Tarım silahı

Prof. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet eserleri ile ilgili 10 yılda 9 uluslararası kongre yapıldı. 120'yi aşkın ülkede de bu model uygulanıyor. Prof. Baş'ın tarımla (ve hayvancılıkla) ilgili konuşmalarına bakın... Tarımsız bir ülkeyi savaş zamanında silahı elinden alınmış bir asker olarak görüyor. Milli Ekonomi Modelinde de bu strateji hakim. Buğday, arpa, mısır ve soya gibi tarım ürünleri silahtan bile daha değerlidir. Anadolu'nun işgaline karşı mücadele veren Türk askerinin günlük yemek listesinde şu vardır: Üzüm hoşafı, yağlı buğday çorbası, yarım ekmek. O da çoğu zaman günde sadece bir öğün verilebiliyor. Nasıl ki Kaddafi, uçaklarımıza jet yakıtı vermeseydi Kıbrıs çıkarmasını yapamayacaksak; kendi tarım ürünlerimiz olmasaydı askerimiz kurtuluş savaşında düşmana tek bir kurşun bile atamayabilirdik. Bu gerçeği bilen ve bizzat yaşamış olan Atatürk'ün tarımla ilgili şu sözleri her şeyi özetlemektedir: "Milletimiz çok büyük elemler, mağlûbiyetler, facialar görmüştür. Bütün olanlardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa bunun temel sebebi şundandır: Çünkü Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sapanla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin büyük ekseriyeti çiftçi olmasaydı biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktır." (1923) Yine Atatürk: "Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık." (Mart 1928) sözü tarımın milletlerin zor zamanlarında ne kadar hayati bir önemi olduğunu vurgulayarak bugün satmakla bitirilemeyen tarıma dayalı fabrikaların kurulmasını sağlamıştır. Dünyanın gelişmiş ülkeleri bile tarıma silahtan daha fazla önem vermektedir. Nitekim ABD'nin 2010 yılında sadece mısır, buğday ve soya ihracat rakamı 38.6 Milyar dolarken; aynı yıl silah satışı 20.6 Milyar dolardır. Bu rakama göre diyebiliriz ki; ABD için tarımda ülkeleri kendine bağımlı hale getirmek silahta bağımlı hale getirmekten daha önemlidir.Henry Kissinger: "Eğer petrolü kontrol ederseniz ülkeyi kontrol edersiniz, eğer gıdayı kontrol derseniz nüfusu kontrol edersiniz" diyerek bir yandan tarımın önemini vurgularken diğer yandan da ABD'nin stratejisini de itiraf etmiştir. Türkiye, dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri iken; şimdi gıda ve tarım ürünü ithalatına bir yılda 49 milyar lira ödüyoruz. Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin verdiği bilgilere göre; Türkiye yalnızca 2014 yılında yurtdışından aldığı 2 milyon ton soya için 1.1 milyar dolar, 1.4 milyon ton mısır için de 360 milyon dolar ödeme yapmış. Çiftçimizin kazanamadığı için artık ekmekten vazgeçtiği tarım arazimiz Avrupa'nın merkezindeki Belçika'nın toplam yüzölçümüne yakın bir büyüklükte olduğu ifade ediliyor. Bir ilimizden daha küçük olan Hollanda bir yılda 150 milyar dolar ihracat yaparken tüm Türkiye'nin yaptığı ihracat ise bunun onda biri bile değil.TÜİK verilerine göre tarım ülkesi olan Türkiye, 153 ülkeden ithalat yapıyor. 7 Ülkeden biri iken dünya ülkelerinin yüzde 74'ünden tarımsal ürün ithalatı yapar hale geldik. Saman, soğan, patatesten; elma, buğday, pamuk, kuru fasulye, ceviz içi gibi zamanında ürettiğimiz birçok üründe şimdi dışa bağımlıyız. 7 Haziran seçimlerinde; "tarımda dışa bağımlılığa devam mı?" yoksa "milli tarım politikasına dönüş mü?" sorusunun cevabı sandıktan çıkacaktır.