KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın özel danışmanı Mümtaz Soysal birkaç gün önce ibret verici bir itirafta bulunmuştu. Soysal, Türkiye olarak adada yapılan en büyük hatanın, ada gençlerine inkılap (devrim) tarihini okutmamak olduğunu açık bir şekilde dile getirmemişti.
Kıbrıs'ın Rumlara verilmesi için lobi yapan medyada son zamanlarda sık sık gündem edilen "Kıbrıs'ı fakir bıraktık, kumar merkezi haline getirdik, ilgilenmedik, Rumlar zengin olurken bizimkiler yoksul kaldı" tarzındaki saptırmaların maksadı farklı. Bunlar doğru olabilir. Ama bugün ekonomik olarak Türkiye'nin durumu da pek iyi sayılmaz. Yoksulluk ortak kader haline getirilmiş, biz de onlar da bu kaderi paylaşıyoruz. Gözden kaçan asıl ayrıntı, Soysal'ın sözlerinde saklı. Kıbrıs'taki gençlerimizde "tarih şuuru" yok. Kıbrıslı Türk, tarihini bilmeden yaşıyor. Kurtuluş savaşını, Mustafa Kemal'i, Kuvayı Milliye'yi, İtilaf Devletlerini, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini, Hasan Tahsin'i, Sütçü İmam'ı, Sevr'i, Girit'in kaybedilişini, Mütareke basınını, Çanakkale destanını ve vatan toprağı için şehit olan yüzbinlerce vatan evladını bilmeden yaşayıp gidiyor Kıbrıslı, buna yaşamak denirse.
Lefkoşa İnönü Meydanı'nda önceki gün gerçekleştirilen, 'Çözüm ve AB Kararlılık Mitingi' ni büyük bir utançla izledik. Ada'da dalgalandırmak için binlerce şehit verdiğimiz Türk bayrağını göremediğimiz bu utanç mitinginde, bizleri yerin dibine sokan pankartlar, AB bayrakları arasına şöyle sıkışıyordu:
'Çözüm, hemen şimdi', 'Barış hakkımız, söke söke alırız', 'Biz Avrupalı olmak istiyoruz', 'Erdoğan göreve, Dinozor müzeye', 'İşgalcilere karşı mücadeleyle elele' (buradaki işgalciler Rumlar değil, onları koruyan Türk ordusu).
Bütün bunları "ihanet"ten başka bir kelime özetleyemez. İhanet ve hainlik, en alçaltıcı sıfat. Peki bir topluluğun ihanet etmesi için fakirlik yeterli bir gerekçe mi? Kesinlikle hayır. Şayet öyle olsaydı, bugün ülkemizin büyük çoğunluğu ihanet içinde olurdu. Çünkü yoksulluk sınırı olarak Kıbrıs'takilerin kat be kat altındalar. Sorun bu değil, sorun tarih ve millet şuurunun olmaması. Kıbrıslı Türklerin hepsini aynı kefeye koymuyorum. Çok şükür ki, bugün Kıbrıs için canını çekindemeden verebilecek, tarih şuuru olan onbinlerce Kıbrıslı Türk hâlâ var.
Meclis başkanı Arınç'ın ifadesiyle kendisini Rumlardan aldıkları paraya satmışların, 'İşgalcilere karşı mücadeleyle elele' pankartıyla, 'Erdoğan göreve, Dinozor müzeye' pankartını üst üste koyup, birkaç kere iyice düşündükten sonra yorumlamakta fayda var.
Kıbrıs'ın Rumlara verilmesi için lobi yapan medyada son zamanlarda sık sık gündem edilen "Kıbrıs'ı fakir bıraktık, kumar merkezi haline getirdik, ilgilenmedik, Rumlar zengin olurken bizimkiler yoksul kaldı" tarzındaki saptırmaların maksadı farklı. Bunlar doğru olabilir. Ama bugün ekonomik olarak Türkiye'nin durumu da pek iyi sayılmaz. Yoksulluk ortak kader haline getirilmiş, biz de onlar da bu kaderi paylaşıyoruz. Gözden kaçan asıl ayrıntı, Soysal'ın sözlerinde saklı. Kıbrıs'taki gençlerimizde "tarih şuuru" yok. Kıbrıslı Türk, tarihini bilmeden yaşıyor. Kurtuluş savaşını, Mustafa Kemal'i, Kuvayı Milliye'yi, İtilaf Devletlerini, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini, Hasan Tahsin'i, Sütçü İmam'ı, Sevr'i, Girit'in kaybedilişini, Mütareke basınını, Çanakkale destanını ve vatan toprağı için şehit olan yüzbinlerce vatan evladını bilmeden yaşayıp gidiyor Kıbrıslı, buna yaşamak denirse.
Lefkoşa İnönü Meydanı'nda önceki gün gerçekleştirilen, 'Çözüm ve AB Kararlılık Mitingi' ni büyük bir utançla izledik. Ada'da dalgalandırmak için binlerce şehit verdiğimiz Türk bayrağını göremediğimiz bu utanç mitinginde, bizleri yerin dibine sokan pankartlar, AB bayrakları arasına şöyle sıkışıyordu:
'Çözüm, hemen şimdi', 'Barış hakkımız, söke söke alırız', 'Biz Avrupalı olmak istiyoruz', 'Erdoğan göreve, Dinozor müzeye', 'İşgalcilere karşı mücadeleyle elele' (buradaki işgalciler Rumlar değil, onları koruyan Türk ordusu).
Bütün bunları "ihanet"ten başka bir kelime özetleyemez. İhanet ve hainlik, en alçaltıcı sıfat. Peki bir topluluğun ihanet etmesi için fakirlik yeterli bir gerekçe mi? Kesinlikle hayır. Şayet öyle olsaydı, bugün ülkemizin büyük çoğunluğu ihanet içinde olurdu. Çünkü yoksulluk sınırı olarak Kıbrıs'takilerin kat be kat altındalar. Sorun bu değil, sorun tarih ve millet şuurunun olmaması. Kıbrıslı Türklerin hepsini aynı kefeye koymuyorum. Çok şükür ki, bugün Kıbrıs için canını çekindemeden verebilecek, tarih şuuru olan onbinlerce Kıbrıslı Türk hâlâ var.
Meclis başkanı Arınç'ın ifadesiyle kendisini Rumlardan aldıkları paraya satmışların, 'İşgalcilere karşı mücadeleyle elele' pankartıyla, 'Erdoğan göreve, Dinozor müzeye' pankartını üst üste koyup, birkaç kere iyice düşündükten sonra yorumlamakta fayda var.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012