İsrail'in katliamı inancına dayanıyor

Dünkü yazımda İsrail'in ve de ABD'nin Ortadoğu'da yaptıkları vahşetin muharref inançları doğrultusunda olduğunu belirtmiştik.Zaten her türlü maddi imkana sahip olan İsrail ve ABD'nin bu coğrafyaya göz dikmelerinin ve masum sivilleri toplu olarak katletmelerinin başka bir izahı da olamaz.Diyeceksiniz ki petrol? Hayır. Çünkü yıllardan beri buradaki petrolü çıkaran da, işleyen de bugüne kadar kaymağını yiyen de zaten kendileri. Üstelik petrol için burada halkları katletmek zorunda da değiller.Saddam bahane ediliyor, yüzbinlerce Iraklı Müslüman katlediliyor, 1,2 asker bahane ediliyor Filistin'de, Lübnan'da sivillerin üzerine bombalar, mermiler yağdırılıyor. Katledilmiş, ya da yerinden yurdundan edilmiş insan manzaralarını ekranlarda boy boy görüyoruz. Pervasızca yapılan sivil katliamları, sanki Ortadoğu'nun bir şekilde birilerinin yerleşimine -burada emelleri olan birilerinin- hazırlandığını gösteriyor. Gerçi sanki kelimesi fazlalık ama neyse.Şimdi İsrail'in yaptıklarının kaynağı olan muharref Tevrat'ın bazı ifadelerini nakledelim: "Fırat Irmağı'na kadar uzanan Kenanlılar ülkesine ve Lübnan'a gidin. Bu toprakları size verdim. Gidin atalarınıza, İbrahim'e, İshak'a, Yakup'a ve soylarına ant içerek söz verdiğim toprakları mülk edinin." (Tevrat, Yasa 1/7-8)Muharref Tevrat Yahudilere sadece adres göstermiyor, bu adrese nasıl yerleşebileceklerini de tarif ediyor: "Ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak, evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek. (Muharref Tevrat'ın İşaya 13-14-15 bölümü)Sizce gerçekten bizleri özenerek yaratan Allah böyle bir zulmü kullarına reva görür mü? Elbette ki hayır. Zaten diyoruz ya "muharref" diye.İşte bu tür muharref Tevrat ifadelerinden cesaret alan İsrail, her türlü soykırım yapma yetkisini de kendisinde buluyor.Dün de bahsettiğimiz gibi İsrail Hahamlar Şurası bu Tevrat ifadelerine dayanarak, "Tevrat, savaş sırasında kadınların ve çocukların öldürülmesini caiz görmektedir, Gazze'de ve Lübnan'da kadınlara ve çocuklara acıyanlar, İsrail'deki kadınlara ve çocuklara vahşi bir gözle bakıyor demektir" fetvasını verebiliyor.Ve bu katliam fetvası, bütün İsraillilere, 7 adet İsrail kanalında yayınlanarak ilan ediliyor.Sizlere muharref Tevrat'tan cesaret alan İsrail Hükümeti tarafından hazırlanan Koeing raporundan bir alıntı sunalım: "Terörü, suikastı ve toprakları haciz etmeyi kullanmalıyız ve tüm toplumsal hizmetleri keserek Arapları bu bölgeden atmalıyız"Bu resmi ifadeler, Ortadoğu'da terör varsa, faili meçhul cinayetler işleniyorsa bunun arkasında kimlerin olduğunu göstermiyor mu?Sizce Refik Hariri suikastından en fazla fayda görenler kimlerdir?Tarihin, özellikle de Ortadoğu tarihinin bilinmezlerini tekrar tekrar düşünmekte fayda var. Şunu unutmayalım ki, Ortadoğu'da hiçbir olay tesadüfi olmuyor.Bu açıdan bakıldığında, İsrail orada var oldukça Ortadoğu'da barış ve huzurun sağlanması hiç mümkün mü? Tabii ki hayır.Bakın İsrail'in Başkenti Tel Aviv'in Belediye Başkanı General Shloma Lahat Filistin halkı için neler düşünüyor: "Burada köle olarak yaşamayı kabul edinceye kadar Filistinlileri öldürmemiz gerekir."Bugün Lübnan ve Filistin'de yaşanan vahşet görüntülerinden ve de yukarıda bahsettiğimiz gerek muharref Tevrat'ın gerekse İsrailli yetkililerin ifadelerinden sonra o hoşgörüden bahseden diyalogculara sesleniyorum: "Hayırdır neden susuyorsunuz? Diyalog İsrail'e, ABD'ye sökmüyor mu? Diyalog fikrini atanlar aynı zamanda en fazla katliamı yapanlar değil mi? Diyalogla kimi, neden kandırmaya çalışıyorsunuz?"İsrail'in hedefleri arasında ülke topraklarımızın da olduğunu önemle vurgulamalıyım.Dostumuzu ve düşmanımızı iyi belirlemeli ve de iyi belirleyenlere emaneti teslim etmeliyiz.