Seçimlere çok az bir zaman kaldı ve bütün partilerin adayları ellerindeki tüm kartlarını oynamak için sahadalar.
Bir bakıma bu durumu, demokrasi ve hür iradelerin sandığa yansıtılacak olması adına olumlu buluyorum.
Peki ama demokrasi var mı ki?
Gerçekten sandığa yansıyacak her oy, hür iradenin bir yansıması şeklinde mi olacak?
Mesela kimi partiler Hazine'den milyarlarca parayı cukka ederek seçimlere hazırlanırken, gerçekten millet için çok köklü projeleri olan partiler ise, meteliksiz olarak bu yarışa girmek zorunda bırakılıyor.
Oysa gerçekten onların derdi millet ve memleket iken, milyarları çuvalla götürenlerin derdi ise sadece ve sadece rant ve koltuk.
Atatürk sonrası iktidar olanların ve belediyeleri alanların tek derdi işte bu olmuştur.
Meydanlarda millet ve memleket adına bağırıp çağırmalarının hepsi yalan dolan.
Bakan olmuşların 5 yıl boyunca yapamadığı hizmetleri Belediye Başkanı olduğunda yapacağını vadetmesi ise kuyruklu yalandır.
Çünkü onların tek bir derdi ve hayali vardır.
Kendilerini o makama getirenlere diyet ödemek.
Aman efendim nasıl olur, o kişileri o makamlara millet getirmiyor mu?
Tabi ki millet getiriyor.
Biri vatandaşın eline yapacağı projeleri anlatan broşür veriyor, diğeri ise aynı vatandaşın eline, bir çuval kumanya veriyor.
Sizce geleceğini hiçe sayan ve sadece o gününü düşünen seçmen bu tabloda kime oy verir?
Bugüne kadar maalesef seçmenin büyük ölçüde yoksulluğu istismar edilerek, bir çuval kumanyaya geleceği ateşe atılmıştır.
Şimdi aynı oyun yerel seçimlerde yeniden sahneye konulmaktadır.
Bu kadar büyük zorbalıklar ve Muaviye taktikleri karşısında vatandaşın dik ve dirençli olması, geleceğini yakma veya yaşatma adına, büyük bir sınav niteliği taşımaktadır.
Ey Türk milletinin evladı!
Sana Hüseyin Baş'ın muhteşem tespiti ile sesleniyorum.
"Sana bu kumanyayı verenle seni bu kumanyaya mahkûm edenler aynı kişiler."
"Sana doğalgazı bir ay indirimli verenle seni faturalarını ödeyemeyecek hale getirenler aynı kişiler."
Ayık ol güzel kardeşim!
Sana ne veriliyorsa onu al ama sandıkta seni bu hale düşürdükleri için de artık hesap sor.
Türkiye'den Danimarka'ya çalışmaya giden bir arkadaş anlattı.
Aldığı maaş, 6 bin Avro imiş.
Hesapla bak, Türk parası karşılığı neye mukabil geliyor.
Ben hesaplayamıyorum çünkü yazıyı yazdığımda farklı, yayımlandığında ise kur farklı oluyor.
Sevgili seçmen kardeşim, bak ben sana bir şey diyeyim mi…
İster inan ister inanma senin paşa gönlün bilir. Vatanımızın babası ulu önder Atatürk sonrası işbaşına gelen tüm iktidarlar, uluslararası müesses nizamın atadığı komiserlerdir.
Siz istediğiniz kadar seçim yapın.
İstediğiniz kadar birbirinizi yiyin.
Adına demokrasi ve millet iradesi deyin, bunların hepsi laf kalabalığından başka bir şey değildir.
Eğer bugün faizler varsa ve artmaya devam ediyorsa bilin ki, öyle sipariş edildiği içindir.
Şayet bugün İsveç ve Finlandiya NATO'ya alınmışsa, efendileri öyle takdir ettiği içindir.
AB kapılarında alçak sürünmeye devam ediliyorsa, iktidarı sağlayanlar bunu yap dediği içindir.
Ordunun içi FETÖ'cüler tarafından işgal edilmişse, yaptıran el aynıdır.
Milli paranızı devreye koyarsanız sizi getirdiğimiz gibi de indiririz şeklinde tehdit edenler, aynı yapılardır.
İşte bu nedenledir ki mevcut iktidar ve aynı eller tarafından dizayn edilen muhalefetin Türk milletine verebileceği asla bir katkı ve geleceğe dair bir umut yoktur.
Tam bağımsız Türkiye olmadan, asla kurtuluş yolu bulunamayacaktır.
Tam bağımsız bir "Milli Ekonomi Modeli" olmadan, asla ekonomi düzelemeyecektir.
6 ayda bir MB Başkanı değiştirme komedisi ile, iktisaden asla bir santim ilerleme kaydedilemeyecektir.
Aziz Türk milleti!
Kurtuluş için reçete vardır.
Sahip olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Sen Türk'sün silkelen ve kendine gel!
Senin kadim tarihin en az 40 bin yıllıktır.
Dünyadaki tüm medeniyetlerin ve bilinen uygarlıkların temelinde sen varsın. Sen bugün bu halde isen, bunun nedeni yine sensin!
Tüm seçimlerde mağdur edilen ve efendileri öyle talimat verdiği için Meclis'e sokulmayan bir yiğit Türk genci var.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş.
Bu lider son dönemlerde tüm siyasetçilerden açık ara daha fazla konuşuluyor ve seviliyor. Yerel seçimlerde tüm il ve ilçelerde, çok nitelikli adaylarla seçimlere giriyorlar. Çok farklı şeyler söylüyorlar. Onlar için bütün mesele, milletin refahı ve huzuru. Neden bu seçimde tüm tepki oylarının gideceği adres BTP olmasın?
Sahadan gelen analizler ve anketler de böyle diyor zaten.
BTP'nin diğerlerinden farkı bir değil, iki değil.
Siyahla beyaz gibi.
Ateşle su gibi.
Güneşle karanlık gibi.
Neden mi?
Çünkü onların şiar edindiği tek lider, Mustafa Kemal Atatürk.
Tam bağımsızlık Atatürk için neyse, onlar için de o.
Türkiye'de iktisadi ve sosyal projelerden oluşan devrim ötesi bir modele sahip tek parti, BTP.
Şayet iktidar olmuş olsalardı, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan çıkılması için bir yıl yeterli olacaktı.
Hem de kemer sıkmadan ve daha fazla parasal imkâna sahip olunarak.
Belediyelerden kazandıkları ilçelere şimdiden müjde.
Bütün Türkiye o ilçeleri konuşacak.
Hadi hayırlısı diyelim.
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025
- Devlet gibi davranın, bu işi çözün! / 26.09.2025
- Bence Bahçeli erken seçim kararı alacak / 25.09.2025
- Ver madeni al koltuğu / 24.09.2025
- Atatürk’e dönülmezse, Türkiye işgal edilir! / 23.09.2025
- Savaştan daha büyük tehlike kapımızda! / 22.09.2025
- ‘Türk’ adını Allah koymuştur / 17.09.2025