Rus savaş uçakları Suriye'de dün 22 gün aradan sonra İdlib bölgesine hava harekatı düzenledi. Operasyonda, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve El Nusra teröristlerinin yoğun olarak bulunduğu Cisr Eş-Şuğur, Herş Bisanki, Anb, Cenudiye, Gani, Sermani, Zayzun, Latemineh bölgeleri hedef alındı. Suriye ordusuyla eş zamanlı düzenlenen operasyona, Suriye Ordusu 4'üncü Zırhlı Tümeni top atışlarıyla destek verdi.
İdlib'e kara harekatının 7 Eylül'de Tahran'da gerçekleşen Rusya-Türkiye-İran üçlü zirvesinden sonra başlayacağı ifade edildiği dikkate alındığında, yapılan bu hava harekatının ve topçu ateşinin teröristlere uyarı mahiyetinde olduğunu söyleyebiliriz.
Hatırlarsak, Rusya ve Suriye, sivil kayıpların önlenmesi amacıyla bir insani koridor açmış ve teröristlere de silah bırakma ve teslim olma çağrısında bulunmuştu.
Hatta Rus yetkililerin İdlib'de bazı ikna görüşmeleri yaptığı haberleri de basına yansımıştı.
7 Eylül'deki zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin, İran Cumhurbaşkanı Ruhani katılıyorlar. Ana gündem İdlib operasyonu olacak ve amaç da teröristlerin tamamen temizlenmesi, sivil kayıpların önlenmesi?
İdlib operasyonunun gerekliliği ile ilgili Rusya'dan üst üste açıklamalar geldi.
Kremlin'den yapılan açıklamada, "İdlib'deki son durum Tahran Zirvesi'nde ele alınacak. Trump'ın uyarıları sorunun çözümü için yardımcı değil. İdlib'deki teröristler Rus üsleri için tehdit, barış sürecini etkiliyor" ifadelerine yer verildi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İdlib'deki durumun hem Moskova hem Şam hem Ankara hem de Tahran'da özel bir endişe kaynağı olmaya devam ettiğini belirterek burasının bir terör yuvası haline geldiğini söyledi. Ayrıca İdlib'deki terörist grupların ellerindeki insansız hava araçlarının Rusya'nın Suriye'deki üsleri için bir tehdit olduğunu da ekledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İdlib'deki ateşkes rejiminin sürekli ihlal edildiğini ve iki aydan fazladır bölgeden Suriye ordusu mevzilerine ateş açıldığını söyledi ve "İdlib'den Suriye ordusu mevzilerine baskın girişimleri dahi var. Hmeymim'deki üssümüze saldırmak amacıyla bölgeden çok fazla insansız hava aracı (İHA) gönderiliyor" dedi.
Hmeymim Hava Üssü'ne saldırı için gönderilen 50'den fazla İHA'yı vurduklarını belirten Lavrov "Bu duruma sonsuza kadar tahammül etmek imkânsız. Türk mevkidaşlarımızla, Suriye hükümetiyle, Astana formatının katılımcıları olarak İranlı mevkidaşlarımızla karada teröristlerle normal silahlı muhalifleri ayırmak ve bu arada sivillerin zarar görmemesi için aktif şekilde çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Lavrov, teröristlerin Suriye'de yeri olmadığını, Suriye ordusunun militanları topraklarından atmak için her türlü hakka sahip olduğunu vurguladı.
Operasyonların hedefinde olan HTŞ ve El Nusra gibi örgütler BM tarafından da, hatta ABD, Fransa, İngiltere gibi bu operasyona karşı ülkeler tarafından da terör örgütleri olarak kabul ediliyor.
Soru şu: Amaç Suriye'de DEAŞ'ı bitirmekse, bu ülkeler bu operasyona niçin karşı duruş sergiliyorlar? Gerçekten "sivil ölümleri" endişeleri olsaydı bunu Rakka'da, Deyrizor'da, Musul'da hatta Yemen'de yaptıkları soykırım niteliğindeki operasyonlarda net olarak görürdük.
Endişelendikleri gerçekten sivil kayıplar mı, yoksa Suriye'de işgalci güç olarak kalmak için ellerindeki son gerekçelerin de ortadan kalkması mı?
ABD Başkanı Trump tweetleriyle uyarı üstüne uyarı yapıyor, tehdit üstüne tehdit sallıyor; tek derdi, bu operasyon başarılı olursa, buradaki terör unsurları da temizlenirse, ABD'nin Suriye'deki varlığı uluslar arası düzlemde masaya yatırılacak.
ABD'nin Suriye'de asıl amacı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2000'li yılların başından bu yana ifade ettiği gibi, "Ortadoğu coğrafyasını kendisine vatan yapmaktır."
Bu operasyonun başarısı, onun Suriye planlarını tehlikeye atacak, bütün derdi bu?
Dikkat ederseniz, gerek ABD ve gerekse diğer Batılı ortakları, bu operasyonun devre dışı kalması için Türkiye'yi hedefliyorlar ve Astana sürecini baltalamak istiyorlar.
ABD'nin Suriye özel temsilisi James Jeffrey bu sebeple Türkiye'ye geliyor. Yine Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın ilk Türkiye ziyareti bu kapsamda olacak. Fransa'nın Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian'ın önceki günkü açıklamaları da yine bu amacı taşıyordu. Hepsi elbirliği içinde "Aman operasyon yapmayın" nakaratını tekrar ediyorlar.
Sanki Suriyeli sivillerle ilgili bir endişeleri varmış gibi? Eğer böyle bir endişeleri varsa, ABD'nin Arap Baharı'na ve BOP'una engel olurlardı, çünkü 2001'den bu yana Ortadoğu coğrafyasında yaşanan bütün sivil katliamlarının asıl nedeni bu işgal projesi?
ABD'nin BOP katliamlarına gelince ses seda yok, İsrail'in insanlık dışı vahşet politikaları görmezden geliniyor ama Suriye her ülkenin terörist kabul ettiği unsurları ülkesinden kovmak için mücadele başlattığında "Sen bunu nasıl yaparsın" deniliyor.
Neymiş efendim, "askeri usullerle değil, siyasi çözümle bu iş olmalıymış." Yahu ABD kendisini tehdit ediyor bahanesiyle Afganistan'ı vurdu, Irak'ı yerle bir etti, Libya'yı darmadağın etti; Suriye kendi topraklarında kendisini tehdit eden terörle mücadele edemeyecek mi?
Tekrar edersek; ABD'nin derdi, işgal gerekçelerinin, bahanelerinin ortadan kalkması?
BOP'ta sırada olan Türkiye ve bölge ülkeleri olarak bu gerçekleri görmeli, Suriye devletinin bugüne kadar gösterdiği başarının son altın vuruşla nihai başarıya dönüşmesine yardımcı olmalıyız. Prof Dr. Baş'ın, "Bölgesel sorunları bölge ülkeleriyle bir ve beraber olarak çözmeliyiz" tavsiyesini kulak arkası etmemeliyiz. BOP'un Suriye kayasına toslaması, Türkiye için de önemlidir, İran ve diğer İslam ülkeleri için de?
Rusya ve Çin İslam ülkesi olmamalarına rağmen genişletilmiş BOP'un dışında değiller?
O zaman göreceğiz ki, ne terör meselesi kalmış, ne de mülteci sorunu? Her yerde duvara toslayan ABD, kendi kabuğunda yok olmaya mahkumdur.
Yeter ki biz kendi içimizdeki değerlerin farkına varalım.
İdlib'e kara harekatının 7 Eylül'de Tahran'da gerçekleşen Rusya-Türkiye-İran üçlü zirvesinden sonra başlayacağı ifade edildiği dikkate alındığında, yapılan bu hava harekatının ve topçu ateşinin teröristlere uyarı mahiyetinde olduğunu söyleyebiliriz.
Hatırlarsak, Rusya ve Suriye, sivil kayıpların önlenmesi amacıyla bir insani koridor açmış ve teröristlere de silah bırakma ve teslim olma çağrısında bulunmuştu.
Hatta Rus yetkililerin İdlib'de bazı ikna görüşmeleri yaptığı haberleri de basına yansımıştı.
7 Eylül'deki zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin, İran Cumhurbaşkanı Ruhani katılıyorlar. Ana gündem İdlib operasyonu olacak ve amaç da teröristlerin tamamen temizlenmesi, sivil kayıpların önlenmesi?
İdlib operasyonunun gerekliliği ile ilgili Rusya'dan üst üste açıklamalar geldi.
Kremlin'den yapılan açıklamada, "İdlib'deki son durum Tahran Zirvesi'nde ele alınacak. Trump'ın uyarıları sorunun çözümü için yardımcı değil. İdlib'deki teröristler Rus üsleri için tehdit, barış sürecini etkiliyor" ifadelerine yer verildi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İdlib'deki durumun hem Moskova hem Şam hem Ankara hem de Tahran'da özel bir endişe kaynağı olmaya devam ettiğini belirterek burasının bir terör yuvası haline geldiğini söyledi. Ayrıca İdlib'deki terörist grupların ellerindeki insansız hava araçlarının Rusya'nın Suriye'deki üsleri için bir tehdit olduğunu da ekledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İdlib'deki ateşkes rejiminin sürekli ihlal edildiğini ve iki aydan fazladır bölgeden Suriye ordusu mevzilerine ateş açıldığını söyledi ve "İdlib'den Suriye ordusu mevzilerine baskın girişimleri dahi var. Hmeymim'deki üssümüze saldırmak amacıyla bölgeden çok fazla insansız hava aracı (İHA) gönderiliyor" dedi.
Hmeymim Hava Üssü'ne saldırı için gönderilen 50'den fazla İHA'yı vurduklarını belirten Lavrov "Bu duruma sonsuza kadar tahammül etmek imkânsız. Türk mevkidaşlarımızla, Suriye hükümetiyle, Astana formatının katılımcıları olarak İranlı mevkidaşlarımızla karada teröristlerle normal silahlı muhalifleri ayırmak ve bu arada sivillerin zarar görmemesi için aktif şekilde çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Lavrov, teröristlerin Suriye'de yeri olmadığını, Suriye ordusunun militanları topraklarından atmak için her türlü hakka sahip olduğunu vurguladı.
Operasyonların hedefinde olan HTŞ ve El Nusra gibi örgütler BM tarafından da, hatta ABD, Fransa, İngiltere gibi bu operasyona karşı ülkeler tarafından da terör örgütleri olarak kabul ediliyor.
Soru şu: Amaç Suriye'de DEAŞ'ı bitirmekse, bu ülkeler bu operasyona niçin karşı duruş sergiliyorlar? Gerçekten "sivil ölümleri" endişeleri olsaydı bunu Rakka'da, Deyrizor'da, Musul'da hatta Yemen'de yaptıkları soykırım niteliğindeki operasyonlarda net olarak görürdük.
Endişelendikleri gerçekten sivil kayıplar mı, yoksa Suriye'de işgalci güç olarak kalmak için ellerindeki son gerekçelerin de ortadan kalkması mı?
ABD Başkanı Trump tweetleriyle uyarı üstüne uyarı yapıyor, tehdit üstüne tehdit sallıyor; tek derdi, bu operasyon başarılı olursa, buradaki terör unsurları da temizlenirse, ABD'nin Suriye'deki varlığı uluslar arası düzlemde masaya yatırılacak.
ABD'nin Suriye'de asıl amacı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2000'li yılların başından bu yana ifade ettiği gibi, "Ortadoğu coğrafyasını kendisine vatan yapmaktır."
Bu operasyonun başarısı, onun Suriye planlarını tehlikeye atacak, bütün derdi bu?
Dikkat ederseniz, gerek ABD ve gerekse diğer Batılı ortakları, bu operasyonun devre dışı kalması için Türkiye'yi hedefliyorlar ve Astana sürecini baltalamak istiyorlar.
ABD'nin Suriye özel temsilisi James Jeffrey bu sebeple Türkiye'ye geliyor. Yine Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın ilk Türkiye ziyareti bu kapsamda olacak. Fransa'nın Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian'ın önceki günkü açıklamaları da yine bu amacı taşıyordu. Hepsi elbirliği içinde "Aman operasyon yapmayın" nakaratını tekrar ediyorlar.
Sanki Suriyeli sivillerle ilgili bir endişeleri varmış gibi? Eğer böyle bir endişeleri varsa, ABD'nin Arap Baharı'na ve BOP'una engel olurlardı, çünkü 2001'den bu yana Ortadoğu coğrafyasında yaşanan bütün sivil katliamlarının asıl nedeni bu işgal projesi?
ABD'nin BOP katliamlarına gelince ses seda yok, İsrail'in insanlık dışı vahşet politikaları görmezden geliniyor ama Suriye her ülkenin terörist kabul ettiği unsurları ülkesinden kovmak için mücadele başlattığında "Sen bunu nasıl yaparsın" deniliyor.
Neymiş efendim, "askeri usullerle değil, siyasi çözümle bu iş olmalıymış." Yahu ABD kendisini tehdit ediyor bahanesiyle Afganistan'ı vurdu, Irak'ı yerle bir etti, Libya'yı darmadağın etti; Suriye kendi topraklarında kendisini tehdit eden terörle mücadele edemeyecek mi?
Tekrar edersek; ABD'nin derdi, işgal gerekçelerinin, bahanelerinin ortadan kalkması?
BOP'ta sırada olan Türkiye ve bölge ülkeleri olarak bu gerçekleri görmeli, Suriye devletinin bugüne kadar gösterdiği başarının son altın vuruşla nihai başarıya dönüşmesine yardımcı olmalıyız. Prof Dr. Baş'ın, "Bölgesel sorunları bölge ülkeleriyle bir ve beraber olarak çözmeliyiz" tavsiyesini kulak arkası etmemeliyiz. BOP'un Suriye kayasına toslaması, Türkiye için de önemlidir, İran ve diğer İslam ülkeleri için de?
Rusya ve Çin İslam ülkesi olmamalarına rağmen genişletilmiş BOP'un dışında değiller?
O zaman göreceğiz ki, ne terör meselesi kalmış, ne de mülteci sorunu? Her yerde duvara toslayan ABD, kendi kabuğunda yok olmaya mahkumdur.
Yeter ki biz kendi içimizdeki değerlerin farkına varalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025