Tüpraş'ın yüzde 51'inin blok satışında ihaleyi 4 milyar 140 milyon dolarlık teklifle Koç-Shell ortaklığı kazandı.Koç-Shell ortaklığında, Koç Holding: yüzde 80, Aygaz: yüzde 7, Opet: yüzde 3, Shell Türkiye: yüzde 0.1, Shell: yüzde 9.9 oranında hisseleri bulunuyor.Kısacası yüzde 90 Koç, yüzde 10 Shell.Bu ihale iyi mi oldu, kötü mü oldu tartışmasından önce Tüpraş'ı kısaca tanıyalım.Tüpraş'ın faaliyet alanları: Hampetrol tedarik etmek,Hampetrol rafine etmek,Petrol ürünleri ihraç ve ithal etmek,Petrol rafinerileri veya yeni üniteler kurmak, satın almak, devralmak ve işletmek,Petrokimya sanayi alanında fabrikalar, tesisler kurmak işletmek ve bu maddelerin yurtiçi ve yurtdışı ticaretini yapmak,Her türlü enerji ve enerji ile ilgili sanayi alanında santraller, tesisler kurmak ve işletmek.Tüpraş'ın rafinerileri: İzmit, İzmir, Kırıkkale, Batman rafinerileri, Körfez petrokimya ve rafineri tesisleri.Tüpraş'ın yeniden kurulum değeri yaklaşık 7,5-8 milyar dolar.Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Avrupa'nın en büyük, Avrupa'nın ise 5. büyük rafineri kuruluşu.TÜPRAŞ geçtiğimiz yıl tam tamına 16.1 milyar dolar ciro elde etti. Bu yılki ciro hedefi ise 17 milyar dolar.Bu yılın ilk 6 aylık döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre cirosunu yaklaşık yüzde 33, net satışlarını yüzde 38, net karlılığını da yüzde 61 oranında artırdı. TÜPRAŞ'ın geçen yılki net karı 491 milyon dolar. Yılın ilk yarısını vergi öncesi 381.6 milyon YTL, net 293.2 milyon YTL karla kapattı.Geçtiğimiz yıl ülkemizin 29,6 milyon ton olan petrol ihtiyacının 20,4 milyon tonluk kısmını karşıladı.TÜPRAŞ'ın bu yılın ilk 6 ayında işlediği ham petrol miktarı 2004 yılı ilk 6 ayına göre yüzde 8.6 artırarak 10.6 milyon tondan 11.5 milyon tona çıktı.2004'te Hazine'ye aktardığı vergi miktarı ise 8.2 milyar dolar. Bu miktar Hazine'nin yıllık gelirinin yüzde 20'sine eşit... 2005'in ilk ayında ise 5.73 milyar YTL'yi ÖTV olarak Hazine'ye aktardı.TÜPRAŞ, ayrıca 153 bin ton/yıl kapasiteli ve Türkiye'nin tek lastik hammadesi üreten Körfez Petrokimya tesisine ve deniz tankerleri ile ham petrol taşımacılığı yapan DİTAŞ'ın yüzde 80'ine sahip... Bu dev kuruluşumuz, 1999-2006 döneminde hedeflediği 2,1 milyar dolarlık modernizasyon ve geliştirme yatırımlarının 1,3 milyar dolarlık kısmını Hazine'den kaynak kullanmadan kendisi tamamladı. Tüpraş ilk 500 şirketin içinde karlılıkta ikinci sıraya otururken, yüzde 75'lik Pazar payıyla beraber ülkemizin en stratejik kurumlarından birisi.Hammadde temin etme özelliğiyle sanayide ve diğer bütün sektörlerde lokomotif görevi görüyor.Tüpraş'ın önemini vurgulayan daha birçok özelliğini saymak mümkün, ama bu kadar kafidir zannediyorum.Şimdi gündemde olan, "ihalenin neticesi iyi mi kötü mü, satılmalı mı satılmamalı mı, yerli mi yabancı mı" gibi sorulara cevap verelim.Tüpraş, sahip olduğu stratejik önemi, sanayide ve hammaddede lokomotifliği ve yine sahip olduğu pazar payıyla asla blok satışla satılmaması gereken bir şirkettir.Bu temel tespitten sonra yerli mi yabancı mı sorusu da anlamsız oluyor.Satın alan kurum ya da kurumların kim olduğundan ziyade, gerek iç piyasada gerekse de ihracatta kontrol , Tüpraş'ı kontrol eden iradede olacaktır. Bu büyük bir mesuliyettir. Esasen siyasetten arındırılmış bir devlet iradesinin kontrolünde bulunması gerekirken, kendisi de sektörün içinde faaliyet gösteren özel şirketlere ihale edilmesi önümüzdeki günlerde çok ciddi ekonomik sıkıntıların oluşmasına sebep olacaktır. "Devlet sanayide, tarımda, kısaca ekonomide tekel olmasın" mantığından yola çıkarak kamunun ekonomideki gücünü azaltılırken, ülke ciddi bir uçuruma sürüklenmektedir. Yine sektörde faaliyet gösteren firmalar tekelleşme yoluna gitmektedir. Bu rekabetin bitmesi ya da haksız rekabet, diğer yerli sanayicilerin önünün tıkanması sonucunu doğuracaktır.Bu sebeple Tüpraş'ın değil 4 milyar küsur dolara satılması, 100 milyar dolar dahi verilse asla satılmaması gerekmektedir. Çünkü alacağımız ne kadar büyük para olursa olsun, eninde sonunda bizden fazlasıyla çıkacaktır.Bir de yabancıya satış söz konusu olursa -Ki Telekom'da gördük, Erdemir'de de görebiliriz- bu daha da vahimdir. Ülke üzerinde menfur emelleri olan dış güçler, devletlerin de ortak olduğu global şirketlerini devreye koymaktadırlar. Bunun anlamı bir nevi ekonomik işgaldir.Ülkenin belkemiği olan kamu şirketlerimizin yabancılara satılması sonucu ilerleyen zamanlarda ülkemiz daha büyük bir işgalin altına girecektir. Bu gerçeği görmemek, tarihten ders almadığımızın en büyük alametidir.Tarihinden ders almayan ülkeler batmaya mahkumdur.Özelleştirme karşıtı da değiliz. Ama kamu kuruluşlarının yüzde 1'inin dahi yabancılara satılması kesinlikle doğru değildir.Mutlaka özelleştirme yapılacaksa, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in tavsiye ettiği gibi, yüzde 51 devlette kalmak kaydı şartıyla, kalanı önce bu kurumların çalışanlarına, sonra o bölgenin insanına ve yurt içinde ya da dışındaki aziz milletimize satılmalıdır.Bu hem verimliliği arttıracaktır, hem de bu ülkede kimsenin tekel olmamasını sağlayacaktır. Özelleştirmeden maksat da ziyadesiyle hasıl olacaktır.İlgililere duyurulur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025