Ülkemiz üzerinde hesabı olanlar...

Türkiye tam bir cendere altında.Adeta, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesindeki bahsettiği tehlikelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz.Ne demişti Atatürk: "İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanin, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir." Evet, bugün ülkemiz üzerinde hesabı olanlar, her türlü siyasi, ekonomik, kültürel baskıyı ve hileyi uygulamaktadır.Bugün ülkemiz üzerinde hesabı olanlar, özelleştirme, yabancı sermaye adı altında ülkemizin telekomuna, madenlerine, limanlarına, topraklarına, en stratejik kurumlarına sahip olmaktadır.Bugün ülkemiz üzerinde hesabı olanlar, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmak için milletimizi azınlıklara bölmeye çalışmakta, etnik kökenler üzerinde çalışarak her devirde birbiriyle kenetlenmiş olan milletimizin arasına fitne sokmaya çalışmaktadır.Bugün ülkemiz üzerinde hesabı olanlar, dün hicaz bölgesinin Osmanlı'dan kopması için uyguladıkları her türlü projeyi bizim için uygulamaktadır. Dün çöl eşkıyalarını kullandılar, bugün de PKK terörünü kullanıyorlar. Dün Muhammed bin Abdulvahhabları kullandılar, bugün de diyalogcuları kullanıyorlar. Hedef aynı, metot aynı.Bugün ülkemiz üzerinde hesabı olanlar, ülke topraklarında misyonerlerini cirit attırırken, istedikleri yerde, istedikleri zaman ve istedikleri şekilde terör estirirken, ülkenin güvenlik güçlerini devre dışı bırakmak için her türlü projeyi de devreye koymaktadır.Bugün ülkemiz üzerinde hesabı olanlar, iç siyasetimize karışarak siyasi emellerini devreye koymalarında önlerini açacak siyasilerin iş başına gelmesi için her türlü oyunu oynamaktadır.Bugün ülkemiz üzerinde hesabı olanlar, sundukları ekonomik projelerle belirli bir azınlık dışında Türk milletinin çoğunun aç ve sefil bir şekilde yaşamasına sebep olmaktadır. Küresel güçler, ülke kaynaklarını sömürürken, adım adım Sevr projesini devreye koyarken, onlarla çıkar birliği yapan belirli kesim de har vurup harman savurmakta, gününü gün etmekte ve bütün faturayı da halka ödettirmektedir.Peki, bütün bunlar ve anlatamayacağımız nice işgal projeleri gerçekleşirken birinci vazifesi "Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmek" olan Türk gençliği nerede? Türk milleti nerede? Cumhuriyeti kollamak ve korumakla görevli güvenlik güçlerimiz nerede?Atamız hitabesinde, "Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir" demiyor mu? "İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır" uyarısında bulunmuyor mu?  Dahili ve harici bedhahlar, her hallerinden belli olmuyor mu, ayıkmamız için daha ne yapmaları gerekiyor?Gelin bütün oyunları bozalım. Lazı, Kürdü, Türkü, Çerkezi... her zamankinden daha fazla bir beraber olalım. Fitne tohumlarına müsaade etmeyelim. Irak'ın, Filistin'in halinden ibret alalım.Bizi yoketmek isteyenlerin oyunlarına alet olmayalım, kendi milli senaryolarımızda baş aktör olalım.Bakın önümüzde bir model de var: Milli Ekonomi Modeli. Dünyanın bir çok ülkesinden gelen bilim adamlarınca çözüm olarak kabul edilen bir model. Bu takdir edilen modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e fırsat verelim ki, ülkemizin kendi kaynaklarından yola çıkarak sunduğu bu proje hayata geçsin, ülkemiz üzerinde hesabı olanlar da avuçlarını yalasın.Fazla söze ne hacet.