Türkiye Cumhuriyeti devletinin hangi şart ve koşullarda kurulduğunu, tüm siyasetçilerin yeni baştan okuması ve içselleştirmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
Atatürk'ün ülkesinde siyasetçi olacaksın ve dokunulmazlık alacaksın, ama Türklük ve Atatürk hakkında kafanın içinde gayri milli senaryolarla oy devşireceğini sanıyorsun.
Siyasetin ve kimi kendini bilmez siyasetçilerin sahip oldukları bence anlamsız dokunulmazlıkları dolayısıyla, adeta cumhuriyet değerlerine kurşun atmaları artık kabul edilebilir olmaktan çıkmıştır.
Gerek iktidar ve gerekse muhalefet cephesinden dile getirilen ve aslında niyetlerin dışa vurumu olarak değerlendirilmesi gereken bu denli zehirli düşünceler, vakti zamanında memleketin istilaya uğratılması ile sonuçlanmıştı.
Anayasa'dan Türklüğü ve Atatürkçülüğü çıkarmak için dört koldan yapılan saldırılara dur demesi gereken Türk milletinin bizzat kendisidir.
Özellikle de 6'lı masada yer alan kimi siyasetçilerin önerileri, adeta İngiliz işgal kuvvetlerinin Suriye cephesinde verilen savaş sırasındaki isteklerini andırıyor.
Yani bu kadar savaş ve işgal tecrübesi olan bir milletin, halen daha aynı istikamete evrilen siyaset yapılış biçimini görmeyeceğini mi sanıyorlar.
Şımarık İngilizler gibi kimi dış bağlantılı oldukları çok açık olan bazı muhalefet görünümlüler, akıllarını başlarına almalıdırlar.
Burada Türk milletine çok ciddi bir görev düşmektedir.
İster iktidar cephesi olsun, ister muhalefet fark etmez. Seçimlere giren tüm partilerin, parti programları mercek altına alınmalı.
Yetmedi, siyaset yapacakların geçmişlerinde, Türklüğe ve Atatürk'e karşı arızalı durum olması halinde, kesinlikle bu kişilere YSK tarafından siyaset yapma izni verilmemelidir.
İsrail'in ileri karakolu gibi faaliyette bulunan belli partilerin Atatürk'ün kurduğu bu kutsal Cumhuriyet'te varlıklarını sürdürmeleri, asla demokrasi ile izah edilemez.
Her tarafından darbe almış bir ülkenin bu durumlara düşmesinin tek nedeni, Atatürk'e ihanetin bedelidir.
Türkiye, Kanada veya İsviçre gibi, hiçbir ülkenin gözü ve hesabının olmadığı temelsiz ülkeler gibi değildir.
Türk yurdu ve medeniyeti, en az bilineni ile 40 bin yıllıktır.
Sadece İskandinav ve Avrupa ülkelerinde 5 bin adet Türk yazıtları mevcuttur.
Anadolu'ya Türklerin gelişi, 1071 değil, 18 bin yıl öncesine dayanmaktadır.
Bunu en iyi bilen, Atatürk'tür.
Bu bilgi ve şuurdan uzak siyasetçilerin artık siyaset sahnesinde kalmasına imkân tanınmamalıdır.
Eğer bu ülke bir gün, "kâinat devleti" olacaksa ki olacak; bu ancak ve ancak, Atatürk'ün izinden giden ve bundan bir milim sapmayan siyasetçiler ve partilerle olacaktır.
Bu arada, CHP artık Atatürk'ün partisi değildir.
Atatürkçülük konusunda ilk teste tabi tutulması gereken, CHP'dir.
CHP'nin tabanı tümüyle Atatürkçüdür ama artık kendilerine gerçek Atatürkçü bir parti bulmalarının zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Değişen ve son sürat gelişen dünyamızda artık klasik siyasetçilerin ve partilerin dönemi kapanmıştır.
Türkiye'de bundan böyle benimsenecek olan siyaset tarzı, BTP lideri Hüseyin Baş'ın yaptığı siyaset tarzıdır.
Çünkü Hüseyin Baş Bey, seçmene şirin gözükmek için diğerlerinin yaptığı gibi rol yapmamaktadır.
Çok samimi ve içten davranmaktadır, zira zaten öyledir.
Ne dediği belli olmayan klasik siyasetçiler gibi lafı evirip çevirmemekte, olduğu gibi konuşmaktadır. İşte bu yüzden Türk milleti, Hüseyin Baş'ı kendi evladı gibi, ailesinden birisi gibi görmekte ve bağrına basmaktadır.
Atatürk testinden geçen tek lider kim derseniz, Hüseyin Baş'tır derim.
- Türkiye’yi ver, koltuğu al! / 20.05.2025
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025
- Ümmetçilik değil, Muaviye’cilik! / 13.05.2025
- Kötü gidişin sorumlusu millettir! / 12.05.2025
- Türkiye ittifakı kurulsun / 05.05.2025
- Kıbrıs Türkiye’ye katılmalıdır / 04.05.2025
- Şehitlere sor süreci / 30.04.2025