Konuya balıklama giriyorum.
Ne demek KAAN uçağının motoru yok?
Ne demek uçağımızın motorunu ABD vermiyor?
Siz bu milletle kafa mı buluyorsunuz?
Langer raporunda Hitler'den şöyle bahsetmekteydi:
"Başlıca kuralları şunlardı: Halkın sakinleşmesine asla izin vermeyin; bir hatayı veya yanlışı asla kabul etmeyin; düşmanınızda bir miktar iyilik olabileceğini asla kabul etmeyin; alternatifler için asla yer bırakmayın; asla suçu kabul etme; her seferinde bir düşmana konsantre olun ve yanlış giden her şey için onu suçlayın; insanlar büyük bir yalana küçük olandan daha çabuk inanacaklar; ve yeterince sık tekrarlarsanız, insanlar er ya da geç buna inanacaktır."
Benzetmeler tümüyle teşbihtir ve asla belirli bir ismi hedef almamaktadır.
KAAN uçağının motor skandalına değinmeden önce, ilk yerli uçak sanayi konusuna kısaca bir göz atalım.
Ulu önderimiz Atatürk'ün yüksek iradeleri ve önderliğinde, ilk kuruluş adıyla TOMTAŞ adıyla bilinen yerli uçak fabrikası, 1926 yılında Kayseri'de kurulmuştur.
Türkiye'nin ilk uçak fabrikasıdır.
Türk Tayyare Cemiyeti 16 Şubat 1925 tarihinde Atatürk'ün, "İstikbal göklerdedir; çünkü göklerini koruyamayan devletler yarınlarından asla emin olamazlar" İfadesiyle kurulmuştur.
Yani Atatürk konuşmuyor, iş yapıyordu.
Türk Tayyare Cemiyeti, kurulmasından yedi ay sonra Atatürk'ün talimatıyla uçak fabrikası girişimlerine başlamıştır.
Şu hıza bakın!
Yoktan var edilen bir ülkede Cumhuriyetin daha ilk yıllarında yapılan işlere bakın.
1935 yılında 50 adet 3 farklı tip Türk kuşu imal edilmiştir.
1936 yılında 45 tane Gotha 145 uçaklarından üretilmiştir.
Yine 1937'de 27 adet PZL P. 24 tipi uçak üretilmiştir.
1940 yılında 24 tane Magister tipi uçak yapılmıştır.
1932-1942 arasında 133 uçak ve 27 planör imalatı yapılmıştır.
Peki ya Atatürk sonrası ne olmuştur?
1942 sonrası Marshall yardımlarının da etkisi ile birlikte üretim durmuştur. 1950'de fabrika yapısı "Kayseri Hava İkmal ve Bakım Merkezi" olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Başka…
İspanya, İran ve Irak'tan alınan siparişlerle bağlantısı yapılmış ve imal edilmiş uçakların ihracı engellenmiştir.
Yurt içi ve yurt dışından sipariş alamayan fabrika 1944 yılında kapanmış, Beşiktaş'taki uçak fabrikası ile Yeşilköy'deki Gök Okulu, 1944 yılında dönümü 15 lira üzerinden kamulaştırılmıştır.
Şimdi anladınız mı Atatürk'ün yüceliğini ve tam bağımsızlık karakterini?
Devamında ise, Eskişehir tank fabrikası ve Kırıkkale silah fabrikası Menderes döneminde NATO standartlarına uymadıkları gerekçisiyle kapatıldı.
Allah sizin NATO'nuzun bin türlü belasını versin!
Ne kadar NATO'cu varsa, bana göre hepsi FETÖ'cülerden daha tehlikelidir!
Şimdi çok kısaca Kaan uçağımızın motorunun gizemine değinelim.
Fakat şu hususun önemine binaen mutlaka altını çizmemde yarar var.
Ülkemizin pırıl pırıl genç Mühendislerinin dünya ile yarışacak ve hatta bazı konularda onları bile geride bırakacak muhteşem işlere imza attığını, hepimizin bilmesi ve alkışlaması gerekir.
Hiçbir yorum yazı ve beyanatta, bu harika gençlerimizin motivasyonunu bozacak en küçük bir unsura yer verilmemelidir.
Bu gençler bizim geleceğimiz ve gururumuzdur.
Bizim eleştirilerimiz ve mücadelemiz, Türkiye'nin elini kolunu bağlayan ve tamamen kafasını kuma sokan zihniyet iledir.
Ne demişti Hakan Fidan, "KAAN'ın motorları ABD Kongresi'nde bekliyor, onların lisansı durmuş durumda" dedi ve bunun "müttefiklik ruhuna, stratejik ortaklık ruhuna yakışmadığını" söylemişti.
Sonra ne mi oldu?
Türkiye'nin yerli savaş uçağının havalanamayacağı ve hatta Endonezya'ya satışının gerçekleşemeyeceği gibi yorumlar yapıldı.
CHP Dışişleri Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Emekli Büyükelçi Namık Tan da sosyal medya hesabında "Bizlere söylenen; KAAN'ın tamamen yerli ve milli olduğu idi. Meğer öyle değilmiş. Motorunu dışarıdan alacakmışız. Bizim yapmadığımız hiçbir uçağın ABD'den alınmış herhangi bir uçaktan farkı olmayacaktır" dedi ve eklemişti.
Bu konu Erdoğan'a sorulmuş ancak yanıt alınamamıştı.
Eş zamanlı olarak bir açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, KAAN'ın seri üretiminin yabancı değil yerli motorla planlandığını ve geliştirme faaliyetlerinin de başarıyla devam ettiğini söyledi:
"Savunma sanayiinde süreç daima bu şekilde işler. Önce mevcut motorlarla başlanır, ardından milli motor projeleri devreye alınır.
"Biz de KAAN'ı blok yaklaşımıyla üretiyoruz. Yani farklı aşamalarda, farklı kabiliyetlerle güçlenen versiyonlarını envantere kazandırarak, kademeli olarak geliştiriyoruz.
"Bu kapsamda KAAN savaş uçağımızın teslimat takviminde bir gecikme bulunmamaktadır."
Konu böyle dallanıp budaklanıp gidiyor.
Kim ne açıklama yaparsa yapsın. 100 sene önce hiçbir imkân ve olanak yokken temelleri atılan uçak fabrikamızda üretimi yapılan ve o dönemin en gelişmişi sayına uçaklar, dünyanın dört bir köşesine ihraç edilmişti.
Yani demem o ki; lütfen artık yalan üreteceğinize, iş üretin.
Bu arada şunu son bir not olarak düşmemde yarar var.
Türkiye iktisadi olarak tam bağımsızlığını elde edemediği sürece, daha çok böyle maskara durumlara düşer ve dünyaya madar oluruz!
İktisadi bağımsızlıktan önce ise, siyasi bağımsızlık esastır.
Bunların esamisinin olmadığı ve okunmadığı bir ülkede, muhatabınızın karşısında sadece sırıtırsınız!
Ne demek KAAN uçağının motoru yok?
Ne demek uçağımızın motorunu ABD vermiyor?
Siz bu milletle kafa mı buluyorsunuz?
Langer raporunda Hitler'den şöyle bahsetmekteydi:
"Başlıca kuralları şunlardı: Halkın sakinleşmesine asla izin vermeyin; bir hatayı veya yanlışı asla kabul etmeyin; düşmanınızda bir miktar iyilik olabileceğini asla kabul etmeyin; alternatifler için asla yer bırakmayın; asla suçu kabul etme; her seferinde bir düşmana konsantre olun ve yanlış giden her şey için onu suçlayın; insanlar büyük bir yalana küçük olandan daha çabuk inanacaklar; ve yeterince sık tekrarlarsanız, insanlar er ya da geç buna inanacaktır."
Benzetmeler tümüyle teşbihtir ve asla belirli bir ismi hedef almamaktadır.
KAAN uçağının motor skandalına değinmeden önce, ilk yerli uçak sanayi konusuna kısaca bir göz atalım.
Ulu önderimiz Atatürk'ün yüksek iradeleri ve önderliğinde, ilk kuruluş adıyla TOMTAŞ adıyla bilinen yerli uçak fabrikası, 1926 yılında Kayseri'de kurulmuştur.
Türkiye'nin ilk uçak fabrikasıdır.
Türk Tayyare Cemiyeti 16 Şubat 1925 tarihinde Atatürk'ün, "İstikbal göklerdedir; çünkü göklerini koruyamayan devletler yarınlarından asla emin olamazlar" İfadesiyle kurulmuştur.
Yani Atatürk konuşmuyor, iş yapıyordu.
Türk Tayyare Cemiyeti, kurulmasından yedi ay sonra Atatürk'ün talimatıyla uçak fabrikası girişimlerine başlamıştır.
Şu hıza bakın!
Yoktan var edilen bir ülkede Cumhuriyetin daha ilk yıllarında yapılan işlere bakın.
1935 yılında 50 adet 3 farklı tip Türk kuşu imal edilmiştir.
1936 yılında 45 tane Gotha 145 uçaklarından üretilmiştir.
Yine 1937'de 27 adet PZL P. 24 tipi uçak üretilmiştir.
1940 yılında 24 tane Magister tipi uçak yapılmıştır.
1932-1942 arasında 133 uçak ve 27 planör imalatı yapılmıştır.
Peki ya Atatürk sonrası ne olmuştur?
1942 sonrası Marshall yardımlarının da etkisi ile birlikte üretim durmuştur. 1950'de fabrika yapısı "Kayseri Hava İkmal ve Bakım Merkezi" olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Başka…
İspanya, İran ve Irak'tan alınan siparişlerle bağlantısı yapılmış ve imal edilmiş uçakların ihracı engellenmiştir.
Yurt içi ve yurt dışından sipariş alamayan fabrika 1944 yılında kapanmış, Beşiktaş'taki uçak fabrikası ile Yeşilköy'deki Gök Okulu, 1944 yılında dönümü 15 lira üzerinden kamulaştırılmıştır.
Şimdi anladınız mı Atatürk'ün yüceliğini ve tam bağımsızlık karakterini?
Devamında ise, Eskişehir tank fabrikası ve Kırıkkale silah fabrikası Menderes döneminde NATO standartlarına uymadıkları gerekçisiyle kapatıldı.
Allah sizin NATO'nuzun bin türlü belasını versin!
Ne kadar NATO'cu varsa, bana göre hepsi FETÖ'cülerden daha tehlikelidir!
Şimdi çok kısaca Kaan uçağımızın motorunun gizemine değinelim.
Fakat şu hususun önemine binaen mutlaka altını çizmemde yarar var.
Ülkemizin pırıl pırıl genç Mühendislerinin dünya ile yarışacak ve hatta bazı konularda onları bile geride bırakacak muhteşem işlere imza attığını, hepimizin bilmesi ve alkışlaması gerekir.
Hiçbir yorum yazı ve beyanatta, bu harika gençlerimizin motivasyonunu bozacak en küçük bir unsura yer verilmemelidir.
Bu gençler bizim geleceğimiz ve gururumuzdur.
Bizim eleştirilerimiz ve mücadelemiz, Türkiye'nin elini kolunu bağlayan ve tamamen kafasını kuma sokan zihniyet iledir.
Ne demişti Hakan Fidan, "KAAN'ın motorları ABD Kongresi'nde bekliyor, onların lisansı durmuş durumda" dedi ve bunun "müttefiklik ruhuna, stratejik ortaklık ruhuna yakışmadığını" söylemişti.
Sonra ne mi oldu?
Türkiye'nin yerli savaş uçağının havalanamayacağı ve hatta Endonezya'ya satışının gerçekleşemeyeceği gibi yorumlar yapıldı.
CHP Dışişleri Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Emekli Büyükelçi Namık Tan da sosyal medya hesabında "Bizlere söylenen; KAAN'ın tamamen yerli ve milli olduğu idi. Meğer öyle değilmiş. Motorunu dışarıdan alacakmışız. Bizim yapmadığımız hiçbir uçağın ABD'den alınmış herhangi bir uçaktan farkı olmayacaktır" dedi ve eklemişti.
Bu konu Erdoğan'a sorulmuş ancak yanıt alınamamıştı.
Eş zamanlı olarak bir açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, KAAN'ın seri üretiminin yabancı değil yerli motorla planlandığını ve geliştirme faaliyetlerinin de başarıyla devam ettiğini söyledi:
"Savunma sanayiinde süreç daima bu şekilde işler. Önce mevcut motorlarla başlanır, ardından milli motor projeleri devreye alınır.
"Biz de KAAN'ı blok yaklaşımıyla üretiyoruz. Yani farklı aşamalarda, farklı kabiliyetlerle güçlenen versiyonlarını envantere kazandırarak, kademeli olarak geliştiriyoruz.
"Bu kapsamda KAAN savaş uçağımızın teslimat takviminde bir gecikme bulunmamaktadır."
Konu böyle dallanıp budaklanıp gidiyor.
Kim ne açıklama yaparsa yapsın. 100 sene önce hiçbir imkân ve olanak yokken temelleri atılan uçak fabrikamızda üretimi yapılan ve o dönemin en gelişmişi sayına uçaklar, dünyanın dört bir köşesine ihraç edilmişti.
Yani demem o ki; lütfen artık yalan üreteceğinize, iş üretin.
Bu arada şunu son bir not olarak düşmemde yarar var.
Türkiye iktisadi olarak tam bağımsızlığını elde edemediği sürece, daha çok böyle maskara durumlara düşer ve dünyaya madar oluruz!
İktisadi bağımsızlıktan önce ise, siyasi bağımsızlık esastır.
Bunların esamisinin olmadığı ve okunmadığı bir ülkede, muhatabınızın karşısında sadece sırıtırsınız!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025
- Devlet gibi davranın, bu işi çözün! / 26.09.2025
- Bence Bahçeli erken seçim kararı alacak / 25.09.2025
- Ver madeni al koltuğu / 24.09.2025
- Atatürk’e dönülmezse, Türkiye işgal edilir! / 23.09.2025
- Savaştan daha büyük tehlike kapımızda! / 22.09.2025
- ‘Türk’ adını Allah koymuştur / 17.09.2025
- CHP 6 oku çoktan unuttu mu? / 16.09.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025
- Devlet gibi davranın, bu işi çözün! / 26.09.2025
- Bence Bahçeli erken seçim kararı alacak / 25.09.2025
- Ver madeni al koltuğu / 24.09.2025
- Atatürk’e dönülmezse, Türkiye işgal edilir! / 23.09.2025
- Savaştan daha büyük tehlike kapımızda! / 22.09.2025
- ‘Türk’ adını Allah koymuştur / 17.09.2025
- CHP 6 oku çoktan unuttu mu? / 16.09.2025