Lozan Anlaşmasına göre; Batı Trakya'daki Türklerle İstanbul'daki Rumlar hariç, Yunanistan'daki Türkler mübadele edilecekti. Batı Trakya'da kalan Türklerin bütün hakları ise Lozan'la Türkiye tarafından garanti altına alınmıştı.Buradaki Türkler, dini ve kültürel kurumlar açıp bunları yönetebilecekler, mal edinebilecekler, diğer sosyal ve siyasi haklara sahip olabileceklerdi. Lozan'da bu konuda "karşılıklılık" ilkesi vurgulanmış olmasına rağmen "bugün Türkiye'deki Rumlar ne kadar rahatsa, Yunanistan'daki Türkler de o denli rahatsız". Çünkü Yunanistan, Lozan'da ve daha sonra iki ülke arasında 1968'de imzalanan eğitim protokollerinde kabul ettiği hükümlere uymuyor!Yunanistan, Batı Trakya'da tam bir asimile politikası uygulamakta. Lozan bugün geçerli bir anlaşma olmasına rağmen Yunanistan, Türklerin hukuken sahip oldukları bütün hakları tek taraflı olarak kaldırıyor. Camileri yeşil alan yapma bahanesiyle yıkıyor, Türk dernekleri kapatıyor, Türklerin oyuyla seçilen müslümanları, müftüleri tanımıyor. Bunların yerine kendi atadığı kişileri görevlendiriyor. Türklere ait arazileri kamulaştırıyor, daha da önemlisi, Türk çocuklarının ve gençlerinin eğitim almalarını çeşitli bürokratik yollarla engelliyor. Özellikle Türklerin üniversiteye girmelerine bir şekilde yasak koyup, okumaya hak kazananların çok azını kura ile okula alıyorlar. Türkler başka bir ülkede de okuyamıyor çünkü her ne sebeple olursa olsun altı ay ve daha fazla yurt dışında kalanlar vatandaşlıktan çıkarılıyor, bu yasa 1998'de değiştirildi.Şu an, Batı Trakya'daki Türklerin en önemli sorunları eğitim, topraklarının kamulaştırılması, "Türk" kelimesini kullanamamaları ve Türkçe konuşamamaları. Yunanistan Batı Trakya Türklerini ısrarla Türk olarak değil, "Yunanlı Müslüman azınlık" olarak kabul ediyor.İçinde "Türk" kelimesi geçen dernekler kapatılıyor. Türklerin oylarıyla seçilen müftüler tanınmıyor. Türkler mahkemelerde adil yargılanmıyor. Yunanistan kesinlikle sistemli bir biçimde Türk azınlığı asimile etmeye çalışıyor.Bütün bu hukuka, adalet anlayışına ve insanlığa aykırı uygulamaları yapan Yunanistan, çeyrek yüzyılı aşkın AB üyesi. Bizim canhıraşâne bir şekilde girmeye çalıştığımız ve uğrunda en haklı davalarımızdan bile vazgeçtiğimiz, her zaman değişik ağızlardan "sizi almayacağız, biz sizi asla hazmedemeyiz" derlerken bile sürekli "azınlık haklarından ne haber?" diyen AB hiç mi Yunanistan'a bakmıyor? Hadi kriter filan umurlarında değil de insanlık adına hiç mi utanmıyorlar acaba?Batı Trakya Türkleri'nin tek umudu Türkiye aslında. Türkiye, haklı bir dava olarak Lozan hükümlerinin uygulanmasını Yunanistan'dan talep edebilir. Kimsenin diyecek bir şeyi de olamaz. Milletler arası bir anlaşma sözkonusu çünkü. Fakat maalesef Türkiye'nin tavrı bu mevzu da hiç içaçıcı değil. Arada bir o bölgeyi ziyaret eden "Türkiyeli" (!) devlet adamlarının tavrı, Müslüman-Türkler için hayal kırıklığının ötesine geçmemektedir. Çünkü Batı Trakya'daki soydaş ve dindaşlarımızın bekledikleri şey, Türkiye'nin desteği ve haklılıklarının kabulü idi. Ancak bizimkiler, ziyaretleri boyunca "Türk" kelimesini kullanmaktan bile kaçınmaktadırlar...Batı Trakya Türkleri yapayalnız...Ve, bir şekilde, varolma ve kimliklerini kaybetmeme mücadelesi veriyorlar...
Hüma Gökçe / diğer yazıları
- Gerçek milliyetçilik / 03.05.2013
- İttihatçılardan günümüze / 13.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-7 / 05.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-6 / 01.06.2011
- Şark meselesi, Girit meselesi, Kürt meselesi / 25.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-5 / 22.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi - 4 / 14.05.2011
- Abdülhamid Han, milliyetçilik ve küreselleşme / 12.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-3 / 07.05.2011
- Büyük birader / 04.05.2011
- İttihatçılardan günümüze / 13.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-7 / 05.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-6 / 01.06.2011
- Şark meselesi, Girit meselesi, Kürt meselesi / 25.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-5 / 22.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi - 4 / 14.05.2011
- Abdülhamid Han, milliyetçilik ve küreselleşme / 12.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-3 / 07.05.2011
- Büyük birader / 04.05.2011