Adalet Bakanı, Başbakan ve Anamuhalefet Partisi AİHM'nin Apo kararı için aynı anda ve el birliği ile düğmeye bastılar. Gazetelerin sürmanşetleri eşliğinde yürütüleceği belli olan operasyonun başlığı hiçbirimiz için sürpriz değil:
"AİHM kararını millete hazmettirme operasyonu".
Adalet Bakanı Cemil Çicek, "Hiç kimse bu işi sadece AKP olarak görmesin, bu devlet meselesidir" derken, Başbakanımız yağmayacağından, adımız gibi emin olduğumuz bir şekilde yağlayıp gürlediler:
"Karar henüz açıklanmadı ki. Biz gereğini yaparız".
CHP genel başkanının derdi daha başka. Ola ki muhalefet edeceği bir konu çıkar, bir tanım koyması gerekir endişesiyle işbirliği öneriyor:
"Gelin birlikte hareket edelim. Karar açıklanmadan yapacaklarımızı belirleyelim."
Alın size 2005 Mayıs'ında Türk siyasetinin manzara-i umumiyesi:
"Konunun temel sorumlu adresi Adalet Bakanı ve Başbakan ile hükümet, beraberinde ana muhalefet, toptan teslim bayrağını çekmiş durumdalar. Tek ufak sıkıntı, bunun halka nasıl hazmettirileceği meselesi. Konu tamamen bundan ibarettir.
Bu temel siyasetsizliğin ve teslimiyetçiliğin havuçunu da el altından hazırladılar ve propagandaya başladılar. Şöyle diyor hazretler:
"Apo yüzünden AB gibi bir medeniyet projesini mi kaçıracağız!"
Hey gidi canını sevdiğim 'Aristo mantıklı Demirel söylemi', sen nelere kadirsin görüyor musun?
AB'ye gireceğiz diye diye ortada girecek bir şey kalmıyor ama içerdekiler hala bu söylemle beşik sallamaya devam ediyorlar.
***
2 hafta önce sorduğumuz soruyu yeri gelmişken yineleyelim:
Başbakan, Adalet Bakanı ve anamuhalefet partisi genel başkanı acaba hala Apo'yu terörist olarak görüyorlar mı?
Ben sorudan evvel hemen ekleyeyim ki, Avrupa Birliği, hatta son insan hakları raporu ile ABD PKK'yı terör örgütü, Apo'yu terörist olarak görmüyor.
Bu koşullarda sorumun cevabının herhalde orijinalliği kalmıyor. Çünkü Dışişleri Bakanımızın ifadesi ile bu hükümet, hatta daha ötesinde geniş anlamda siyaset "AB için kefen giymeyi" göze aldığına göre, Brüksel ile Washington ile çelişmek doğru olmaz. Onlar "Apo terörist değildir" diyorlarsa, öyledir. Ötesini düşünen varsa beri gelsin.
***
Biz yine de ötesine geçelim ve temel tesbitimizi yapalım:
Apo'yu yeniden yargılayan Türkiye, bölünmeyi-parçalanmayı da kabul etmiş demektir.
Evet hiç kimse eğip-bükmesin, hazım operasyonuna girmesin. Meselenin aslı astarı budur. AİHM'e boyun eğen Türkiye, sonunu da hazırlamış demektir. O nedenle bu mesele Türkiye'nin sırat köprüsüdür.
Ya geçeceğiz, ya batacağız!
Hiç kimse AB, mahkeme kararı falan demesin. Tüm bunların adım adım geleceği biline biline Türkiye AB'ye mahkum edildi. O nedenle bugün timsah gözyaşları dökülmez.
Sanıyorum bu meseleye hiç kimsenin "tarafsız" olma lüksü de yoktur. 20 yılımıza, 200 milyar dolarımıza ve 30 bin şehidimize mal olan bir konuda hiç kimse "tarafsız" değildir ve olamaz.
Bendeniz zaman zaman ifade etmeye çalıştığım kuşkumu yineliyorum:
"Acaba birileri bu ülkeyi bölmeye, devleti tasfiyeye karar verdiler de bizim haberimiz mi yok!"
İşte bu soruya çok değil kısa bir süre içinde cevap alacağız. AİHM'e boyun eğenleri buradan isimlendiriyorum. Onların adı "tasfiyeciler"dir.
Tasfiyeye karşı durmak da bir vatan borcudur, böyle biline!
"AİHM kararını millete hazmettirme operasyonu".
Adalet Bakanı Cemil Çicek, "Hiç kimse bu işi sadece AKP olarak görmesin, bu devlet meselesidir" derken, Başbakanımız yağmayacağından, adımız gibi emin olduğumuz bir şekilde yağlayıp gürlediler:
"Karar henüz açıklanmadı ki. Biz gereğini yaparız".
CHP genel başkanının derdi daha başka. Ola ki muhalefet edeceği bir konu çıkar, bir tanım koyması gerekir endişesiyle işbirliği öneriyor:
"Gelin birlikte hareket edelim. Karar açıklanmadan yapacaklarımızı belirleyelim."
Alın size 2005 Mayıs'ında Türk siyasetinin manzara-i umumiyesi:
"Konunun temel sorumlu adresi Adalet Bakanı ve Başbakan ile hükümet, beraberinde ana muhalefet, toptan teslim bayrağını çekmiş durumdalar. Tek ufak sıkıntı, bunun halka nasıl hazmettirileceği meselesi. Konu tamamen bundan ibarettir.
Bu temel siyasetsizliğin ve teslimiyetçiliğin havuçunu da el altından hazırladılar ve propagandaya başladılar. Şöyle diyor hazretler:
"Apo yüzünden AB gibi bir medeniyet projesini mi kaçıracağız!"
Hey gidi canını sevdiğim 'Aristo mantıklı Demirel söylemi', sen nelere kadirsin görüyor musun?
AB'ye gireceğiz diye diye ortada girecek bir şey kalmıyor ama içerdekiler hala bu söylemle beşik sallamaya devam ediyorlar.
***
2 hafta önce sorduğumuz soruyu yeri gelmişken yineleyelim:
Başbakan, Adalet Bakanı ve anamuhalefet partisi genel başkanı acaba hala Apo'yu terörist olarak görüyorlar mı?
Ben sorudan evvel hemen ekleyeyim ki, Avrupa Birliği, hatta son insan hakları raporu ile ABD PKK'yı terör örgütü, Apo'yu terörist olarak görmüyor.
Bu koşullarda sorumun cevabının herhalde orijinalliği kalmıyor. Çünkü Dışişleri Bakanımızın ifadesi ile bu hükümet, hatta daha ötesinde geniş anlamda siyaset "AB için kefen giymeyi" göze aldığına göre, Brüksel ile Washington ile çelişmek doğru olmaz. Onlar "Apo terörist değildir" diyorlarsa, öyledir. Ötesini düşünen varsa beri gelsin.
***
Biz yine de ötesine geçelim ve temel tesbitimizi yapalım:
Apo'yu yeniden yargılayan Türkiye, bölünmeyi-parçalanmayı da kabul etmiş demektir.
Evet hiç kimse eğip-bükmesin, hazım operasyonuna girmesin. Meselenin aslı astarı budur. AİHM'e boyun eğen Türkiye, sonunu da hazırlamış demektir. O nedenle bu mesele Türkiye'nin sırat köprüsüdür.
Ya geçeceğiz, ya batacağız!
Hiç kimse AB, mahkeme kararı falan demesin. Tüm bunların adım adım geleceği biline biline Türkiye AB'ye mahkum edildi. O nedenle bugün timsah gözyaşları dökülmez.
Sanıyorum bu meseleye hiç kimsenin "tarafsız" olma lüksü de yoktur. 20 yılımıza, 200 milyar dolarımıza ve 30 bin şehidimize mal olan bir konuda hiç kimse "tarafsız" değildir ve olamaz.
Bendeniz zaman zaman ifade etmeye çalıştığım kuşkumu yineliyorum:
"Acaba birileri bu ülkeyi bölmeye, devleti tasfiyeye karar verdiler de bizim haberimiz mi yok!"
İşte bu soruya çok değil kısa bir süre içinde cevap alacağız. AİHM'e boyun eğenleri buradan isimlendiriyorum. Onların adı "tasfiyeciler"dir.
Tasfiyeye karşı durmak da bir vatan borcudur, böyle biline!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021