Türkiye'nin Güneydoğu'su hem Irak sınırının ötesi hem de bu tarafı itibariyle ateşten bir gömlek.
En son, "Ulusalcılığa" soyunan ama bu arada saldırılara da yeniden başlatan Apo, Zana'yı "Fazla ileri gitme" diye ikaz etti.
"Liderlik rekabeti", "Cezaevinde olma baskısı" "AB-ABD denkleminde dışarıda kalmama arzusu", ne dersiniz deyin, silahlar çekildi.
Daha kritik gelişmelerse K. Irak'ta yaşanıyor. Yalancılığı ile meşhur Celal Talabani Ankara'ya geldi. Hükümet umudunu Talabani'ye, geleceğini bu kaypak Kürt lider üzerinden Washington'a verilecek mesaja bağlayadursun, İsrail kartları çoktan açtı.
ABD'nin vatandaşlarına "Ortadoğu'ya gitmeyin" uyarısı yaptığı bir vesaitte, İsrail K. Irak'ı Lübnanlaştırma ve Türkiye'yi tüketme yolunda son perdeyi açmış görünüyor.
Ankara "PKK ile savaş" gibi isminin anılmasının dahi kabuslar oluşturduğu bir konuda "zorunlu cephe" daveti alıyor.
"Gitmek mi zor, kalmak mı" şarkısı eşliğinde Türk askeri K.Irak denkleminde karar almaya ve verilen istikamette karar almaya sürükleniyor.
K. Irak'a girmek yeniden konuşulur ve tartışılırken ve her geçen gün bir zorluğa doğru ilerlerken şu soru kafalarda zonkluyor:
"K. Irak acaba bir Kürt- Türk savaşı için batak ve Türkiye'nin bitirilmesi için Vietnam haline mi getiriliyor."
Yani "Irak ABD için Vietnam olacak" derken Türkiye'de aynı oyuna mı mahkum hale getiriliyor? K. Irak devleti Türk askerine verilecek son haddini bildir operasyonuna mı dönüşecek? Yoksa tüm senaryoyu herşeye rağmen bozabilecek miyiz?
Hükümet tüm bu denklemin içinde "Hızlandırıcı" rolüne soyunmuş durumda. Hani olan biteni iktidar adına bir cümleyle özetlememiz gerekirse şunu söyleyebiliriz:
"Tavşan kaç, tazı tut siyaseti..."
Bir taraftan K. Irak'taki federasyonu kabul ettiklerini ve zaten Kürt gruplarla iyi ilişkiler içinde olduklarını Washington'a mesajlıyorlar, diğer yandan İsrail'le ilişkilerde en tepe noktaya çıkıyorlar.
Bu açıdan Erdoğan'ın İsrail'le ilgili söylediği iki çift söz sadece ve sadece derin ilişkileri ve bağlantıları "perdeleme" vazifesi görüyor.
Yoksa ortada İsrail'e karşı bir "duruş", "tavır" filan yok. Bilakis teslimiyet var. Zaten hükümetten aldığı fiili cesaretle İsrail, K. Irak'ta fink atıyor.
Eğer siz "BOP geç kalmış bir projedir" diyorsanız, İsrail'in de K. Irak'ı "götürmesine evet demişsiniz" demektir.
İyi federasyon, kötü federasyon tartışmasıyla olanı biteni millete hazmettirmenin yolunu arıyor. Büyük oyuna teslimiyeti reel politik olarak sunuyorsanız, yapacağınız hiç bir şey elbette olamaz.
Bu mümbit ortamda İmralı'daki efelenir, DEHAP genel başkanı sizi (Haklı mı acaba) PKK ile aynı kefeye koyar, Bush toprak ister, İsrail de gelir K. Irak'a yerleşir.
Niyetin sağlam değilse, İsrail'le yaptığınız kontrollü gerginlik oyunu Talebani'yi güçlendirir. İsrail'in eline yeni imkanlar sunmuş olursunuz.
Şimdi hikayeden açıklamaları bir tarafa bırakmanın çoktan gelip geçtiği vakittir. Samimi iseniz yapılacak şey, ticari ilişkileri, askeri ihaleleri İsrail'e havale etmek değil, İsrail'e dur demektir.
Unutmayın İsrail'le K. Irak'tan komşu olduk. Aradaki mesafeler kalktı.
Gün gerçekleri görmek ve "tavır" almak vaktidir. İsrail'in ve ABD'nin dümen suyuna girerek bu ülkelerin "Türkiye'yi tüketme" projeleri engellenemez.
Verecekleri iktidarın karşılığını istemek konusunda çok eli sıkı davranacaklarından kimsenin özellikle danışmanların kuşkusu olmasın. Saddam örneği tüm açıklığıyla ortada.
Gelin yüzyılık stratejiler çizilirken, İstanbul'da "Bush- Şaron" çetesine hayır deyin ve böylece iki dünyanızı da kurtarın!
Bunu başarabilir, ortaya sadece bir "idare" dahi konulabilirse, çok şeyin aşıldığını göreceksiniz!
Çünkü ne ABD ne de İsrail, Türkiye "evet" demeden bölgede hiç bir şey yapmazlar.
En son, "Ulusalcılığa" soyunan ama bu arada saldırılara da yeniden başlatan Apo, Zana'yı "Fazla ileri gitme" diye ikaz etti.
"Liderlik rekabeti", "Cezaevinde olma baskısı" "AB-ABD denkleminde dışarıda kalmama arzusu", ne dersiniz deyin, silahlar çekildi.
Daha kritik gelişmelerse K. Irak'ta yaşanıyor. Yalancılığı ile meşhur Celal Talabani Ankara'ya geldi. Hükümet umudunu Talabani'ye, geleceğini bu kaypak Kürt lider üzerinden Washington'a verilecek mesaja bağlayadursun, İsrail kartları çoktan açtı.
ABD'nin vatandaşlarına "Ortadoğu'ya gitmeyin" uyarısı yaptığı bir vesaitte, İsrail K. Irak'ı Lübnanlaştırma ve Türkiye'yi tüketme yolunda son perdeyi açmış görünüyor.
Ankara "PKK ile savaş" gibi isminin anılmasının dahi kabuslar oluşturduğu bir konuda "zorunlu cephe" daveti alıyor.
"Gitmek mi zor, kalmak mı" şarkısı eşliğinde Türk askeri K.Irak denkleminde karar almaya ve verilen istikamette karar almaya sürükleniyor.
K. Irak'a girmek yeniden konuşulur ve tartışılırken ve her geçen gün bir zorluğa doğru ilerlerken şu soru kafalarda zonkluyor:
"K. Irak acaba bir Kürt- Türk savaşı için batak ve Türkiye'nin bitirilmesi için Vietnam haline mi getiriliyor."
Yani "Irak ABD için Vietnam olacak" derken Türkiye'de aynı oyuna mı mahkum hale getiriliyor? K. Irak devleti Türk askerine verilecek son haddini bildir operasyonuna mı dönüşecek? Yoksa tüm senaryoyu herşeye rağmen bozabilecek miyiz?
Hükümet tüm bu denklemin içinde "Hızlandırıcı" rolüne soyunmuş durumda. Hani olan biteni iktidar adına bir cümleyle özetlememiz gerekirse şunu söyleyebiliriz:
"Tavşan kaç, tazı tut siyaseti..."
Bir taraftan K. Irak'taki federasyonu kabul ettiklerini ve zaten Kürt gruplarla iyi ilişkiler içinde olduklarını Washington'a mesajlıyorlar, diğer yandan İsrail'le ilişkilerde en tepe noktaya çıkıyorlar.
Bu açıdan Erdoğan'ın İsrail'le ilgili söylediği iki çift söz sadece ve sadece derin ilişkileri ve bağlantıları "perdeleme" vazifesi görüyor.
Yoksa ortada İsrail'e karşı bir "duruş", "tavır" filan yok. Bilakis teslimiyet var. Zaten hükümetten aldığı fiili cesaretle İsrail, K. Irak'ta fink atıyor.
Eğer siz "BOP geç kalmış bir projedir" diyorsanız, İsrail'in de K. Irak'ı "götürmesine evet demişsiniz" demektir.
İyi federasyon, kötü federasyon tartışmasıyla olanı biteni millete hazmettirmenin yolunu arıyor. Büyük oyuna teslimiyeti reel politik olarak sunuyorsanız, yapacağınız hiç bir şey elbette olamaz.
Bu mümbit ortamda İmralı'daki efelenir, DEHAP genel başkanı sizi (Haklı mı acaba) PKK ile aynı kefeye koyar, Bush toprak ister, İsrail de gelir K. Irak'a yerleşir.
Niyetin sağlam değilse, İsrail'le yaptığınız kontrollü gerginlik oyunu Talebani'yi güçlendirir. İsrail'in eline yeni imkanlar sunmuş olursunuz.
Şimdi hikayeden açıklamaları bir tarafa bırakmanın çoktan gelip geçtiği vakittir. Samimi iseniz yapılacak şey, ticari ilişkileri, askeri ihaleleri İsrail'e havale etmek değil, İsrail'e dur demektir.
Unutmayın İsrail'le K. Irak'tan komşu olduk. Aradaki mesafeler kalktı.
Gün gerçekleri görmek ve "tavır" almak vaktidir. İsrail'in ve ABD'nin dümen suyuna girerek bu ülkelerin "Türkiye'yi tüketme" projeleri engellenemez.
Verecekleri iktidarın karşılığını istemek konusunda çok eli sıkı davranacaklarından kimsenin özellikle danışmanların kuşkusu olmasın. Saddam örneği tüm açıklığıyla ortada.
Gelin yüzyılık stratejiler çizilirken, İstanbul'da "Bush- Şaron" çetesine hayır deyin ve böylece iki dünyanızı da kurtarın!
Bunu başarabilir, ortaya sadece bir "idare" dahi konulabilirse, çok şeyin aşıldığını göreceksiniz!
Çünkü ne ABD ne de İsrail, Türkiye "evet" demeden bölgede hiç bir şey yapmazlar.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021