Hükümetin kamuoyuna "Kira öder gibi ev sahibi olma" olarak lanse ettiği, gerçekte "İpoteğe dayalı uzun vadeli konut kredisi olan "Mortgage(Tutsat) sistemi" yasalaştı.Mesaj TV'de Orhan Dede'yle beraber yaptığımız Düşünce Çemberi programına ve de e-mailime gelen mesajlar, vatandaşın mortgage sistemine ilgili olduğunu gösteriyor.Bizler de sahip olduğumuz mesuliyetten dolayı sistemde gördüğümüz bir takım tehlikeler konusunda vatandaşımızı uyarmak mecburiyetindeyiz. Yoksa son pişmanlık fayda vermeyecektir.Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, ileriye yönelik faizle borçlanma konusunda bir takım sonuçları yaşamış bir milletiz.Kredi kartlarındaki görünen olumsuz tabloyu çözmeden, milletimizi daha büyük riskleri içeren bir sisteme dahil etmek vatandaşın boynuna ip geçirmekten farkı yok.Kredi kartı hacizli 1,5 milyon mağdur varken, nüfusumuzun 7'de 1'i sahip olduğu kredi kartını zamanında ödemeyecek konumdayken, yüzde 80'i gününü kurtarmaya çalışan bir topluma böyle "serbest" bir ticaret açmak, adeta vatandaşı kurtlar sofrasına oturtmak ve vatandaşa da bunu "kira öder gibi" lanse etmek, ister istemez "Yapılmak istenen nedir, maksat ve hedef nedir?" sorusunu gündeme getiriyor.Bu sistem gerçekten faydalı ise neden 2-3 yıl önce çıkarılmadı da, seçime 1 yıldan az bir zaman kala çıkarıldı? Acaba hükümet, bu sistem devreye girdikten 2 yıl sonra doğabilecek olumsuz şartların seçim sonrasına kalmasını mı tercih etti?Doğru ya, ilk günler vatandaşa geçici bir bahar, bir rüya yaşatacak olan mortgage, fazla değil, en fazla 2 yıl sonra mortgagezedeler, meşhur ifadesiyle "tutsak"lar gündeme getirecek. Vatandaş bahar yaşarken seçim olsun ki, seçime faydalı olsun. Sonrası önemli değil, nasıl olsa 4-5 yıl sonra yine bir geçici bahar bulunur, nasıl olsa vatandaş da o zamana kadar unutur.Tabii ABD müttefiği ve AB sevdalısı bir hükümetle önümüzde bu kadar zaman kaldıysa? Yoksa siyasilerimizin seçim sonrası ülkemiz hakkında bildiği bir şey mi var?Neyse biz yine, fazla açılmadan konumuza dönelim.Mortgage, dar ya da orta gelirli vatandaşımıza ev imkanı sağlamak için mi var? Yasayı çıkaran hükümetin içinden çıkan ve konunun muhataplarından Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener bu sorunun cevabını verdi:"Sistem dar gelirliler için uygun değil. 50 bin YTL kredi alan birinin 20 yıl vadede aylık ödeyeceği miktar 551 YTL olacaktır. Yani bu düzeyde ödeme gücü olmayan biri bu krediyi alamaz. Bu sistemden yararlanmak isteyen dar gelirli asgari ücret sahibi biriyse olmaz"Tabii, hesaplarsanız aldığınız 50 bin YTL, sonuçta 132 bin YTL oluyor.Mortgage sisteminde evi beğendiniz, ekspertiz yani uzman geliyor, evin bedelini belirliyor ve banka, bedelin yüzde 25'ini nakit olarak sizden tahsil ettikten sonra kalanını evinizin tamamının ipoteği karşılığı size kredi açıyor. Herhangi bir kriz yaşandı -ki Türkiye'de her an her şey olabilir, çünkü sermayenin kontrolü yabancıların elinde- ve geçim darlığına düştünüz. Kiranızı fazla değil 2 ay ödeyemediniz. Banka evinizi satma hakkına sahip oluyor.Hacizli malların nasıl satıldığını bilirsiniz. Banka evi elinden çıkarabilmek ve tahsilatını yapabilmek için ekspertizin başlangıçta verdiği fiyata değil, oldukça düşük fiyata satacaktır. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?Büyük zorluklarla biriktirdiğiniz ve peşinat olarak bankaya verdiğiniz o yüzde 25'lik para ve ödeyemediğiniz güne kadar "kira verir gibi" verdiğiniz taksitler var ya, onların güme gittiğini göreceksiniz.Türkiye'nin ekonomik şartlarında, bu tablo genel olarak yaşanacak.Bu kehanet değil, sadece matematik.Bu açıdan bakıldığında asıl maksadın vatandaşı ev sahibi yapmak değil, vatandaşın elinde kalan son damlaları da küresel sermayeye katma çabası olduğunu görürüz.Niye AB bu yasanın çıkması için bastırıyordu? Vatandaşımızın hayrına mı?İşte kapitalist anlayış bu. Küresel sermaye ve uzantıları ceplerini doldururken, siyasilerimiz de seçim arifesinde oluşan geçici bahardan istifade edecek.Güzel alışveriş.Fakat fatura yine vatandaşa kesilecek. Yarın bu konuya devam edeceğiz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024