logo
16 EKİM 2025


Kerbela, aşıkın maşukuna kavuştuğu yerdir

12.09.2019 00:00:00

İmam Hüseyin (a.s.) Resûlullah (s.a.v.)'in torunudur. Hz. Ali (a.s.) ve Hz. Fatıma (a.s.)'ın evladıdır. Ehl-i Beyt'tir. Resûlullah ile kapanan Nübüvvet nurunun devamı mahiyetindeki Velayet nurunu taşıyan, İslam'ın esaslarını ümmet-i Muhammed'e öğretmekle vazifeli nasbedilmiş on iki masum İmam'ın üçüncüsüdür. Onun şehadeti Ehl-i Beyt mantığı içinde ele almalıyız. O, annesi, babası ve ağabeyi ile ceddi Resûlullah (s.a.v.)'in eteğinde yetişmiş, canlı Kur'an numunelerindendir. İmam Hüseyin (a.s.)'ın hayatında en önemli olan olay Kerbela olayıdır. Kerbela olayında bu hadisenin iki yönü vardır. Bir tanesi, kan ve zulüm yönü, diğeri ise o zulüm karşısında sabırla verilen bir mücadele, büyük bir kararlılık ve tahammül, fedakarlık, kahramanlık, şecaat ve bunların yaşandığı anlarda Cenab-ı Hakka olan yakınlık ve muhabbet…

Sakife gölgeliğinde yaşananlar ile değişmeye başlayan İslam düzeni halkın arasında zamanla ünsiyet yapmıştır. Halk kendi arasında, "halife böyle yapıyor doğrudur" diye konuşmaya başlamıştı. İmam Hüseyin (a.s.) Cenab-ı Hak tarafından verilen vazifesini yerine getirmek için, bozuk düzen içinde halkın dikkatini çekmenin tek yolu olarak şehadeti seçmiştir. Kanını ve canını halkın Kur'an ve Sünnet'ten sapan yolunu düzeltmek için feda etmiştir. Bu şehadette yardımına gelecekleri de cennetle müjdelemiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, s.485).

Tarihin kaydettiği en acımasız katliamlardan biridir Kerbela faciası. Düşünün bir kere, bir tarafta Hz Peygamberin ciğerparesi, Müslümanların İmamı, İmam Hüseyin (a.s.) ve ailesi, yakınları; diğer tarafta binlerce askerden oluşan küfrün ordusu.

İmam Hüseyin, küfre karşı kıyam etmiştir. İslam'ın yok olmasına sessiz kalmamış, boyun eğmemiştir. 75 kişiden oluşan sonsuzluk kervanı olan nur kafilesi karşısında, 30 bini aşkın askerden oluşan dev ordu. Bu durum gösteriyor ki bu kadar büyük olan dengesizlik küfrün imanın karşısındaki korkusundan başka bir şey değildir. (a.g.e., s.503).

İmam Hüseyin, ailesi ve yakınlarından oluşan kafileden küfrün ordusu o kadar korkuyorlardı ki, Kerbela'da etraflarını çepeçevre sarmalarına karşı, kafileyi güçsüz bırakmak için Fırat nehrinden su içmelerini engellemişlerdir. Bu hadise İmam (a.s.)'ın şehadetinden üç gün önce idi. (Dineveri, Kitab'ul Ahbar, s.225).

Tasua günü (Muharrem ayı 9) denilen gün, Aşura gününden, Kerbela faciasından bir gün önceki gündür. Bugün İmam Hüseyin (a.s.) ve kafiledekiler sabaha kadar namaz kılıp, zikredip, Kur'an okuyup, dua etmişlerdir. İmam Cafer Sadık (a.s.) bugünle ilgili olarak şöyle buyuruyor: "Tasua, Hüseyin(a.s.)'ın kuşatma altına alındığı gündür"        (Nefesu'l-Mehmum, s.225).

İmam Hüseyin (a.s.) Tasua gününe kadar geçen yolculukları boyunca yanında yer alan ailesini ve yakın dostlarını defalarca başlarına gelecek akıbet konusunda uyarmıştır: "Ceddim Resûlullah (s.a.v.) Irak'a çağrılacağımı, Ammura veya Kerbela denilen yerde şehit olacağımı bana haber vermişti."

İşte bu vaad edilen sözün, şehadetin zamanı yaklaşmıştı. Cebrail(a.s.), İmam Hüseyin doğduğu gün Peygamber Efendimizin yanına gelip göz aydını verdikten sonra Kerbela denilen yerde Resulullah'ın ciğerparesinin şehit edileceğinin haberini vermiştir. Şunu bir düşünmemiz gerekir; hangi anne, baba ve dede evlatlarının doğduğu gün sevinçleri, ölüm haberi verildiğinde boğazlarına düğümlenmez mi? Kerbela faciasını, Ceddi Resûlullah, annesi Hz. Fatıma (a.s.) ve babası İmam Ali (a.s.) hayattayken yaşamışlardır.

Tasua günü ve gecesinde yapmış olduğu konuşmada, "Artık ben size izin veriyorum, siz serbestsiniz, biatı sizden kaldırdım; Allah (c.c.) hepinizi hayırla mükafatlandırsın; bu gecenin karanlığından yararlanarak her biriniz Ehl-i Beyt'imden birisinin elini tutup kendi köy ve şehirlerinize dağılın, kendinizi ölümden kurtarın, çünkü bu insanlar sadece beni takip ediyorlar, beni ele geçirirlerse artık diğerleri ile işi olmaz, onlardan vazgeçerler" buyurmuştur. (Taberi, c.7, s.321-322; Maktel-i Harezmi, c.1, s.246). 

Burada müthiş bir incelik vardır. İmam (a.s.) yanındaki ashabına karşı indallahda, "ben bunları ikaz etmiştim" diyebilmek için son ana kadar onları serbest bırakmıştır. Ölüme gidecek bu insanlar şehadet şerbeti ile şereflenecek de olsa zerre vebal almamak için ashabını defalarca uyarmıştır. Burada ikinci bir nükte de; İmam (a.s.) karşısındaki onbinlerce kişilik orduya karşı 72 kişilik ashabı ile kendisini müdafaa edecek olmasıdır.

İmam (a.s.)'ın ailesini ve ashabına yaptığı konuşmalarından sonra her biri yanında onu savunup şehadet şerbetini içeceklerini söyleyerek sözleştiler. Havariç-i Ravendi'nin nakline göre; "İmam (a.s.) onların gözlerinden perdeyi kaldırdı. Onların her biri cennetteki yerlerini ve kendileri için hazırlanmış olan nimetleri müşahade ettiler." (el-İrşad, c.2, s.93).

İmam Hüseyin (a.s.)'ın rüyasında ceddi Resûlullah (s.a.v.)'in ona söylediği şu söz Kerbela'nın önemini ortaya koymaktadır: "Sen ümmetimin şehidisin." Bu hitap İmam (a.s.)'ın neden şehit olduğunu, öleceğini bile bile gözünü kırpmadan bu ana eriştiğini ispatlamaktadır. İmam (a.s.) kendini ümmeti için feda etmiştir. Ümmetin yanlışlardan arınması, ümmetin gerçekleri görmesi için kendini feda etmiştir ve onun şehadeti, bu ümmetin kurtuluşu olacaktır. Aşura sabahı (Muharrem ayı 10, Matem günü) sabah namazı kılındıktan sonra İmam (a.s.) arkasındaki cemaate şöyle hitap etmiştir: "Allah-u Teâlâ, bugün benim ve sizin ölümünüze müsaade etmiştir, öyleyse direnin, düşmana karşı savaşın." (İbn-i Kavleveyh, İsbat'ul-Vasiyyet, s.139).

Resûlullah'ın mübarek torunu İmam Hüseyin (a.s.) haklı davasından vazgeçiyor, hatta işin savaşmadan neticelenmesi için de büyük mücadeleler vermişti. Savaş başlamadan önce de Yezid'in ordusuna karşı birkaç kez konuşma yapmış ve hüccetini tamamlamıştır.

Kerbela'da Ömer b. Sa'd komutasında ordu, Amr b. el-Haccac, Şimr b. Zilcevşen, Kays b. Eş'as, Azra b. Kays ve Şebes b. Rib'i de komutan olarak birliklerinin başında idi. (Dineveri, s.235).      

Onların da olduğu bir ortamda Ömer b. Sa'd ilk oku çadırlara doğru fırlattı ve "Şahit olun ilk oku ben atıyorum" dedi. (el-İrşad, c.2, s.101). Ondan cesaret alan askerler de çadırlara ok atmaya başladılar. Savaş bu şekilde başlamış oldu.

İmam Hüseyin (a.s.) ve ashabı artık cennetin kapılarının aralandığını hissediyorlardı. Az olan ashabının verdiği mücadele görülmeğe değerdi ki o ashabdan biri en azı onlarca kişiyi öldürmeden öldürülmüyordu." (Siretu'l-Eimmeti'l-İsna Aşer, c.2, s.76).

Savaş o kadar yoğunlaştı ki savaş alanına çıkan her ashab, kısa süre sonra diğer kardeşlerinin gözleri önünde gülümseyerek şehadet şerbetini içiyordu.

Kerbela'da Ehl-i Beyt'i ve ashabı tek tek şehit düşmüştü. Savaş meydanında tek kalan İmam Hüseyin (a.s.) binlerce düşman ordusuna karşı kılıcını çekip büyük bir cesaret ve kahramanlıkla savaşmıştır. Düşman askerlerinden birçok kişiyi öldürdükten sonra şehadet şerbetini içmiş ve ceddine kavuşmuştur. O vakitte Hz. Hüseyin (a.s.)'ın göğsünde otuz dört kılıç yarası vardı ve otuz üç yerinde de ok yarası bulunuyordu.

İmam Hüseyin (a.s.) şehit edildiğinde yanı başına gelen kardeşi Hz. Zeyneb (a.s.), "Ya Rabbi bu koçu kurban olarak kabul et" diye duada bulunmuştur. Cenab-ı Allah şefaatlerini nasip eylesin.

Kerbela, Allah'ın rızasını kazanmak için gidilen yerdir. Kerbela, Hakkın emrinin tecelli ettiği yerdir. Kerbela, gam ve belanın olduğu yerdir.    Kerbela, ölüme gülümseyerek koştukları yerdir. Kerbela, suyun İmam Hüseyin'e hasret kaldığı yerdir. Kerbela, candan Hak için vazgeçildiği yerdir. Kerbela, aşıkın maşukuna kavuştuğu yerdir. Kerbela, Koç'un kurban edildiği yerdir.

Selam olsun; Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) ve O'nun tertemiz olan Ehl-i Beyt'ine kalben aşık olan, diliyle savunan ve eli ile yardım eden yarenlere…

(Kaynak: Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eseri).

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Haydar Baki / diğer yazıları
'20 bin patlamamış mühimmat var'
İsrail terörüne bir de böyle bakın
2.9 milyar dolarlık ihale
5G ihalesi sona erdi
Bahçeli'ye 'Kurucu önder' tepkisi
'Eskiden akla Atatürk gelirdi'
Özel sektörün yurt dışı borcu artıyor
202.5 milyar dolara ulaştı
İstanbul'da tefecilik operasyonu
Sezgin Baran Korkmaz'ın da arasında bulunduğu 7 kişi hakkında gözaltı kararı
Su tasarrufu şart
İstanbul barajları alarm veriyor
MSB'den SDG mesajı
'SDG'nin entegrasyonu kritik önemde'
Trump'tan yeni operasyon yetkisi
Bu kez hedef Venezuela!
Mekke'de yeni proje
Adı King Salman Gate
Trump'tan dikkat çeken 'Hindistan' iddiası
"Rus petrolü ithalatını bırakmayı kabul etti"
İsrail, ateşkesin bozulmasına odaklı
İsrail Savunma Bakanı, Hamas'a karşı 'kapsamlı plan' hazırlama talimatı verdi
CIA, Venezuela'da operasyon düzenleyecek!
Trump yetki verdiğini doğruladı
Trump: ABD ile Çin ticaret savaşında
Birkaç hafta içinde Şi Cinping ile görüşecek
'Bu bir beka sorunudur'
'Küresel saldırı altındayız'
Bir ilk gerçekleşti: Şara Moskova'da
Putin tarafından kabul edildi
'20 bin patlamamış mühimmat var'
İsrail terörüne bir de böyle bakın
2.9 milyar dolarlık ihale
5G ihalesi sona erdi
Bahçeli'ye 'Kurucu önder' tepkisi
'Eskiden akla Atatürk gelirdi'
Özel sektörün yurt dışı borcu artıyor
202.5 milyar dolara ulaştı
İstanbul'da tefecilik operasyonu
Sezgin Baran Korkmaz'ın da arasında bulunduğu 7 kişi hakkında gözaltı kararı
Su tasarrufu şart
İstanbul barajları alarm veriyor
MSB'den SDG mesajı
'SDG'nin entegrasyonu kritik önemde'
Trump'tan yeni operasyon yetkisi
Bu kez hedef Venezuela!
Mekke'de yeni proje
Adı King Salman Gate
Trump'tan dikkat çeken 'Hindistan' iddiası
"Rus petrolü ithalatını bırakmayı kabul etti"
İsrail, ateşkesin bozulmasına odaklı
İsrail Savunma Bakanı, Hamas'a karşı 'kapsamlı plan' hazırlama talimatı verdi
CIA, Venezuela'da operasyon düzenleyecek!
Trump yetki verdiğini doğruladı
Trump: ABD ile Çin ticaret savaşında
Birkaç hafta içinde Şi Cinping ile görüşecek
'Bu bir beka sorunudur'
'Küresel saldırı altındayız'
Bir ilk gerçekleşti: Şara Moskova'da
Putin tarafından kabul edildi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.