7 Ocak 2013 tarihinde, parası ödenip, verilmeyen Awacs uçakları yerine ABD’nin işi bitmiş ve jilet yapımında kullanılabilecek iki firkateyni hibe etme kararı ile ilgili bir yazı yazmıştım.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Ekim 2011’de Başbakanın cevaplaması istemiyle soru önergesi veriyor. ABD'den 2003 yılında 4 adet Awacs uçağı için imzalanan ve sonuncusu 2008’de teslim edilmesi gereken bu uçakların neden teslim edilmediğini, maliyetinin ne olduğunu ve hükümetin teslimat yapılmaması karşısında ne gibi bir yaptırım uyguladığını Başbakana soruyor.
Geçtiğimiz aylarda ise CHP vekili Oktay Ekşi aynı konu hakkında, bu sefer Milli Savunma Bakanının yanıtlaması istemiyle soru önergesi veriyor. İki yıl arayla verilen bu soru önergelerine verilen iki cevapta aynı.
“Awacs uçağı ve Yer Destek Merkezinin tedarikine yönelik Sözleşme 23 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir… Sözleşme Ödeme Planı uyarınca, firma tarafından gerçekleştirilen faaliyetler nispetinde ödeme yapılmıştır. Teslimat neden yapılmadı sorusuna ise “Boeing firmasının geliştirme faaliyetlerini tamamlayamaması ve bu süreçte ortaya çıkan çeşitli mücbir sebeplerden dolayı…” cevabı veriliyor.
Ya tazminat? “Boeing firmasının kusurlu olduğu döneme ilişkin gecikme tazminatı tahakkuk etmeye başlamıştır. Sözleşmede yer alan gecikme tazminatı ile ilgili yaptırımlar uygulanmaktadır.”
Tazminat ne kadar ve ne gibi yaptırımlar uygulanıyor? Cevap yok.
Evet, 2003’de Erdoğan’ın kadim dostu ABD ile bir anlaşma yapılıyor. Son teslimat 2008’de. Şimdi tarih 2013. Yani aradan 10 yıl geçmiş ses, seda yok.
Bay Google’a, Awacslar nedir, ne iş yapar, diye sordum. Bakın ne cevap verdi;
Awacs, Havadan Erken Uyarı ve Havadan Uyarı ve Kontrol Sistemi olarak bilinir. Awacslar, bugün dünyanın önde gelen hava muharebe komuta ve kontrol uçaklarıdır. Hava uyarı ve kontrol sistemi (AWACS) gerçek zamanlı ve uzun hedef tespit, teşhis ve takibi sağlar.
Bilgisayarlı, otomatik coğrafi sisteme göre çalışan, yerdeki sabit radarların yaptığı ihbar, önleme ve seyrüsefer görevlerini yapabilen, en ileri teknolojiye sahip radarlı uçaklardır.
Diğer bir ifadeyle havada uçan radardır. Yüksek irtifada, yüzlerce kilometre uzaklıktaki dost ve düşman uçaklarını ayırt edebilir… Havada yakıt ikmali yaparak gerektiğinde 24 saat esasına göre görev yapabilirler…
Yani bu Awacslarla doğu ve güneydoğu dağlarında, İran, Irak, Ermenistan, Suriye sınırlarından ülkemize girmek isteyen bebek katilinin evlatları çok rahat tespit edilip, takibi yapılabilecekti.
Haliyle bu katiller ülkemize girip, ağır silahlarla karakollara saldıramayacaktı. Asker ve polisimize pusu kuramayacak, yollara mayın döşeyemeyecekti. Halkımızın canına, malına kastedip, huzurumuzu bozamayacaktı. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yollarda kimlik kontrolü yapamayacaktı. Ülke sınırları dışında girdikleri inleri rahatlıkla tespit edebilecektik.
Hülasa bebek katili Erdoğan’ın muhatabı olmayacak, açılımlara, akillilere vs. İhtiyaç duyulmayacaktı.
Ama bu ülke üzerinde hep bir hesap içinde olan ABD’nin, hem Erdoğan’a, hem bebek katiline, hem diyalogcu akillere vs. ihtiyacı vardı. Bu Awacslar da bu ihtiyaçları engelleyeceğine göre vermeyelim gitsin, kısa devresi yapıldı…
Mantığa bak mantığa
Erdoğan, MHP ve Bahçeli’ye kafayı takmış. Canımı sıkmayın koalisyon dönemindeki hesaplarınızı araştırırım ha, diyor.
MHP önce araştırmazsan namertsin, postasının ardından gözdağını da ihmal etmiyor; Bizde senin dosyalarını araştırırız, diyor.
Bu siyasilerin yüz kızartıcı dosyaları mı var? Milletten sakladıkları bir şeyler mi var? Neyin düellosunu yapıyorlar?
***
Erdoğan’ın “analar ağlamasın” diye arabeskçe seslendirdiği sürece en büyük tepki ağlayan analardan ve şehit yakınlarından geldi.
Hükümet hemen bir adım daha attı; Şehit olanların eş ve yakınlarına 250 TL maaş, istihdam, bedava akbil, eğitim yardımı gibi sosyal devlette zaten olması gereken uygulamaları yasalaştırma gayretinde olduklarını ifade ettiler.
Şehit ve gazi yakınları, dernekleri ise bu tip uygulamaların Tansu Çiller döneminden beri var olduğunu, hükümetin bu tip konuları gündeme getirerek hem millete şirin görünme gayretine girdiğini hem de şehit ve gazilere, ailelerine bir nevi rüşvet vermek istediklerini dile getirdiler.
Sizce hükümet ne yapmaya çalışıyor?
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Ekim 2011’de Başbakanın cevaplaması istemiyle soru önergesi veriyor. ABD'den 2003 yılında 4 adet Awacs uçağı için imzalanan ve sonuncusu 2008’de teslim edilmesi gereken bu uçakların neden teslim edilmediğini, maliyetinin ne olduğunu ve hükümetin teslimat yapılmaması karşısında ne gibi bir yaptırım uyguladığını Başbakana soruyor.
Geçtiğimiz aylarda ise CHP vekili Oktay Ekşi aynı konu hakkında, bu sefer Milli Savunma Bakanının yanıtlaması istemiyle soru önergesi veriyor. İki yıl arayla verilen bu soru önergelerine verilen iki cevapta aynı.
“Awacs uçağı ve Yer Destek Merkezinin tedarikine yönelik Sözleşme 23 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir… Sözleşme Ödeme Planı uyarınca, firma tarafından gerçekleştirilen faaliyetler nispetinde ödeme yapılmıştır. Teslimat neden yapılmadı sorusuna ise “Boeing firmasının geliştirme faaliyetlerini tamamlayamaması ve bu süreçte ortaya çıkan çeşitli mücbir sebeplerden dolayı…” cevabı veriliyor.
Ya tazminat? “Boeing firmasının kusurlu olduğu döneme ilişkin gecikme tazminatı tahakkuk etmeye başlamıştır. Sözleşmede yer alan gecikme tazminatı ile ilgili yaptırımlar uygulanmaktadır.”
Tazminat ne kadar ve ne gibi yaptırımlar uygulanıyor? Cevap yok.
Evet, 2003’de Erdoğan’ın kadim dostu ABD ile bir anlaşma yapılıyor. Son teslimat 2008’de. Şimdi tarih 2013. Yani aradan 10 yıl geçmiş ses, seda yok.
Bay Google’a, Awacslar nedir, ne iş yapar, diye sordum. Bakın ne cevap verdi;
Awacs, Havadan Erken Uyarı ve Havadan Uyarı ve Kontrol Sistemi olarak bilinir. Awacslar, bugün dünyanın önde gelen hava muharebe komuta ve kontrol uçaklarıdır. Hava uyarı ve kontrol sistemi (AWACS) gerçek zamanlı ve uzun hedef tespit, teşhis ve takibi sağlar.
Bilgisayarlı, otomatik coğrafi sisteme göre çalışan, yerdeki sabit radarların yaptığı ihbar, önleme ve seyrüsefer görevlerini yapabilen, en ileri teknolojiye sahip radarlı uçaklardır.
Diğer bir ifadeyle havada uçan radardır. Yüksek irtifada, yüzlerce kilometre uzaklıktaki dost ve düşman uçaklarını ayırt edebilir… Havada yakıt ikmali yaparak gerektiğinde 24 saat esasına göre görev yapabilirler…
Yani bu Awacslarla doğu ve güneydoğu dağlarında, İran, Irak, Ermenistan, Suriye sınırlarından ülkemize girmek isteyen bebek katilinin evlatları çok rahat tespit edilip, takibi yapılabilecekti.
Haliyle bu katiller ülkemize girip, ağır silahlarla karakollara saldıramayacaktı. Asker ve polisimize pusu kuramayacak, yollara mayın döşeyemeyecekti. Halkımızın canına, malına kastedip, huzurumuzu bozamayacaktı. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yollarda kimlik kontrolü yapamayacaktı. Ülke sınırları dışında girdikleri inleri rahatlıkla tespit edebilecektik.
Hülasa bebek katili Erdoğan’ın muhatabı olmayacak, açılımlara, akillilere vs. İhtiyaç duyulmayacaktı.
Ama bu ülke üzerinde hep bir hesap içinde olan ABD’nin, hem Erdoğan’a, hem bebek katiline, hem diyalogcu akillere vs. ihtiyacı vardı. Bu Awacslar da bu ihtiyaçları engelleyeceğine göre vermeyelim gitsin, kısa devresi yapıldı…
Mantığa bak mantığa
Erdoğan, MHP ve Bahçeli’ye kafayı takmış. Canımı sıkmayın koalisyon dönemindeki hesaplarınızı araştırırım ha, diyor.
MHP önce araştırmazsan namertsin, postasının ardından gözdağını da ihmal etmiyor; Bizde senin dosyalarını araştırırız, diyor.
Bu siyasilerin yüz kızartıcı dosyaları mı var? Milletten sakladıkları bir şeyler mi var? Neyin düellosunu yapıyorlar?
***
Erdoğan’ın “analar ağlamasın” diye arabeskçe seslendirdiği sürece en büyük tepki ağlayan analardan ve şehit yakınlarından geldi.
Hükümet hemen bir adım daha attı; Şehit olanların eş ve yakınlarına 250 TL maaş, istihdam, bedava akbil, eğitim yardımı gibi sosyal devlette zaten olması gereken uygulamaları yasalaştırma gayretinde olduklarını ifade ettiler.
Şehit ve gazi yakınları, dernekleri ise bu tip uygulamaların Tansu Çiller döneminden beri var olduğunu, hükümetin bu tip konuları gündeme getirerek hem millete şirin görünme gayretine girdiğini hem de şehit ve gazilere, ailelerine bir nevi rüşvet vermek istediklerini dile getirdiler.
Sizce hükümet ne yapmaya çalışıyor?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024