Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimiz, "Namaz dinin direğidir" buyruğu ile namazın dindeki yerini en kâmil manada belirtmektedir. "Namaz müminin miracıdır" Hadisi Şerifi ile de her manada kemale ermenin ve yücelmenin yolu tarif edilmektedir. Namaz ile elde edilen dünyevi ve uhrevi kazançlar, sayılmakla bitirilemez. Namaz, yüce Allah ile kulu arasında irtibatın en yoğun olduğu, güzel hâllerin yaşandığı, feyz ve bereketin en doruk noktada yaşandığı bir ibadettir. Namaz, içinde kulun Allah'a en yakın olduğu hâli barındırmaktadır; "Kulun Allah'a en yakın hâli secdede olduğu hâldir." (Müslim)Namazdaki sırlara, namaz ile arasındaki irtibatı sağlam kuranlar, hakkını vererek namaz kılabilenler, erişebilmektedirler. Nice namaz kılanlar vardır ki kıldığı namazdan gafildir ve onlar yüce Allah tarafından azarlanmaktadırlar; "Vay o namaz kılanların haline ki onlar; kıldıkları namazdan gafildirler. Onlar; gösteriş yaparlar" (Maun, 4-6)Namaz, görünüşte şekil itibariyle bazı hareketlerden müteşekkil bir ibadet olmasına rağmen, kalp huzuru ile kılınmadığı taktirde, istenilen tesir elde edilememektedir. Namazın içindeki nükte Allah'ı zikretmektir. "Şüphesiz ki Ben; Allah'ım. Benden başka hiç bir ilah yoktur. Öyleyse Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl." Kur'an'daki Ta-ha Suresi'nde bulunan 14. ayet-i kerimede bu nükte işaret edilmektedir.Allah'ı zikretmeden (anmadan, hatırlamadan) kılınan namaz; sineleri yükten, ruhları sıkıntıdan kurtarmaya yetmeyecektir. Tesir için Allah'ın razı olduğu bir namaz kılınmalı ki sahibini Mirac ettirsin, dinini sağlamlaştırsın ve onu her türlü fenalıktan alıkoysun? Namazın, kendisiyle meşgul olan kişiyi; her türlü hayasızlıktan ve kötülükten alıkoymak gibi bir özelliği, tesiri vardır. Ankebut Suresi 45. ayet-i kerimede de namazın bu yönü işaret edilmektedir; "Sana kitaptan vahyolunanı oku, namaz kıl. Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak ki en büyüktür. Ve Allah; yaptıklarınızı bilir." Yeri gelmişken, inandığı halde namaz kılmayan bazı kardeşlerimizin düştükleri bir hatadan bahsedelim? Niçin namaz kılmadıkları sorulduğunda; "Namaz kılmak önemli bir iştir. Ben kötü alışkanlıkları olan günahkâr biriyim. Öncelikle kendimi düzelteyim, Allah'a layık bir kul olayım, sonra namaza başlarım" diye cevap verdiklerini görürüz.Bu düşünce, görünüş itibariyle kulağa hoş gelebilmekte ama sinsi bir nefis ve şeytan tuzağıdır. Evet, kişi kendini kısa zamanda ıslah etse, terbiye etse, günah kirlerini temizlese de namaza başlasa, hiç de fena olmaz ama, bu beklentinin elde edilmesi çok zor bir ihtimaldir. Günahlardan korunmak yada temiz kalabilmek, Peygamberlere mahsus bir hâldir. Onlar yaradılıştan temiz kişilerdir. Onların her anı ibadet, her anı Allah'la beraber olmakla geçtiğinden, Allah tarafından korunmuşlardır. Birde şanslı ve seçkin bazı kullar vardır? Onlarda Allah'ın kendine dost seçtiği kullar? Onlar müstesna insanlardır!Ama bizler şaşıran, beşer mahluklar olduğumuz için sürekli günahlarla, hayasızlıklarla, kötülüklerle karşı karşıya kalabilmekteyiz. Zaten namaz, bizler için bir yerde kötülüklerden, günahlardan, temizlenmek için bir vasıta hükmünde yaratılmıştır. O zaman; temizlenip namaza başlamayı beklemeden, namazla temizlenmeye çalışmak, daha akılcı ve daha doğru bir yoldur.Hz. Ebu Hureyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim:"Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde her gün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?" "Bu hâl, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm: "İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu." (Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, 666) Namaz, Allah'ın rahmetine mahzar olmanın, Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed(sav) ile Cennette arkadaş olmanın ve Onun şefaatine ulaşmanın da yoludur; "Bir kişi Hz. Peygamber'e 'Ey Allah'ın Resûlü! Allah'tan benim için, cennette arkadaşlığınızı nasip etmesini ve şefaatinize mazhar olabilmeyi ister misiniz?' der. Bu istek karşısında Hz. Peygamber şöyle buyurur: 'O halde sen de, çok secde etmek suretiyle bana yardımcı ol!" (Müslim) Allah, cümlemize hakkıyla namaz kılmayı, namazdaki nükte olan zikri yaşamayı, kıldığımız namazla miracın sırrına ermeyi, kötülüklerden alıkonmayı, Peygamberin şefaatine erişmeyi, sonunda da Allah'ın rızasına kavuşmayı nasip eylesin.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024