Uzlaşma ve işbirliği gibi kavramlar sadece bir kişinin değil, onun karşısındakilerin de katılımıyla sağlanabilecek hususlardır. Bu da karşınızdakinin durumuna önem vermezini gerektiriyor. Uzlaşma ve işbirliğinde en zor durum, karşınızdakinin ticaretten, parasına para kazandırmaktan başka amaçları olması halidir. Bu durumda ona götüreceğiniz bir teklif dahi bulmakta zorlanırsınız. İkinci bir zor durum, ticaret yapanın başka bir amacı olmamakla birlikte ticaret içinde birtakım saplantılara sahip olmasıdır. Birilerine "ders vermek", "gücünü göstermek", "pes dedirtmek" şeklindeki inatlaşmaları kırmak, imkansız değilse de pek zor olur. Bundan sonrası için ise en azından umut vardır. Fakat yine de şu unutulmamalıdır ki, uzlaşma ve işbirliği zor bir iştir. Hele hele bu kültürü almamış kişi ve topluluklarda bu iş daha da zorlaşır? Bazı şüpheler? Bu nedenle önce bazı hususlarda anlaşmak gerekir. İlk anlaşılacak husus; işlerin kötü olduğu, kötüleşmekte olduğu ya da kötüleşebileceği hususudur. İkinci önemli husus, çıkış yolunun bireysel adımlar yanında ortak adımlardan, uzlaşmadan ve işbirliğinden geçtiğine samimi biçimde inanmaktır. Bunu, kimsenin kendi menfaatin gereği olarak, kendi zor durumunun gereği olarak istemediğine, aksine de ortak çıkar için önerdiğine inanmaktır. Sektörde ortaya çıkmış bulunan "güven bunalımı", ne yazık ki bazı şüphelerin doğmasına yol açmaktadır. Bunun aşılması için herkese sorumluluk düşmektedir. İşbirliği ve uzlaşmada hukukdışılığın ve zorbalığın kalıcı çözüm olmadığına dikkat edip, gönüllülüğü sağlamak, en önemli noktalardandır. İşbirliği ve uzlaşmaya yanaşmayan veya bozanların diğerlerince dışlanması da ağır bir ceza olabilir. Bir başka nokta; kendini başkalarından daha akıllı görmemeyi, rakiplerin de akıllı olduğunu, gizlenmeye çalışan düşünceleri sezebileceklerini kabul etmek gereğidir. İşbirliği ve uzlaşmanın olabilmesi ya da sürebilmesi için " çıkarların dengeli paylaşımı" çok önemlidir. Büyük kazanç farkları mutlaka dengelenmeli ve bunlar geciktirilmeden yapılmalıdır. " Mutlak denge olamayacağı" noktasından hareketle, küçük çıkar farklılıklarını görmezden gelme olgunluğuna varmak da gerekir. Bunlardan sonra kişilerin uygun bir yöntemle uzlaştırılması gerekir. Bunun da yolu görüşmek, yüzyüze gelmektir. Burada verilecek sözler çok önemlidir. Bir uzlaşma sağlanması yanında, bunun sürdürülmesi kapısı da açılmalıdır. Bunun ilk şartı da öfkeye ve kızgınlığa set çekmektir. Küçük aykırılıkları, uzlaşmayı bozma vesilesi saymayı önlemektir. Bunun için de "alt taraftakilerin yanlışlara misilleme yapma tepkisi" alınmalı ve yetkililer, tekrar görüşüp problemleri çözmelidirler. Şunun unutulmaması çok önemli: Kimsenin elinde uzlaşma sağlayacak sihirli bir anahtar yoktur. Başkalarının yapabileceği şeylerden birimcisi; insanları bir araya getirmek olabilir. İkincisi ise uzlaşma ortamının sağlanmasında orta yolu bulmak, tabiri caiz ise "racon kesmek" olabilir. İnsanlar uzlaşmaya ve işbirliğine inanmamışsa ve samimi değilse, bunun sağlanması ve sürdürülmesi için kimsenin gücü yetmez. Son söz Ben herkesi ve önce kendini imtihan etmeye ve iç hesaplaşmaya çağırıyorum. Eğer samimi iseler gerisi için kapı açılmış demektir. Herkes şunu iyi bilmeli: Uzlaşmak ve işbirliği için halen zorunluluk vardır. Aksi halde ağır kayıplar verilecektir. Bundan hareketle herkes uzlaşma ve işbirliğinin gereklerine göre davranmaları gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012