Başlığa sonra döneceğiz ama önce ABD nasıl bir devlettir ve nasıl kurulmuştur detaylı bir inceleyelim.
ABD'nin kısa tarihi darbeler, katliamlar ve soykırımlarla doludur. Türk asıllı Kızılderililerin ve Afrikalı kölelerin kanı üstüne kurulan ABD'nin soykırımcı tarihi, bütün dünyanın bildiği bir gerçektir.
Amerika kıtasının 1492'de keşfedildiği ile ilgili bilgilerin tümü yalandır ve kasıtlıdır!
Kızılderili asil insanların yaşadığı bu üstün medeniyetin sahip olduğu bu kıta, Amerikalı katiller sürüsü geldikten sonra insanlık tarihinin en büyük cinayetlerine sahne olmuştur.
ABD, resmi olarak 4 Temmuz 1776 tarihinde Türk asıllı Kızılderililerin kanları üstüne bir vatan kurmuştur. Tabi buna vatan denilirse!
Her Kızılderili'nin öldürülmesi için resmi olarak 5 dolar ödeyen ABD, toplamda 70 milyon Kızılderili'yi katletti.
O dönemde dünya nüfusunun 5'te birini Kızılderililer oluştururken bugün bu insanlar neredeyse yok denecek kadar azalmışlardır.
Avrupa'nın vahşi devletleri olan İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, buradaki yerli halkları akıl almaz şekillerde katletti ve soykırıma tabi tuttular.
Amerika'nın gerçek sahipleri olan Türk asıllı Kızılderililer ve Afrika'dan köle olarak getirdikleri siyah derililerin kanları üstüne kurulan Amerika, bugün de aynı vahşetlerini dünyanın tüm coğrafyalarında devam ettirmiyor mu?
70 milyon Kızılderili'yi katlederek vatanlarını gasp eden ABD, torunlarına halen ikinci sınıf insan muamelesi yaptığı 15 milyon Afrikalıyı köleleştirmedi mi?
ABD'nin ayak bastığı her coğrafya büyük trajediler yaşıyor mu? ABD'nin sicili Vietnam'dan Irak'a, Afganistan'dan Şili, Suriye ve Libya'ya kadar katliamlarla doludur.
ABD'nin şu anda sınırları içinde olan toprakların asıl sahiplerinin Kızılderililer olduğu ve bunu özellikle de Türk Milli Eğitim müfredatına koymak suretiyle, Türk çocuklarına öğretmenin tarihi bir vazife olduğuna inanıyorum.
Ulaşamadıkları Kızılderililerin açlıktan ölmesi için o topraklardaki bizonları toptan katlettikleri, bu yolla da çocukları bile açlığa mahkûm ettikleri tarih hakikat olarak kitaplarda yer almıştır.
Amerika kıtasına soykırıma giden Kristof Kolomb'un seyir günlüğüne göre Kızılderililer, "Keskin silahları ilk kez gören, kötülüğü tanımayan ve hiç silahı olmayan" bir ulustu.
Kızılderililere tahammül edemeyen bu zorbalar; onları "insan" olarak bile görmüyordu.
ABD'nin kurucusu ve ilk Başkanı George Washington, yerlileri vahşi hayvanlara benzeterek, "Bu vahşi hayvanların tamamen imha edilmesi gerekiyor" diyordu. Sonuçta dediği gibi olmuştu.
ABD tarihinin bir diğer soykırımı ise, Hiroşima ve Nagazaki saldırılarıdır. 1945 senesinde bu bölgelere atılan atom bombası sebebiyle 350 bin kişi ölmüş ve bir o kadar kişi de engelli kalmıştır.
2. Dünya Savaşı'nda Almanya Dresden'e 3 gün aralıksız havadan bomba yağdıran ABD, çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişiyi katletmişti.
Ancak gelin görün ki bir gün gelecek ve Almanya tüm üslerini gönüllü olarak ABD'ye açacaktı.
Kore, 1950-53'te ABD savaş uçakları tarafından üç yıl boyunca bombalandı. ABD, Kore'de solcular ve Sovyet müttefiki iktidarın birleşmesini engellemek için 4 milyona yakın insanı katletti.
Ne acıdır ki, Menderes sırf ABD'ye yaranmak ve lanet olası NATO'ya alınmak uğruna soykırımcı bu ülke (ABD) yararına Kore'ye asker göndermişti!
1950 yılında CIA destekli darbe sırasında 200 bin Guatemalalı öldürülmüştü bunu da hatırlatalım.
Terör devleti ABD, 1953'te Moskova yanlısı İran Başbakanı Musaddık'ı darbeyle devirdi. Sonrasında Şah Pehlevi tarafından ABD'nin ekonomik, siyasi ve askeri desteğiyle on binlerce İranlı infaz edildi.
ABD'nin dolaylı olarak yaptığı katliamlardan olan Bosna Hersek katliamı, Boşnaklar ve Sırplar arasında doğrudan olarak gerçekleşti. Birleşmiş Milletler ve tüm dünyanın gözü önünde 250 binden fazla Boşnak öldürüldü, binlercesi de göç etmeye zorlandı.
Asala terör örgütünü kuran ve Türkiye'ye karşı kullanan, ABD'dir.
Asala ortadan kaldırıldıktan sonra 1983 yılından beri özenle inşa edilen PKK terör örgütünün tasarımcısı, bizzat ABD'dir.
1984 yılından bu tarafa PKK ve diğer bilumum terör örgütlerine her türlü silahı ve finansı temin ederek, Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmayı hedefleyen ülkenin ABD'den başkası olmadığını bütün dünya bilmektedir.
Türkiye'de yoktan bahaneler ürettirerek Atatürkçü askerlerin hapishanelerde çürümesine altyapı hazırlayan ABD istihbaratı, kendisi adına bu işleri yapacak siyasetçileri sınırsızca desteklemeyi her zaman en kazançlı formül olarak görmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve özellikle de Atatürkçü ordu mensupları, ABD ve İsrail'in bu coğrafyadaki çıkarları açısından daima potansiyel tehditti.
Türk devletini yok etmek için altı oyulması gereken en stratejik kurumun Türk ordusu olduğunu çok iyi biliyorlardı.
FETÖ ile de bunu başardılar ancak, ordudan bir türlü söküp atamadıkları Atatürkçü subaylar için daima tuzak arayışında oldular ve olmaya da devam ediyorlar.
İşin özü şudur:
Türk ordusu eninde sonunda ABD ile kozlarını paylaşacaktır.
Bu bir tahmin veya öngörüde bulunmaktan ziyade, tarihin taraflar üzerindeki yazgısıdır.
Türkler ve Türk ordusunu yenebilecek bir gücün olduğunu zannetmiyorum.
Evet, nükleer silahımız yok ve düşmanlarımızla eşit seviyede silah envanterine sahip değiliz, bu doğru.
Ancak Türkiye'nin coğrafi ve jeostratejik olarak bulunduğu konumun ne kadar avantajlı olduğunu hatırlatmak isterim.
Unutmayınız ki, ABD'nin dünyada önem verdiği en kıymetli şey, İsrail'in varlığının korunmasıdır.
Türkiye bugüne kadar İsrail'e mantar tabancası bile çevirmeyen tek ülkedir fakat, şayet İsrail'e tarihinde unutamayacağı bir darbe vurulacaksa bunu yapacak olan tek ülkenin de Türkiye olacağını not düşmek isterim.
Bu tarihi kapışma kıyamet kopmadan önce mutlaka gerçekleşecektir.
Bunun önünü almak isteyen ABD, kendisini ve İsrail'i tehdit edeceğine inandığı siyasi oluşumları örtülü olarak sahip olduğu medya ve STK'lar aracılığı ile sürekli itibarsızlaştırmış ve yoklarmış gibi görülmelerini sağlamıştır.
Bunların kim olduklarını anlamak için, yüzde 1 veya daha altında oy almış partileri inceleyebilirsiniz.
Sonuç:
İsrail'in terör devleti olduğunu söyleyip, ABD hakkında tek laf bile etmeyen siyasilerin kimler olduğuna da dikkatlice bakın.
Türkiye içeriden inanılmaz bir şekilde kuşatılmıştır.
Hem de ha bire oy verdiğiniz partiler tarafından!
Kalın sağlıcakla…
- Türkiye-ABD savaşı yaşanacak! / 01.10.2024
- Tasarruf tedbirleri ihanettir! / 30.09.2024
- 15 Temmuz’un babası Said-i Nursi’dir! / 24.09.2024
- Atatürk’e dönülmezse Allah belamızı verir! / 23.09.2024
- Hüda-Par kapatılmalı! / 19.09.2024
- Emekliler düşünmekten kanser oldu / 18.09.2024
- Atatürkçü olmayan orduya alınmamalı / 17.09.2024
- Narin yüzümüze tükürdü / 16.09.2024
- Atatürk’le savaşan kaybeder! / 13.09.2024