Dostluk ve çıkar

ABD'nin katliam ve işkencelerini ortaya çıkarmasıyla ünlenen gazeteci Seymour Hersh. ABD'nin İran'a gizli ajanlar göndererek nükleer tesislerin yerini tespit ettiğini dile getirmişti. Hersh'ün bu açıklaması, ABD'nin uzun zamandır gündeminde yer alan İran'a operasyon planlarının dünya kamuoyuna maledilmesinin fitilini ateşledi. Dünya ABD'nin İran'a saldırma konusunda, ajanlar sokmak suretiyle somut adımlar atıp, fizibilite çalışmaları yapma safhasına geldiğini gördü. "Demek ki İran operasyonu çok yakın" dediğimiz bir sırada, Hersh ikinci bombayı patlattı: "ABD bu yaz İran'a saldırabilir".

Hesh, İsrail'in ABD'ye "ya siz bir şey yaparsınız, ya da biz yapacağız" şeklinde baskı kurduğunu ifade ettikten sonra, İran'a saldırının bu yaz yapılma ihtimalinin yüksek olduğunu dile getiriyor. Hesh, Pentagon'un İran dışında 10 ülkeye gizli operasyon düzenleyip keşif çalışması yaptığını da söylüyor. Hersh bu 10 ülkeden Cezayir, Sudan, Yemen, Malezya, Tunus gibi ülkelerin isimlerini açıklayıp diğerleri için de "bunlardan başka isim veremem" ifadesini kullanıyor. Genelde Türkiye ile ilgili gizli bir plan, operasyon ya da başka bir özel durum söz konusu olduğu zaman bu tür "gizleme"ler yaşanır. ABD'nin gizli operasyon düzenlediği ve Hersh'ün isimlerini açıklayamadığı diğer ülkelerin Suriye, Suudi Arabistan ve Türkiye olması ihtimalden öte bir realite.

Bush, kendi kafasında bir dünya kurmuş ve o dünyaya ulaşmak için büyük bir "iman" ve hırsla çalışıyor. Hersh bu konuda şunları söylüyor:

"Başkan Bush Irak'ta yaptığını şimdi başka ülkelerde de yapacak. Bence ceset torbalarının içinde kim olduğu onun için hiç önemli değil. Çünkü çoğalan ceset torbalarının Amerika'nın olması gerektiği yere gelmesi için ödenmesi gereken bir bedel olduğunu düşünüyor. Şu anda Irak'ta neler olduğunu bilmiyoruz çünkü ne Iraklıları vuran füzelerin kalktığı Doha'daki üste, ne de uçak taşıyan Harry Truman'da bir gazeteci var. Oradan füzeler kalkıyor ve istediğini vuruyor, biz bir şey sormuyor ve bilmiyoruz."

"Bush'un istediği Amerika" için tüm dünya feda edilip, tüm İslam dünyası yerle yeksan edilebilir. Çünkü Bush böyle inanıyor. Stratejik müttefiklik, yakın işbirliği, derin dostluk hiç ama hiç önem taşımıyor. Hatta ve hatta o dostluğu istediğiniz kadar derinlere götürün, her şeylerin üzerinde tutun yine de önemli değil. "Bush'un istediği Amerika" gerektiriyorsa o dostluklar bir anda silinebilir. Bir zamanlar sizin üslerinizden, limanlarınızdan havalanıp, hemen yanıbaşınızdaki komşunuzu yerle bir eden stratejik müttefikinizin füzeleri, bombaları, gün gelir size döner. Çıkardığınız tezkerelerle ABD hizmetine sunduğunuz üsler ve limanlar gün gelir o müttefikiniz tarafından bombalanır.

ABD'nin dostluğu da, müttefikliği de üstün Amerikan çıkarlarının müsaade ettiği oranda devam eder, o çıkarların çizdiği çerçevede şekillenir.

Biz de dostluk, onlar da çıkar esastır! Bu farkı çok geç kalmadan görmek gerek.