Dönemin dışişleri bakanı Abdullah Gül ile ABD dışişleri bakanı Colin Powell, 2 Nisan 2003'te görüşür.
Bu görüşmede varılan anlaşmada, Türkiye'nin ABD'ye PKK konusunda önemli ödünler verdiği basına yansır.
Peki, neydi bu anlaşma?
Hepsini aktarmaya gerek yok, işte kısaca bazı maddeler:
1. Türk askeri Irak'ın kuzeyinden çekilecek, sınır harekâtlarına son verilecek ve PKK'ya askerî harekât için ABD'den izin alınacak.
2. ABD'nin İran ve Ortadoğu harekâtlarına aktif destek ve katılım sağlanacak.
3. Türk ordusunun asker sayısı ve silah kuvveti, ABD'nin uygun bulduğu sayı ve kabiliyete indirilecek. Türkiye'de bulunan ABD ve NATO irtibat subaylarının görev alanları ve yetkileri genişletilecek.
4. Irak'ın kuzeyinde kurulan kukla devlet Türkiye tarafından resmen tanınacak.
5. PKK/KADEK elemanlarına geniş kapsamlı af ve PKK'nın yasallaştırılması sağlanacak.
6. Türkiye, dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter devlet yapısını terk ederek, federasyona geçecek.
7. Kıbrıs'ta Denktaş devredışı bırakılacak, Annan Planı küçük değişikliklerle uygulanacak ve Ege'de Yunanistan'ın taleplerine esnek tavır alınacak.
Hayırdır şimdi, 2003'te olup biten ve hatta unutulan bu maddeleri ne diye mi hatırlattık?
Aday belirleme süreci yaklaşıyor.
Abdullah Gül 30 Ağustos'ta bir video mesajı yayınladı.
Peki, bu videoya neden gerek duymuştu?
Genel değerlendirme ve kanaatler şöyle:
Gül'ün gönlünden adaylık geçiyor.
Millet İttifakı içinde de temasları var. Ama partilerin tabanı tepkili. Özellikle de CHP'nin.
Bu video ile onlara selam çakıyor gibi bir algı oluştu.
Kendini onlara ısındırmaya çabalıyor şeklinde çeşitli yorumlar yapıldı, yapılıyor.
CHP'li bir vekilin Gül'e; "Efendim sizin adaylığınız da konuşuluyor. Ama bizim partililer size oy vermez. Çok tepkililer" demiş.
Gül karşılık vermiş: "Niye vermesinler, Tayyip'e mi verecekler?"
CHP'li vekil ısrar etmiş: "Erdoğan'a oy vermezler. Ama oy kullanmaya da gitmezler."
Gül hoşnut olmamış: "O zaman Tayyip'in devam etmesini istiyorlar."
Abdullah Gül daha da ileri gitmiş ve şunları söylemiş deniyor:
"Kemal Bey'in Türkiye'de kazanma şansı yok. İsmi konuşulanların hiçbiri olmaz. Bu makam çocuk oyuncağı değil. Beypazarı Belediye Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı için referans olmaz."
Görüyorsunuz sevgili okurlarım koca memlekette, 2 veya 3 isimden başkası yokmuş ve her şeyi en iyi onlar bilirmiş gibi bir görüntü sergileniyor.
Kimine ABD, kimine ise, İngiliz Kraliyeti göz kırpıyor.
Oysa Millet İttifakı için yapılan tüm anketlerde öne iki isim çıkıyor.
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu.
Sayın Gül "Bu makam çocuk oyuncağı değil" diyor.
Aynen katılıyorum!
Bu makam; Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün makamıdır.
Bu makama gelecek olanın, onun izinden gitmek gibi bir mükellefiyeti vardır.
Cumhuriyet ilke ve devrimlerini içine sindirmiş olması lazımdır.
Bu güne kadar bu olmuş mudur siz karar verin.
Ancak, artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
4.5 milyon ilk kez oy kullanacak genç seçmen var.
Bunların en temel özelliği ve fazileti, Atatürkçü olmalarıdır.
Türkiye'de son 20 yıldır büyük baskı ve preslemelere rağmen, çığ gibi genişleyen bir Atatürk sevgisi tüm gönüllere hakim olmuştur.
Bunda en büyük pay sahibi olan kişi ise, "Hoş Geldin Atatürk" eserinin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve onun izinden yürüyen genç siyasetçi, Hüseyin Baş Bey'dir.
Sonuç olarak deriz ki, Atatürk'e tam bağlı ve tam bağımsızlık yanlısı olmayan bir adayın asla bir şansı olamayacaktır.
Sayın Kılıçdaroğlu, kimle görüşüyor ve hangi konularda neler konuşuyorsunuz bilemiyoruz.
Ancak şunu çok net biliyoruz.
Sayın Gül ismi ile ilgili kafanızın bir köşesinde bir durum değerlendirmesi yerleşikse, ateşle oynuyorsunuz demektir.
Benimkisi sadece bir tahmin ve yorumdan ibarettir vesselam…
- PKK’ya değil, ABD’ye silah bıraktırın / 07.07.2025
- Türkiye işgal mi edildi? / 05.07.2025
- Dünya aya giderken biz Silivri’ye gidiyoruz! / 04.07.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025
- İsrail Kıbrıs’a yerleşiyor! / 01.07.2025
- Ortadoğu için tek kurtuluş: ATATÜRK modeli / 29.06.2025
- Türkiye uyuşturucu batağında! / 27.06.2025
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar / 26.06.2025
- Bu vebal, Abdülhamit’in boynunadır! / 25.06.2025