Veriler/göstergeler, eğer doğru yorumlanabilirse ve okunabilirse, çok şey ifade ederler. Her alanda olduğu gibi, ekonomi alanında da bu durum geçerlidir.
Ekonominin göstergelerini, klasik-standart göstergeler ve güncel göstergeler olmak üzere ikiye ayırabilirsiniz. Klasik göstergeler geçmişe dayalı göstergelerdir. Yani geriden gelirler. Ekonomide çoğumuzun bildiği ekonomik büyüme, işsizlik, enflasyon ve dış ticaret verileri bu türdendir.
Bu tip veriler, geç gelen veri niteliğinde olduğundan daha çok beklenti ve gerçekleşme rakamlarına göre değerlendirilir. Söz konusu göstergeler açıklanmadan önce bankalar, yatırım şirketleri ve analistler tarafından önce tahminde bulunur ki bunun adı beklentidir. Veri günü gelir de açıklanınca, beklenti ile bu gerçekleşen-açıklanan rakamlar karşılaştırılır.
Mesela geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin 2020 yılı 2. Çeyrek (Nisan-Haziran) büyüme (GSYH) rakamları açıklandı. %9.9 daralma açıklandı. Az önce saydığım kesimler, %11 daralma (eksi büyüme) bekliyorlardı. Açıklanan rakam, beklentinin gerisinde kaldı. Yani açıklanan ekonomik büyüme daha doğrusu küçülme (%9.9), beklenilen daralmanın (%11) gerisinde kaldığından piyasalar açısından olumlu değerlendirildi. Olumsuz bir göstergenin beklentinin altında gelmesi, bir anlamda olumlu değerlendirilir.
Tabii ki bu, sadece ekonomideki onlarca veriden sadece birisi. Şunu da ifade etmeden geçmeyelim. Birileri, herhangi bir ekonomi veri açıklanmadan önce, beklentilere göre şimdiden pozisyonunu alıyor, beklentisi gerçekleşince de ters pozisyonla pozisyonunu kapatıyor. Anlayacağınız, arada para kazanıyor. Şunu diyebilirsiniz, bu kişilerin-kurumların beklentisi-tahmini her zaman tutmayabilir. Evet, ama çoğu zaman bu piyasayı-fiyatları yönlendirenlerin de aynı kişiler olması olasılığını göz önüne almanızı öneririm.
Şimdi gelelim, günümüzde daha çok tercih edilen güncel verilere. Bunların başında CDS (kredi takas sözleşmesi) ve VIX (korku endeksi) gelmektedir. Söz konusu verilerin sıklığı daha fazla, hatta günlük olduğundan daha çok rağbet görüyor gibi. Veri meraklılarına biraz açayım.
CDS dediğimiz, bir çeşit sigorta sözleşmedir. Sözleşme olması hasebiyle, en az iki taraf (sigorta eden ve ettiren olmak üzere) bulunmaktadır. Sigorta ettiren taraf, elindeki-sahibi veya yatırımcısı olduğu borçlanma kağıdının (tahvil veya bono) ödenmeme riskini, karşı tarafa transfer (takas) etmektedir. Onun içindir ki adında takas (swap) ifadesi geçmektedir. Dolayısı ile, tahvil veya bononun borçlusunun – ihraççısının, borcunu ödememe riski ne kadar yüksek ise, yatırımcı o kadar daha yüksek prim ödemeye razı olacaktır. Şöyle düşünün: otomobili olan iki kişi var. Bu otomobillerden birisi lüks, diğeri normal olsun. Kim daha fazla sigorta (kasko) yaptırmaya ve dolayısı ile prim ödemeye isteklidir?. Tabii ki, lüks otomobil sahibi.
CDS'ler baz puan şeklinde ifade edilmektedir. 100 baz puan (bps) %1'e karşılık gelmektedir. Örneğin bugünlerde Türkiye'nin 5 yıllık tahvillerinin CDS primi 500 baz puanı geçmiş durumda. Bu 500 puanın anlamı, elinde Hazinenin 5 yıllık tahvilini bulunduran bir yatırımcı yıllık %5 sigorta primi ödeyecek olmasıdır.
CDS rakamının, bana sorarsanız en önemli boyutu, yatırımcının özellikle de yabancı yatırımcının borçlanan ülke tahvillerine ve dolayısı ile ülkeye olan güveninin göstergesi olmasıdır. Ben olsam, geçmiş verilerden çok, bu tür güncel verilerle bir ülkeyi değerlendiririm.
Takdir edersiniz, bu rakamın yükselmesi, yatırımcının, ihraççıyı-borçluyu riskli görmesi anlamına gelmektedir. Bu rakam geçmişte 200'lere kadar düşmüştü. Ancak gelin görün ki, Rahip Bronson olayı ve benzeri gerginlikler, özellikle yabancıların ülkemize olan bakış açısını şu veya bu şekilde, bazen döviz kuru ile bazen CDS primi ile etkiliyor. Bu etki, bazen de hem döviz kuru hem de CDS'de artış şeklinde kendini göstermektedir. Mesela 2018 yılının Ağustos aylarına rast gelen Rahip Bronson olayında, CDS primi neredeyse tavan yapmıştı. Bu anlamda CDS, hem daha gerçekçi hem de daha güncel olması hasebiyle daha kapsamlı bir veri. CDS ile ilgili başka boyutlar da var. Onlara da sonraki yazılarımızda değinelim.
- Bari burada yapmayın!! / 09.08.2021
- Keşke dokunmasaydım! / 24.07.2021
- Rusya yaptı da ya biz? / 02.07.2021
- Birisi işsizlik mi dedi? / 15.06.2021
- Korkmalı mıyız? / 17.05.2021
- Pandemi turnusolu / 05.05.2021
- Sanal vurgun / 27.04.2021
- Olması gerekendi / 20.04.2021
- Yeni başkanın ilk sınavı / 12.04.2021