile geçiştirilen, ceza kanununda yer almayan, özel kanunu ya da kabahatler kanunu kapsamında kalan eylemlerdir.Hayvan Hakları Koruma Yasası uygulanmadığı gibi, uygulandığı durumlarda bile yetersiz kalmaktadır. Hayvanlara karşı şiddet eylemlerinin Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması gerekmektedir.Aslında kanunlar da tek başına çare değildir; insanın yetiştirilmesi olayıdır. Hayvanlara karşı şiddet ve tecavüz bir potansiyeldir, er veya geç insana da yönelebilir bu nedenle alınacak önlemler üzerinde çok iyi düşünülmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023