Bir ülkenin en büyük serveti, yeraltı kaynakları değildir.
Yer altı kaynaklarının da farkında olan, zekâ ve bilgi sahibi insandır.
Her türlü servetiniz olduğu halde, bunu kullanacak zekânız yoksa tam bağımsız bir karakterden yoksunsanız, bugün olduğu gibi el açıp, borç para dilenmek zorunda kalırsınız.
Türkiye maalesef Atatürk'ten sonra bu kaderi yaşamaktadır.
Türkiye'nin en büyük sorunu, Atatürk sonrası milli insanlar tarafından yönetilemiyor olmasıdır.
Atatürk'ün izinden gitmeyen ve ona muhalefet edenler tarafından yönetiliyor olmasıdır.
Cumhuriyet değerleri ile sürekli savaş halinde olan zihniyetler tarafından idare ediliyor olmasıdır.
Atatürk'ün, "Tam bağımsızlık" ilkesine adeta savaş açmış anlayış sahiplerince bunca yıldır yönetiyor olmamızdır.
Milli parasını devreye koymayı zül gören ve bu konuda bir satır bile iktisadi görüşü olmayan siyasi hükümetlerce idare ediliyor olmasıdır.
Kapitalist sistemin dışında bir cümle faklı bir görüşe sahip bulunmayanların, ısrarla milletimiz tarafından göreve layık görülmesidir.
'Tam bağımsız bir Türkiye' idealini taşıyanlara karşı hasmane bir tutum içerisinde bulunma, adeta gelenek haline geldi.
Türkiye her taraftan, kapitalist sistemin çepeçevre kuşattığı siyasi partilerce adeta esir alınmıştır.
Mağdur olduğunu söyleyen, insan hakları ve demokrasiden bahseden siyasi partilerde, aynı değirmene su taşımakla görevlendirilmişler.
İster sağ olsun ister sol, ister 'dindar'mış gibi gözükenler olsun isterse milliyetçi, hepsi aynı değirmene su taşıyor.
Bu değirmenin adı, kapitalizm değirmenidir.
85 milyon nüfus, tarif ettiğim bu partilerin oyuncağı haline getirilmiştir.
Hepsi ABD'yi kutsuyor.
NATO'ya gık bile diyemiyor.
AB'yi tek çözüm görüyor.
Türkiye'de kaynak yok diyor.
Biz kendi paramızı basamayız diyor.
Fazla nüfusa sorun gibi bakıyor.
Faizi artıracaksın ki, döviz düşsün diyor.
Parasal genişlemeye hepsi karşı çıkıyor.
Kalkınmak için en ucuz faizle borçlanmayı, yegâne çözüm görüyor.
MB bağımsız olmalı diyorlar ama IMF ve Dünya Bankası'na göbekten bağımlı olmasına çıt çıkarmıyorlar.
Hemen hepsi, asgari ücretin açlık sınırı altında olmasından dolayı zerre rahatsız olmuyor.
Hülasa; seçimlere giren tüm partilerin Türk milletine son tahlilde verebileceği sadakadan başka hiçbir şey yoktur ve olamaz!
Çok iyi niyetli olsalar da veremezler, yapamazlar.
Zira uygulayacakları ekonomi sisteminin kuralları, asla buna müsaade etmeyecektir.
Seçim meydanlarında koparılan fırtınalara kananlara şimdiden geçmiş olsun.
Ancak, mutlak bir değişim olmalıdır şeklindeki genel kanaate, ben deniz de değişimin taraftarı olan bir yazar olarak katılıyorum.
Lakin bu değişimin Türkiye'yi uçuracağına inanmamı kimse beklemesin.
Türkiye'yi kendi imkânları, kabiliyeti ve milli kaynakları ile dünyanın süper gücü yapacağına kesin olarak inandığım ve çok iyi derecede bildiğim tek reçete, Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan Milli Ekonomi Modeli'dir.
Bu tez, yukarıda saydığım tüm olumsuzlukları reddetmekte ve inkılap derecesinde bir bakış açısıyla yepyeni çözümler ortaya koymaktadır.
Bu sistemin uygulandığı bir Türkiye'de, döviz kuru tamamen unutulacaktır.
Faizler sıfır olacaktır.
Bu sistemde, isteyen herkese proje mukabilinde bankalarca, sıfır faizli uzun vadeli krediler verecektir.
Türkiye'nin en fazla cari açığını oluşturan enerji konusu ise, milli kaynaklarla kesin bir çözüme kavuşturulacak.
Bugünden inanmak güç belki ama herkese bedava elektrik kullanma imkânı sağlanacak.
İnsan görmediğine inanmaz derler ancak, ben bunların olacağını görür gibiyim ve bir gün bunlar mutlaka gerçekleşecektir.
Çünkü bütün bunları gerçekleştireceğine inandığım bir model ve bu modeli hayata geçirecek bir siyasetçi var.
Türkiye'nin Hüseyin Baş'ı var.
Eğer bu millet bu gerçeği bir gün fark ettiğinde, bu işi olmuş bilin.
En büyük servet ve güç, bilgidir.
Bu bilgi ve kabiliyet, Türkiye'nin en genç lideri Hüseyin Baş'ta, tepeden tırnağa kadar mevcuttur.
O günlerin gelmesini isteyenler, artık boşa kürek çekmeyi bırakıp, "BAŞ"a doğru yol almalıdırlar.
- Atatürk mucizesi ve CHP bilinmezliği / 18.08.2025
- Komisyonu bırakın Atatürk’e kulak verin! / 13.08.2025
- ABD bayraklarıyla gösteri neyin habercisi? / 12.08.2025
- Türkiye’yi bölmeye resmen karar vermişler! / 11.08.2025
- İlaç sektörünün baronu Rockefeller / 07.08.2025
- Günaydın MİT! / 06.08.2025
- ‘SEVR’ komisyonu! / 05.08.2025
- Aklını başına al Türk milleti! / 04.08.2025
- Peygamberimiz TÜRK’tür / 30.07.2025