2002'de iktidara gelen AKP tam 9 yıl sonra, "Yok mu bu ülkede yüzde 100 yerli otomobil üretecek Babayiğit" diyerek bir süreç başlattı.
O günden sonra özellikle seçim dönemlerinde yerli otomobil başlığı çok sık kullanılmaya başlandı.
Bir dizi törenler düzenlendi, imzalar atıldı. Ama yıllar geçmesine rağmen hala yerli otomobilden haber yoktu.
Nihayet 2019 yılında Sayın Erdoğan tarafından Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'nun kısaltması olan "TOGG" logosuyla 'yerli' denilen otomobilin tanıtımı yapıldı.
Sayın Erdoğan, "Bu otomobil yerli ve millidir. Hiç kimse bu gerçeği perdelemeye çalışmamalıdır' dedi.
Sayın Erdoğan böyle bir cümle kurma gereğini neden duymuştu?
Çünkü aracın elektrikli motoru Bosch'a aitti.
Bataryasını 6 Çinli firma üretecekti.
Araç entegrasyonu (aktarma organları) konusunda teknoloji partneri Alman mühendislik firması EDAG oldu. EDAG, Gebze'de Türkiye ofisini açtı.
Şasi sistemleri İngiliz Myra'ya, tasarımı ise İtalyan Pininfarina firmasına aitti.
Tabi bu gerçeklere karşı savunma sistemi de hazırlanmıştı: "Bir otomobilin yerli olması için onun tüm parçalarının söz konusu ülkede üretilmesi zorunlu değil. Bunu Mercedes de böyle yapar, Volkswagen de ve diğerleri de…"
"Dışarıdan destek alıyoruz ama direksiyonda biz varız" dediler ve 11 Haziran 2018 tarihinde "Cumhurbaşkanımız önderliğinde başlayan yerli otomobil projesinin 2021 yılında satışa başlayacağını" iddia ettiler.
Çünkü Sayın Erdoğan, "Öyle veya böyle bu işi bitireceğiz. Ölmek var, dönmek yok. Şunu da açık ve net söylüyorum. Herhangi bir aksilik şu bu oldu, elhamdülillah devletimizin hazinesi, maliyesi bu işi bitirmeye yeter. Bunu böyle bitiririz" demişti.
Gerçi üretim tarihi vermiştiler ama ortada hala fabrika bile yoktu. Nihayet 18 Temmuz 2020'de şâşaalı bir törenle 2011'de müjdesi verilen 'yerli otomobilin' üretileceği fabrikanın temeli atıldı.
Mart 2021'de Sayın Erdoğan, "Türkiye'nin Otomobili projesi tüm hızı ile devam ediyor. İlk üretim araçlarını 2022 sonunda banttan indirmeyi planlıyoruz. Dünyada ilk 5, Avrupa'da lider olmayı hedefliyoruz" demişti.
11 Haziran 2021 geldi ve geçti. Ama yollarda hala adı yerli olan otomobilimiz yoktu.
Soruların artması üzerine TOGG sosyal medya hesabından açıklama yaptı: 'En iyi ihtimalle 2022 yılının sonunda seri üretime hazırız."
Yılların seçim vaadi yine fos çıkmıştı. Yine verilen söz zamanında yerine gelmemişti.
129 günde otomobil üreten bir millettik biz
16 Haziran 1961 günü 23 mühendis ilgili bakanlığa çağrılarak Cemal Gürsel'in gönderdiği çok gizli mesajı okunur.
Cemal Gürsel; "Bu yılın Cumhuriyet Bayramı törenlerinde halkımızın görüş ve takdirlerine sunulmak üzere hem tasarımı, hem de malzeme olarak tamamen yerli malı bir otomobil üretmenizi istiyorum" der ve dönemin rakamlarıyla 1.400.000 TL ödenek verir. 23 Türk mühendis derhal işe başlar.
Üretim, Devlet Demiryolları'nın Eskişehir'deki Cer Atölyesinde yapılacaktır ve bayrama 129 günü vardır.
Üstün bir gayret ile 28 Ekim'in akşam saatlerinde üç araç tamamlanmıştır. Araçlara "Devrim 1", "Devrim 2" ve "Devrim 3" isimleri verilir.
Araçlardan birisi, Cumhurbaşkanı'nın daha çok beğeneceği düşünülerek siyaha boyanmasına karar veriliyor.
Araçlar, 28 Ekim gece yarısı Ankara'ya doğru yola çıkıyor. Yolculuk esnasında araçlardan birisi siyaha boyanmaya çalışılıyor.
Tabi güvenlik nedeniyle araçların deposunda yakıt yok. Sadece hareket ettirebilmek için bir litre civarı benzin konulmuş.
Planlamaya göre araçlara asıl ikmal sabahleyin Sıhhiye'deki Mobil benzin istasyonundan yapılacak, sonra da Meclis'e gidilecekti.
29 Ekim sabahı, Devrim arabaları motosikletli oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıktı.
Ama eskorttakiler, benzin alma işinden haberdar olmadığı için yakıt almadan yola devam ettiler.
Meclis'in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, alelacele getirilen benzin ilk otomobile kondu.
İkinci otomobile benzin konacağı sırada Cemal Paşa Meclis'in önüne gelmiş ve Anıtkabir'e gitmek üzere 2 numaralı benzini henüz konamamış, Devrim otomobiline binmişti. Yola çıkıldı. Fakat 100 metre kadar sonra motor öksürerek durdu.
Cemal Paşa'nın, ne oluyor, sorusuna direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu sıkılarak, "Paşam, benzin bitti" cevabını verdi.
Paşa'dan özür dilenilerek 1 numaralı Devrim arabasına geçmesi arz edildi. Cemal Paşa diğer otomobile binerek Anıtkabir'e gitti.
Cemal Paşa, Anıtkabir'de araçtan inerken, "Garp kafasıyla araba yapıyorsunuz ama Şarklı olduğunuz için benzin koymayı unutuyorsunuz" diyerek sinirli bir şekilde araçtan iner.
23 büyük insan takdiri, teşekkürü geç bizzat devlet başkanı tarafından azarlanmış, sahip çıkılmamıştır.
Devrim büyük bir başarı azmin, kararlılığın ve inancın, Türk'ün zekâsının hikâyesidir. Ama aynen Atatürk'ün ortaya koyduğu yerli ve milli onlarca proje ve atılımlar gibi Amerikancı politikalara kurban gitmiştirler.
Şimdi "Devrim otomobili önünde kim takoz oldu" sorusu üzerinden siyaset yapanlara deyin ki, 10 yıldır, 15 yıldır müjdesini verdiğiniz yerli uçak, yerli arabalara kim engel olduysa onlar!
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024