AKP hükümeti, düşman olan ülkeler düşmanlıklarında ısrar etmesine rağmen onları dost kabul ediyor, dost olanlar da hala dost olmakta ısrar etmesine rağmen onları düşman ilan ediyor.
Her türlü düşmanca tavrımıza rağmen, Türkiye’yi hala baş tacı eden, ağabey kabul eden Suriye yönetimini devirmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama hemen hemen her konuşmasında Türkiye’ye tehditler savuran Barzani’yi baş tacı ediyorlar.
Malum, geçtiğimiz hafta sonu AKP yönetimi, kongresine Barzani’yi davet etti; hem de “onur konuğu” olarak…
Salondaki AKP’liler, Barzani’yi “Türkiye, seninle gurur duyuyor” sloganıyla karşıladılar.
Onur konuğu olan ve AKP’lilerin kendisiyle gurur duyduğu Barzani kürsüye çıkıp sevdalılarına selamlama konuşması yaptı.
Konuşmadaki detaylara bakınca, AKP’lilerin Barzani’yi neden onur konuğu olarak davet ettikleri, Barzani’yle neden gurur duydukları merak konusu…
Barzani konuşmasında, güneydoğuda Türkiye’nin yaptığı terörle mücadele konusunda Kürt-Türk çatışması varmış gibi tablo çizdi. PKK için terör örgütü ifadesini kullanmadı.
Mehmetçikle girdiği çatışmada öldürülen teröristleri Kürtlerin temsilcisi olarak gösterdi.
PKK’yı kastederek, “Kendi özgürlükleri için mücadele veren güçleri bütün kalbimizle destekliyoruz” dedi. (Daha ne desin?)
AKP kongresinde yaptığı bu açıklamalara bakıldığında Barzani’nin Türkiye hakkındaki kırmızıçizgilerini zerre kadar değiştirmediğini hatta kalınlaştırdığını görüyoruz.
Temmuz ayında Barzani, Irak’ta olduğu gibi Türkiye, İran ve Suriye’den de toprak alarak ‘Büyük Kürdistan’ı kuracaklarını açıklamıştı.
19 Şubat 2008’de Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK kamplarına yönelik düzenlediği hava saldırılarına sessiz kalan Irak yönetimine tepki gösterdi. Barzani, “Şunu bildiriyorum ki, Türkiye’nin Federe Kürdistan topraklarına olan saldırıları devam ederse artık sessiz kalmayacağız” dedi.
3 Temmuz 2007’de Cenevre’de yaptığı bir basın açıklamasında, Türkiye’nin Kuzey Irak’a operasyon yapması halinde Irak’tan ve “bütün Kürdistan’dan” çok güçlü bir karşılık göreceğini söyledi. Bunun bölgesel ve yıkıcı bir savaşı tetikleyeceğini iddia etti.
7 Nisan 2007’de Türkiye’nin karışması durumunda Irak Kürtlerinin de çoğunluğu Kürt olan güneydoğusuna karışacağını belirtti. Barzani şöyle konuştu: ‘Türklerin Kerkük’e girmesine izin vermeyeceğiz. Eğer böyle bir şey olursa biz de Diyarbakır ve diğer şehirlere karışırız’.
23 Mart 2007’de ‘’Türkiye’nin Kerkük’e müdahalesine izin vermeyeceklerini ve böyle bir durumun gerilimi artıracağını’’ söyledi.
13 Ocak 2007’de “Eğer Türkiye kendisine başka ülkelerin içişlerine karışma hakkını veriyorsa, başka ülkeler de Türkiye’nin içişlerine karışma hakkını verir. Türkiye’nin de çok zayıf yönleri vardır’’ dedi.
4 Şubat 2005’te Kerkük’ün Kürt kimliği olan bir Irak kenti olduğunu vurgulayan Barzani, “Türkiye içişlerimize karışmasın. Bunun sonuçları tüm taraflar açısından felaket olur” dedi.
Bu tehdit açıklamalarını artırmak mümkün… Zaten Barzani zamanının çoğunu Türkiye’ye ve Türklere hakaret etmekle geçiriyor.
Buna rağmen Türkiye’deki iktidar partisinin “onur konuğu”… Ve kendisiyle gurur duyuluyor. Adam suratımıza tükürüyor, bereket yağmuru zannediyoruz.
Hakaret ve tehdit edeni, kardeş ilan ediyoruz, kalkıp elini sıkıyoruz, tebrik ediyoruz; bizi ailece baş tacı eden Esad’ı ise düşman ilan edip, onu yıkmak için batıyı Haçlı seferlerine davet ediyoruz.
Yahu bu ne biçim politikadır böyle…
Her türlü düşmanca tavrımıza rağmen, Türkiye’yi hala baş tacı eden, ağabey kabul eden Suriye yönetimini devirmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama hemen hemen her konuşmasında Türkiye’ye tehditler savuran Barzani’yi baş tacı ediyorlar.
Malum, geçtiğimiz hafta sonu AKP yönetimi, kongresine Barzani’yi davet etti; hem de “onur konuğu” olarak…
Salondaki AKP’liler, Barzani’yi “Türkiye, seninle gurur duyuyor” sloganıyla karşıladılar.
Onur konuğu olan ve AKP’lilerin kendisiyle gurur duyduğu Barzani kürsüye çıkıp sevdalılarına selamlama konuşması yaptı.
Konuşmadaki detaylara bakınca, AKP’lilerin Barzani’yi neden onur konuğu olarak davet ettikleri, Barzani’yle neden gurur duydukları merak konusu…
Barzani konuşmasında, güneydoğuda Türkiye’nin yaptığı terörle mücadele konusunda Kürt-Türk çatışması varmış gibi tablo çizdi. PKK için terör örgütü ifadesini kullanmadı.
Mehmetçikle girdiği çatışmada öldürülen teröristleri Kürtlerin temsilcisi olarak gösterdi.
PKK’yı kastederek, “Kendi özgürlükleri için mücadele veren güçleri bütün kalbimizle destekliyoruz” dedi. (Daha ne desin?)
AKP kongresinde yaptığı bu açıklamalara bakıldığında Barzani’nin Türkiye hakkındaki kırmızıçizgilerini zerre kadar değiştirmediğini hatta kalınlaştırdığını görüyoruz.
Temmuz ayında Barzani, Irak’ta olduğu gibi Türkiye, İran ve Suriye’den de toprak alarak ‘Büyük Kürdistan’ı kuracaklarını açıklamıştı.
19 Şubat 2008’de Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK kamplarına yönelik düzenlediği hava saldırılarına sessiz kalan Irak yönetimine tepki gösterdi. Barzani, “Şunu bildiriyorum ki, Türkiye’nin Federe Kürdistan topraklarına olan saldırıları devam ederse artık sessiz kalmayacağız” dedi.
3 Temmuz 2007’de Cenevre’de yaptığı bir basın açıklamasında, Türkiye’nin Kuzey Irak’a operasyon yapması halinde Irak’tan ve “bütün Kürdistan’dan” çok güçlü bir karşılık göreceğini söyledi. Bunun bölgesel ve yıkıcı bir savaşı tetikleyeceğini iddia etti.
7 Nisan 2007’de Türkiye’nin karışması durumunda Irak Kürtlerinin de çoğunluğu Kürt olan güneydoğusuna karışacağını belirtti. Barzani şöyle konuştu: ‘Türklerin Kerkük’e girmesine izin vermeyeceğiz. Eğer böyle bir şey olursa biz de Diyarbakır ve diğer şehirlere karışırız’.
23 Mart 2007’de ‘’Türkiye’nin Kerkük’e müdahalesine izin vermeyeceklerini ve böyle bir durumun gerilimi artıracağını’’ söyledi.
13 Ocak 2007’de “Eğer Türkiye kendisine başka ülkelerin içişlerine karışma hakkını veriyorsa, başka ülkeler de Türkiye’nin içişlerine karışma hakkını verir. Türkiye’nin de çok zayıf yönleri vardır’’ dedi.
4 Şubat 2005’te Kerkük’ün Kürt kimliği olan bir Irak kenti olduğunu vurgulayan Barzani, “Türkiye içişlerimize karışmasın. Bunun sonuçları tüm taraflar açısından felaket olur” dedi.
Bu tehdit açıklamalarını artırmak mümkün… Zaten Barzani zamanının çoğunu Türkiye’ye ve Türklere hakaret etmekle geçiriyor.
Buna rağmen Türkiye’deki iktidar partisinin “onur konuğu”… Ve kendisiyle gurur duyuluyor. Adam suratımıza tükürüyor, bereket yağmuru zannediyoruz.
Hakaret ve tehdit edeni, kardeş ilan ediyoruz, kalkıp elini sıkıyoruz, tebrik ediyoruz; bizi ailece baş tacı eden Esad’ı ise düşman ilan edip, onu yıkmak için batıyı Haçlı seferlerine davet ediyoruz.
Yahu bu ne biçim politikadır böyle…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025