Bir adam, hacca giderken, sütü kendinin olmak üzere bir çobana emanet olarak on üç koyun bırakır. Dönüşünde çobana:
- Koyunların hesabına bakalım, dedikçe:
- Şimdi işim var, bir aralık bakarız, der, başından savar.
Bir gün çobana iki çanak yoğurtla bir yere giderken rast gelir ve
- Mutlaka şimdi koyunların hesabını görmeliyiz, diye sıkıştırır.
Çoban çaresiz kalır, 'peki' der.
Bir tarafa otururlar. Çoban hesap vermeye başlar ve der ki:
- Hacı baba! Ben söyleyeyim, sen say: Kayadan uçtu başı toklu.
- Bir.
- Yanı sıra beş toklu.
- Altı.
- Üçünü verdim kasaba.
- Dokuz.
- Üçü de gelmez hesaba.
- Etti on iki. Hani biri?
- Birinin de çocuk kulağına çıngırak takmış, ne sana verir, ne bana, der demez hacı, yoğurt kâselerini kaptığı gibi çobanın başına vurur.
Yoğurtlar çobanın yüzüne alabildiğine ulaşınca, çoban eliyle yüzünü silerek:
- Elhamdülillah. Hesabı doğru verenin işte yüzü böyle ak olur, der.
Gençlik yıllarında yazları, Cağaloğlu'nda matbaada çalışıyordum. Hangi yazılar yazılacaksa ona göre kalıplar dökülüyordu. Çoban işi kalıbına uyduruyor.
Atalarımız ne demiş, 'minareyi çalan kılıfını hazırlar.'
Yalan, hırsızlık, aldatma nefs-i emmare sıfatlarındandır. Nefs-i emmare, kötülüğü emreden nefis demektir. Fertlerin ve toplumların kalitesi ahlaki seviyesi ile ölçülür. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, hırsızlık, yolsuzluk haberlerine bakınca aklıma çoban misali geldi.
İmam Ali (a.s), devlet işlerini gördüğü esnada şahsi bir mesele için gelen adamı içeri kabul eder. Devlet mumunu söndürür. Ve kendine ait mumu yakar.
Devlete ait olan bir mal haksız olarak kullanılır, zimmete geçirilir ise onda kamu hakkı doğar.
Kamuya ait olan bir tası gizlice zimmetine geçiren bir şahsın, Allah Resulü (s.a.a) cenaze namazını kılmamıştır.
Toplumlar ahlak ile ayakta durur. Yalan, aldatmak, hile, cambazlık, kandırma, tuzak kurmak Müslümana yakışmaz. Ruhumuza kötü ahlak yerleşti mi, artık bir hastalık halini alır.
Bir korona yüzünden yaşadıklarımız ortadadır. Kalpleri hasta olanlar yüzünden, müreffeh, huzurlu, güven dolu bir cemiyette yaşamak mümkün olmaz. Kadın, erkek, vasıflı vasıfsız, mesleki olan olmayan, amir memur çobanın durumuna düşerse millet helak olur. Parça parça olur. Kanun kalmaz. Birlik dirlik olmaz.
Şeytana pabucunu ters giydirmek derler. O kadar hile dolu ki, artık şeytanı bile geçmiş. Allah muhafaza eylesin. Böyle bir devlet görevlisinin, böyle patronun, böyle işçinin, kişiliğini kaybetmişlerin eline düşenin vay haline. Cemiyet, edep, erkan, irfan, ilim ile kalkınır. İlerler.
Okullarımızda, yıllar önce Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in dediği gibi 'model şahsiyet' oluşturulmalıdır. Nasıl bir insan modeli yetiştirmemiz gerektiğine karar vermeliyiz. Nasıl bir genç kızımız olmalı. Nasıl bir genç erkek yetiştireceğiz.
Türk'e yakışan asalet, tavır, adamlık, kadınlık, hayırhahlık, erdemli ve dürüst olmak… Ehl-i Beyt nefesi ve mayasıyla Anadolu yüreğinde vardır. Tarihin şeref levhaları bunların örnekleri ile doludur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, damarlarındaki asil kanda mevcuttur diyerek bu gerçeği dile getirmiştir. Bize yakışan budur. Yediden yetmişe insanımız bunu beklemektedir.
Yarınlarımızın umut ve güven dolu olması ümidiyle.
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021