Gündemde enflasyon rakamları var bu hafta. Enflasyon rakamları düşük çıktı diyerek sevinen ve iyiye gidiyoruz diyen bir anlayışı yaşıyoruz. Bir adam düşünün kanser olmuş, son demlerini yaşıyor. Yatmaktan akciğerleri su toplamış. Hastanede alın hastanızı evinize götürün diyen bakışlar varken bir doktor çıkıp geliyor ve diyor ki, hastamızın ateşi normal, nabzı normal, tansiyonu normal. İşte aynen bu hali yaşıyoruz.Talebin düşmesi doğal olarak enflasyonu düşürür. Bu yeni bir gelişme değil ki. Üstelik söyledik milletin yaşadığı enflasyon çok daha yüksek. Hiçbir şey yiyemeyen hastanın kanı çekilmişken tansiyon olması zaten beklenemez. Piyasa da para denilen gerçek yok iken işler iyi diyenler için bu vahim tabloyu sormak gerekmez mi?İhracat rakamlarına bakalım % 35 düşmüş. Bunun karşılığı olarak dış piyasaları durgunluğunu bahane edenlere iç piyasada vergi ve harcama kalemlerinde yaptıkları aşırı zamlarla maliyetleri getirdikleri noktalara bakmak gerekiyor.Sayın Başbakan'ın çok övündüğü araç satışları ne oldu peki? % 66 daralarak beş yıl önceye gitti. Tabi bu rakamlarla beraber şunu da sormak gerekiyor yapılan bu araç ihracatında paranın önemli bir kısmının yabancılara kaldığını da biliyoruz. Yeni bir marka ile sadece Türk sanayicisinin ürettiği bir markamız var da biz mi bilmiyoruz.Dönelim işsizlik rakamlarına. Sadece bu ay iş arayanların sayısı % 95 oranında artmış. Toplam işsiz sayısı tarım hariç % 10'u geçmiş. Tarımda işsizliği ekleyince bu rakam %30'dan fazla ve hızla artmaya devam ediyor.Geldik bütçe açığına. Bütçe açığı da beş kat artmış. Zira yerel seçimlere beş kala hükümet borçlanarak pirinç, bulgur dağıtmakla meşgul.Şimdi bu rakamlara bakınca neresinde duruyoruz ekonominin. Bakın bu gün Ermenistan'da devalüasyon oldu. Bizde olmadı mı diyecekler. Dolar 1,75'e dayandı. FED hala batık şirketleri kurtarmak için para basalım diyor. Ama bizde basın enflasyon oluyor.Şimdi yerel seçimler geldi kapıda. Milli Ekonomi Modeli'nin yerel yönetimler için geliştirilmiş Dar Bölge Kalkınma Planı ile bu bataktan kurtulmak adına bir fırsat var milletimizin önünde. Çarpıtılmış yalan rakamlarla, gerçek açlık arasında kalanlar için son fırsatı değerlendirmek gerekiyor.AB'ye göre toparlanma 2010'dan önce başlamayacakmış. O güne kadar AB kalır mı ortada o meçhul. Üstelik bu sistemin çöken tarafında yeniden ayağa kalkmak mümkün değil. Kanı çekilmiş bir hastanın doktorları ise hastanın ateşiyle meşgul.Gelin bu yerel seçimlerde krizi fırsata çevirelim. Prof. Dr. Haydar Baş ile beraber yerel yönetimlerde yeni bir döneme geçiş yapalım. Zira bu rakamlar, bu değerler bizlere yokluğu, açlığı getirdi. Bundan sonrası aydınlık değildir.Rakamlarla mutluluk tabloları çizenlere aldırmayın. Yolun sonuna geldik?
Cüneyt Sezer / diğer yazıları
- Durun demek zor mu efendiler? / 29.07.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009