Sessiz kalmanın manası, ya olayları takip etmemek, ya da umursamamak olur ki, bunların olması mümkün değil, o zaman, sessizlik, yanlışları tasdik demektir. Kıbrıs giderken, AB ye tavizler sürekli verilirken Ek protokollerin Rum'a Kıbrıs'ı vermek ve onları tanımak olduğunu, Ege'nin çoktan Yunanistan'ın gölü olduğunu, son imzalanan çerçevenin başımıza camı ile geçirildiğini, her maddenin bir tuzak, daha doğrusu birer kimyasal bomba olduğunu, bundan sonraki müzakerelerde yeni maddelerin nükleer bomba tipine dönüşeceğini, şimdilik 35 dosya, 25 ülke, 25 ülke halkı referandumu, her dosyada 20 küsur madde ile istatistik olarak, AB'nin hayallerin ötesinde hayal olduğunu görmezseniz, iktidar ile birlikte vatanın geleceğini kesin olarak tehlikeye sokarsınız. Çerçeve anlaşmasının arkasından gün geçirmeden yurdumuza gelen heyetlerin yaptıkları temas ve iktidara verdikleri emirlerin, sömürge ülkelerinde bile görülmemiş derecede aşağılayıcı olduğunu görmüyor, bunun yanında kendi içimizde olan bir tevkif için üzüntülerinizi açıklıyorsunuz. Tabii buna siz karar verirsiniz amma, devletin önemli bir temel kurumunun, milletimizin şerefi ile oynanmasına sessiz kalması düşünülemez. Ruhban okulunun açılması, Ekümenik'lik, azınlık vakıflarının yetkileri, Alevi kardeşlerimiz adına, onları, haşa dinden çıkarıp yeni bir dine mensup gibi göstererek, Lozan'a göre azınlık yapılma çabalarına YÖK olarak, tüm üniversitelerde senato kararları ile tepki koysaydınız, memleketimizin şerefini kurtarır, en azından iktidarın devleti pazarlamasını durdururdunuz. Sessizliğinizi bozmanız için önümüzde çok sayıda olaylarla karşılaşacaksınız. Bu durumda sizden milletin beklentilerine cevap vermeniz, daha doğusu aydın olarak görevinizi yapmanız, vatanın selameti için gereklidir. Üniversitelerden bir kısmının, AB ülkelerinden bazılarında kabul edilen sözde soykırımı, Senatolarında protesto ettiklerinde, milletimizin ne kadar sevinç içinde olduklarını gözlemiş, bu Üniversitelerimizle gurur durmuştuk. Ne yazık ki İstanbul'da yapılan ve sonuçta tüm dünyaya sözde soykırımı iddialarını kabulü meşru kılan, soykırım toplantısına, yargıya rağmen YÖK'ün toplantıya müsaade ettiği gerçeği, ortadadır. İzin alınmadan yapılması imkansızdır. Başbakanın dahi, YÖK desteği olmasa buna gücü yetmezdi. Bunun telafisi imkansızdır. Olan olmuştur. Bundan sonrası için sessizlik sona ermelidir. Herkes görevini tam yapmalıdır. Bir görevi kabul etmek, yani görevi yüklenmek vatan adına bir emanet almak demektir. Sorumluluk demektir. bu nedenle görevin tam yapılması şarttır.Yapılmayan görevler büyük sorumluluklar ve olumsuzluklar doğurur. Muhakkak hesabı sorulur. Bir yapıda asansör yalpalayarak çalışırsa, zaman zaman sütunlardan bazı parçaları boşluğa düşürür, sonuçta zarar görecek olan asansördür. Sütun tamir gerektirmez ama asansör ya tamir olur ya da derhal değiştirilir. Ben bir öğretim üyesi olarak yıllardır hizmet ettiğim kuruma son görevimi yapmak için, bir siyasetçi ve Kuva-yı Milliye'ci olarak, BTP'nin Milli Ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel projelerini, istendiğinde YÖK'ün kuracağı ihtisas guruplarına tanıtmak teklifinde bulunuyorum. Göreceksiniz ki bunlardan başka bu ülkeyi kurtaracak hiçbir yol yoktur. Üniversitelerin değerli ilim adamlarından beklenen, Bağımsız Türkiye Partisi'nin sayın Genel Başkanının dehası ve tecrübeleri ile hazırladığı projeleri, hiç vakit kaybetmeden, tarafsız olarak incelemeleri ve hakikati görüp, başka ülkelerden önce uygulanması için gerekeni yapmalarıdır. Her şey vatan içindir. Bu vatan bizimdir, bizim kalmalıdır. (son)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012