Siyasetin müstesna temiz sayfası diyor herkes ona…
Siyasetin tebessüm eden beyefendisi diyenler de hayli fazla.
Siyasette hep vardı aslında.
Ebedi Genel Başkanları, çağın bilge insanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, çelikten daha sağlam ölçüleri ile kendisini yetiştirmiş, Atatürk sevdalısı bir genç.
Ne kadar da naif.
Bir Allah kulu desin ki, bana şu zamanda, şu kırıcı sözü sarf etti.
O'nu hiçbir kimse, hangi koşullarda olursa olsun, hiç asık suratla görmedi.
Her daim kibarlığını korudu, bulunduğu ortama pozitif enerji saçtı.
"Âlim'in ölümü, âlemin ölümü gibidir" sözüne muhatap olan, muhterem babası Haydar Baş'ı kaybettiğinde bile, vakurluğunu koruyabilen, çok farklı bir karakterden bahsediyorum.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı, Sayın Hüseyin Baş.
Zannedersiniz ki, ben deniz hamaset yapıyorum.
Zerrece hamaset yok sevgili dostlar.
Tarzım da değil.
Siz yeter ki, sağduyu ile etrafa bakının.
Günümüz siyasetine bir bakın mesela.
Parti liderlerinin ağızlara alınmayacak galiz küfürleri, salvoları havada uçuşuyor. Ne bir çözümleri, ne de tebessüm eden bir yüzleri var. Biz bu hakaretvari siyasetin mezesi olmaya niçin kendimizi layık görelim! Aklımızı mı yitirdik arkadaşlar?
"Kaynakların sınırsız, ihtiyaçların ise sınırlı" olduğu gerçeğini öğretmedi mi bize Haydar Baş Bey.
Neden kaynakları kıt gören, kıt akıllıların peşinden bu kavga, bu gürültü koparmalar.
Millet olarak delirdik mi sahi?
Niçin durup hiç düşünmez ve Allah'ın verdiği akıl nimetini kullanmayız?
İnsanlık tarihi boyunca, daima para gücünü elinde tutanlara karşı bir acziyetimiz ve çok büyük bir zaafımız oldu. Onlar süper zekalı seçilmiş lordlar, sen ise akılsız mısın?
Krallık dönemleri boyunca bu bir açıdan anlaşılabilir. Sen filozof da olsan, kral ne derse o. Tamam da, şimdi krallık mı var?
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk aslında padişahlık ve saltanat olarak bilinen, krallığı kaldırmış, insana, insanca yaşama hakkı tanıyan demokrasiyi getirmiş ve yönetim şekli olarak da, Cumhuriyeti kurmuş.
Sen neyi istiyorsan, sandıktan çıkan irade o oluveriyor.
A'ya verdin de, B mi çıktı sandıktan?
Yani bugün aslına bakarsanız yaşanan büyük buhranın en başlıca sorumlusu, yanlış tercihleri dolayısıyla halkın kendisidir.
Hakikat budur ve asla değişmez!
İşte Bağımsız Türkiye Partisi ve onun ebedi Genel Başkanı Haydar Baş Bey, bilinen bu yanlış ezberleri, ilmî olarak çöpe atmıştır.
Gerek iktisadi ve kültürel alanda olsun, hemen her sahada durum böyle.
Şimdiki Genel Başkan Hüseyin Baş Bey'in yaptığı tüm açıklamalara bakın.
Gündemi bizzat kendisi belirliyor.
Siyasetçiler arasında değil, dünyadaki tüm liderler arasında en fazla sosyal medyayı aktif ve etkin olarak kullanan isim o.
Hele bir de Lozan'da var olduğu ileri sürülen, 50 yıllık kuyruklu yalanı nasıl tuttu ve çöp sepetine attı.
İşte büyük lider dediniz mi, tıpkı Hüseyin Baş gibi olmalı.
Türkiye'nin satılan tüm kazanımlarını tek tek açıklayan isim yine kendisi.
Yer altı kaynaklarımız bakımından dünya lideri olduğumuzu, Haydar Baş Bey'den sonra ısrarla gündemde tutan isim yine Hüseyin Baş Bey.
"Biz neden fakiriz? Oysa dünyanın en zengin kaynaklarına sahip ülkeyiz" diyen başka bir lider varsa, kellemi veririm.
İşte bu müstesna genç liderin, bugün Trabzon Panagia Otel'de, saat 19.00'da başlayacak olan, "Mevzu Ekonomi: Çözüm Milli Ekonomi Modeli" programında tarihi bir konuşma yapması bekleniyor.
Ben de oradayım.
Sizleri de bekliyoruz.
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025
- Ümmetçilik değil, Muaviye’cilik! / 13.05.2025
- Kötü gidişin sorumlusu millettir! / 12.05.2025
- Türkiye ittifakı kurulsun / 05.05.2025
- Kıbrıs Türkiye’ye katılmalıdır / 04.05.2025
- Şehitlere sor süreci / 30.04.2025
- Kapitalist sistem seni de yutar Mehmet Şimşek / 28.04.2025