logo
19 NİSAN 2024

Tarımda yıkılan ümitler

05.07.2005 00:00:00
Türkiye'nin sahip olduğu toprak yapısıyla tarıma oldukça elverişli bir ülke olduğunu bilmeyen yoktur. Özellikle toprağın kimyasından kaynaklanan verimliliğinden ötürü birçok yerde, yılda birkaç kez ekim yapılabilmektedir.Hal böyleyken bugün Türk köylüsü neden inliyor? Acaba hangi yetkili, sorunlarına bir çözüm bulabilmek için çırpınıyor?  Hükümet kör-sağır-dilsiz üçlemesini oynamakta. Her gün artan giderlerle ne yapacağını şaşıran ve eldeki ürününü yok pahasına satmaya çalışan aziz Türk köylüsünün vay haline. Bir de AB'ye uyum adı altında karşılaştıkları anlamsız ve bir o kadar da garip kotalarla iyice çaresiz. Ektiği ürünü neredeyse maliyet fiyatına satmaktansa, onu denize dökmeyi yeğleyen çiftçinin maruz kaldığı yaralara merhem sürülmezse daha da derinleşecek. Hele bir de art niyetli bazı çevrelerce "ekmektense sat gitsin" propagandasıyla yabancı güçlere peşkeş çekilen toprağımız bu üzüntümüzü bir kat daha arttırmaktadır.Ancak alınacak temel tedbirlerle bu durum ortadan kaldırılabilir. Bu sorunu programına taşıyıp çözüm sunan tek parti BTP olarak karşımıza çıkıyor. Onun pek değerli Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın, genel seçimlerden önce ve sonrasında açıkladığı temel tarım politikalarıyla bütün sorunların çözüm bulacağına yürekten inanıyorum. Toprağını ekmeden avansını alan üretici, ürününü pazarlama garantisini aldığı devletine en itinalı biçimde yetiştirilmiş ürününü sunacaktır. Şu anda karşımızda iki temel tehlike duruyor. Biri kısır temelli tohum ve diğeri genetiği değiştirilmiş ürünler. Bu iki sorunu çözmek bir yana AKP iktidarı; örtbas, hatta savunma yoluna gitmektedir. Bu alanda ilk yapılması geren milli bir tarım politikası, hatta tohum politikası belirlemektir. Yani bio-kimyası kısırlaşmaya müsait olmayan ve verimli tohum üretimine geçmezsek birkaç yıl içinde tamamen yabancı güçlerin eline geçecek Türk tarımı. BTP'nin programındaki en önemli çalışmalardan biri de Türk tarımını daha verimli kılacak tüm bilimsel çalışmaları ortaya kuracak bir ortam hazırlamaktır. Buna bağlı ikinci sorun da genlerde yapılan ve kalıcı hasarlara sebebiyet verecek ürünlerin pazara girmesidir ve de maalesef Türk mutfağına artık bu ürünler girmiştir. Bu konuda tohumda menfi gen uygulamalarıyla alakalı bilimsel etütler tamamlanmalı ve zararlı ilan edilen tüm ürünler piyasadan atılmalıdır. Bu tehlike meşhur Çernobil kazasından daha tehlikelidir.Tarımsal kredide cimri olan Hükümete, karşısında tek çözüm olarak üretim ve pazarlama destekli Türk Milli Tarım Siyasetiyle BTP gelmektedir. Yapılacak tarım reformunda Sayın Genel Başkan Prof Dr Baş, yetiştirilecek ürünün pazarlamasında yine köklü çözüm bulmuştur. Bütün Alemi Gök çadırını altında tanımlayan Oğuz Kaan Sevdalısı Sayın Baş, bu anlamda bütün dünyayı Pazar olarak görmektedir. Bu aslında dünya tarımında bir ilk olacaktır. Ortaya koyduğu çözümlerle ilklere imza atan Sayın Genel Başkan, Tarımsal Pazarlama Stratejileriyle Dünya literatürüne girmeye hak kazanmaktadır. Nedir bu strateji? Üretilen ürün devletin garantisine girecektir. Ama tüm üretim aşamasında ilgili Bakanlık tarafından ciddi bir denetim getirilecektir. En ufak teknik ve tarımsal bir ihmale de müsaade edilmeyecektir.Başına doğal afet gelen üreticinin devlet tarafından yaraları sarılacaktır. Peki yetişen ürün ne olacaktır? Belirlenen taban  fiyat yüksek olacaktır. Yani tarladaki ürün fazlasıyla değer kazanacaktır. Bu da tarıma olan ilgiyi arttıracaktır. Aslında bildiğimiz makro ekonomi tezleri açısından riskli bir işlem ama Milli Ekonomi Modelinde uygulanması çok kolay ve hiçbir risk taşımamaktadır. Çünkü Devlet bu ürünü desteklemek için emisyonu genişletecek ama sattığı ürün karşılığı en kısa zamanda hazineye girecektir. Peki ama pazarlama projesi nasıl olacaktır? İşte sıkı durun  ödül hak eden proje de burada kemale ulaşıyor. Ürünü bizzat devlet yani Siyasi irade, yani Milletin vekili pazarlayacaktır, yani milletin ürününü yine onun seçip Meclise gönderdiği temsilcisi satacaktır. Şöyle ki, yanına aldığı Tarım Bakanlığı bürokratı, Üniversitenin Tarım Bölümünden bir yetkili, gerekirse ürünü yetiştiren çiftçileri temsilen kooperatif ya da oda yetkili ile beraber yurtdışına gidilecek. Bu heyetin amacı gereken tüm bilimsel ve ticari izahatın en detaylı bir şekilde yapılmasıdır. Ürünün karşılığı hazineye iki türlü döner ya döviz, ya da teknoloji transferi. Örneğin Tayvan'a giden Heyet Sakarya ovalarında yetiştirilmiş patatesi  pazarlayacak ve de karşılığında ileri teknoloji içeren cips yapma makinesi yada başka bir sektörde kullanabilen bir makine satın alabilecektir. Bu makinelerde yapılan cipsler yine aynı Siyasi irade tarafından tüm dünyada pazarlanacak ve karşılığında döviz elde edilecektir. Bunu siz domates, fındık, çay, üzüm ve incir üzerinde düşünün işte size Milli Ekonomide canlanma. Bazıları şu soruyu yöneltebilir? Peki dünya piyasalarına endeksli ve değişken kur politikalarına karşı nasıl bir sigorta tedbir düşünülebilir? Yine bu soruya BTP'nin Milli Ekonomi Modelinden bir yaklaşımla cevap verelim. Dünyada değişen şey kurlar arası pariteler ve de kurun sizin paranız üzerindeki etkileridir. Yani paranız zayıfsa, en ufak bir rüzgardan etkilenir. Dünyada değişen ekonomik güç dengeleri karşısında denge politikanız yoksa o zaman yukarıda saydıklarımın hiçbirini yapamayız. Tam bu noktada  Makro Milli Ekonomi Kanunları devreye girer ve sizi emniyetli sahile çıkarır. Nasıl mı? Vatandaşından yüksek değerine toplanan dövizler hazinede bir sigorta unsuru olur. Değişkenlik gösteren kurlara karşı emniyet supabı olan bu rezerve Türk Ekonomisini hem güçlü kılar hem de yabancı unsurlara karşı avantaj sağlar.O dönemde dünya piyasalarında ağırlıklı işlem gören hangi döviz cinsiyse, yada hangisiyle ticaret yapacaksanız hazinenizde bol miktarda olur.Zaten Milli Ekonomi Modelinde hedef Türk Parasını dünya parası haline getirmektir. Bastığınız paraya karşılık sürekli üretiyor ve hazineye geri döndürüyorsanız ekonominiz tehlikeye girmez.  Diğer bir tedbir de dünya piyasaların talep daralması karşısında alternatif pazarlar üretmek, yani tek bir pazara bağlı kalmamak. Bu da Milli Ekonomimizi bir güce bağlı kalmaktan uzak tutar.ve İktisadi bağımsızlığı zirvede tutar. Zaten bağımsızlığımızın temel ilkelerinden  biri iktisadi bağımsızlıktır.Yukarıda açıklanan Modelin bütün unsurları uygulanması mümkün ve de bir o kadar da kolaydır. Ama bunu uygulayacak Vatan Sevdalısı bir lider ve onun kadrosu gerekir ve  o da  mevcuttur. Sayın Prof. Dr Haydar Baş ve onun çok değerli kadrosu bunu yapmaya muktedirdir.
 
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
'Hasarlı evlere girmeyin'
Açıklama sırasında depreme yakalandı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
'Hasarlı evlere girmeyin'
Açıklama sırasında depreme yakalandı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.