Ülkemizde yapılan özelleştirmelerin mantığını anlamanız açısından, posta kutumuza gelen Necati Doğru’nun kaleme almış olduğu “Seydişehir’i Satmak Kirli bir Sayfadır” başlıklı makaleyi dikkatlerinize sunuyorum sevgili okurlar:
Kısaltılmış adı “Eti–Alüminyum” olan Seydişehir Alüminyum Fabrikaları devletindi. Bölgenin boksit maden yatakları üzerinde halkın birikimiyle kurulmuştu.
Boksit rezervleri onundu.
DPT rezervlerin değerini belirlemişti.
1.5 milyar dolar diye kayıtlanmıştı.
Oymapınar Barajı da onundu.
Barajın değeri 1 milyar dolardı.
Fabrika binaları.
400 civarında lojmanları vardı.
Bunların değeri 1 milyar dolardı.
Eti– Alüminyum’un limanı da vardı.
Antalya Limanı da onundu.
Limanda arsalara sahipti.
Değeri 500 milyon dolardı.
Yukardan aşağıya topladığınız zaman 4 milyar dolar değerde olan Seydişehir Alüminyum fabrikaları; barajı, limanı, lojmanları, arsaları, boksit maden rezervleriyle sadece 305 milyon dolara “kapalı zarf usulüyle” özelleştirilerek Adana’daki HES barajını, daha su toplarken patlatıp 10 işçinin ölümüne sebap olan bu Cengiz İnşaat’a (CE–KA) verildi.
***
Bu satış “kirli görünüyor ve hile kokuyor” diye düşündükleri için Kamu İşletmeciliği Geliştirme Merkezi Vakfı, Metalürji Mühendisleri Odası, işçilerin örgütü Tes–İş Sendikası ve Konya Milletvekili Atilla Kart, (CHP) Danıştay’da dava açtılar.
Dava uzun sürdü.
Sonunda karar çıktı.
Karar: “Eti–Alüminyumun bu şartlarda özele satılması kamu yararına değildir” diye çıktı. Devlet (Özelleştirme İdaresi), adaletin isteğini yapmak zorundaydı ama CE–KA grubuna ait hisseler; hepsinin soyadı “Cengiz” olan Mehmet, Ahmet, Ekrem, Şeref, Asım ve Kazım Cengiz adlı kişilerin kurduğu bir şirkete devredilmişti.
Danışıklı, hileli bir devir.
Devlet malı devletten kaçırılıyordu.
Özelleştirme İdaresi, “Bu devir danışıklıdır” diye dava açtı. Bekledi, dava sürerken, hiçbir gerekçe göstermeden “davasından” vazgeçti. 6 yıldır 4 milyar dolar değerindeki bu devlet malı (halkın malı) Danıştay’ın “satış kamu yararına olmamıştır” kararına rağmen bu firmadan alınmıyor. İyi mi?”
Yukarıda anlatılan “özelleştirme”yi diğer “özelleştirmelere şamil kılabilirsiniz sevgili okurlar. Bu özelleştirme furyasına, Türkiye bugün Avrupa mahkemelerinde “asrın en büyük soygununu yapanların ülkesi” olarak yargılanmasını da eklerseniz... Ne ala memleket demekten kendinizi alamazsınız elbette...
Düzeni savunan bir medyanız var,
Keyfiniz yükselir ta arşa kadar.
Durum şimdi düşeş, sizden yana zar,
Her kumarda kazanç size dönüyor,
Yetim hakkı böyle böyle yeniyor.
Nevzat’ın görüşü böyledir işte,
İyi niyet göremiyor gidişte.
Oğul, damat, dayı, yenge, enişte,
Nerde bal var parmağını banıyor,
Yetim hakkı böyle böyle yeniyor.
(Halk Ozanı Karamanlı Nevzat )
Kısaltılmış adı “Eti–Alüminyum” olan Seydişehir Alüminyum Fabrikaları devletindi. Bölgenin boksit maden yatakları üzerinde halkın birikimiyle kurulmuştu.
Boksit rezervleri onundu.
DPT rezervlerin değerini belirlemişti.
1.5 milyar dolar diye kayıtlanmıştı.
Oymapınar Barajı da onundu.
Barajın değeri 1 milyar dolardı.
Fabrika binaları.
400 civarında lojmanları vardı.
Bunların değeri 1 milyar dolardı.
Eti– Alüminyum’un limanı da vardı.
Antalya Limanı da onundu.
Limanda arsalara sahipti.
Değeri 500 milyon dolardı.
Yukardan aşağıya topladığınız zaman 4 milyar dolar değerde olan Seydişehir Alüminyum fabrikaları; barajı, limanı, lojmanları, arsaları, boksit maden rezervleriyle sadece 305 milyon dolara “kapalı zarf usulüyle” özelleştirilerek Adana’daki HES barajını, daha su toplarken patlatıp 10 işçinin ölümüne sebap olan bu Cengiz İnşaat’a (CE–KA) verildi.
***
Bu satış “kirli görünüyor ve hile kokuyor” diye düşündükleri için Kamu İşletmeciliği Geliştirme Merkezi Vakfı, Metalürji Mühendisleri Odası, işçilerin örgütü Tes–İş Sendikası ve Konya Milletvekili Atilla Kart, (CHP) Danıştay’da dava açtılar.
Dava uzun sürdü.
Sonunda karar çıktı.
Karar: “Eti–Alüminyumun bu şartlarda özele satılması kamu yararına değildir” diye çıktı. Devlet (Özelleştirme İdaresi), adaletin isteğini yapmak zorundaydı ama CE–KA grubuna ait hisseler; hepsinin soyadı “Cengiz” olan Mehmet, Ahmet, Ekrem, Şeref, Asım ve Kazım Cengiz adlı kişilerin kurduğu bir şirkete devredilmişti.
Danışıklı, hileli bir devir.
Devlet malı devletten kaçırılıyordu.
Özelleştirme İdaresi, “Bu devir danışıklıdır” diye dava açtı. Bekledi, dava sürerken, hiçbir gerekçe göstermeden “davasından” vazgeçti. 6 yıldır 4 milyar dolar değerindeki bu devlet malı (halkın malı) Danıştay’ın “satış kamu yararına olmamıştır” kararına rağmen bu firmadan alınmıyor. İyi mi?”
Yukarıda anlatılan “özelleştirme”yi diğer “özelleştirmelere şamil kılabilirsiniz sevgili okurlar. Bu özelleştirme furyasına, Türkiye bugün Avrupa mahkemelerinde “asrın en büyük soygununu yapanların ülkesi” olarak yargılanmasını da eklerseniz... Ne ala memleket demekten kendinizi alamazsınız elbette...
Düzeni savunan bir medyanız var,
Keyfiniz yükselir ta arşa kadar.
Durum şimdi düşeş, sizden yana zar,
Her kumarda kazanç size dönüyor,
Yetim hakkı böyle böyle yeniyor.
Nevzat’ın görüşü böyledir işte,
İyi niyet göremiyor gidişte.
Oğul, damat, dayı, yenge, enişte,
Nerde bal var parmağını banıyor,
Yetim hakkı böyle böyle yeniyor.
(Halk Ozanı Karamanlı Nevzat )
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023