90'lı yılların sonu, 2 binli yılların hemen başında ülkemizde ekonomik krizler, terör eylemleri, değişik devlet kurum ve kişilerine karşı gerçekleştirilen ölümlü suikast girişimleri birbirini kovalıyordu. İşte böyle bir ortamda siyasi iktidar, "ne yapalım, ne edelim" arayışındayken, bugün siyasetin tepesindekiler daha önce planlanan gömlek değiştirme işlemini gerçekleştirip, AKP adı altında meydanlara inmişlerdi. Her gittikleri yerde iktidarı yerden yere vuruyor, millete iktidar babından devleti şikayet ediyorlardı. Bir anlamda ülkede yaşanan kaosu siyasi ranta çevirmişlerdi. Çare ve çözüm önerileri ise "bizi iktidar yapın, bu sorunları bitirelim" cümlesiydi. Bu cümlenin içinde ne olduğu 12 yıldır anlaşılamadı. Eğer anlaşılsaydı siyaset, sosyal ahlak, ekonomi, iç ve dış politika, terör ve cinayetlerde 2002'den daha iyi olurduk. Devletin resmi bilgileri ve rakamlar ortada. Türkiye, AKP'li yıllarda 2002'nin çok gerisinde kalmıştır. Şimdi sadece 31 Mart ve 1 Nisan tarihlerini hatırlayalım. Bir anda tüm Türkiye'de elektrikler gitti, hayat durdu. Başbakan, "ben bilmem, Enerji Bakanım bilir" modunda. Enerji Bakanı, "bizde bir şey anlamadık" yaklaşımında. Aynı gün Avrupa'nın en büyük, en güvenli adalet sarayını yaptık, diye övünülen binaya teröristler giriyor, savcıyı rehin alıyor. Aynı gün Kartal'daki, AKP binasına eli silahlı bir şahıs baskın yapıyor. Ertesi gün İstanbul Vatan Caddesindeki Emniyet Müdürlüğüne uzun namlulu silah ve bombalarla saldırı gerçekleştiriliyor. Bir hafta geçti. İktidar ve yandaş medyasının söylem ve yorumlarına bakınca bir gerçek karşımıza çıkıyor. Düştüğü bu aciz durumu 2 ay sonraki seçimlerde lehine kullanmak isteyen bir anlayış var karşımızda. Daha net olarak milletimize, "acıların çocukları" dizisinin yeni bir bölümü izlettirilmeye çalışılıyor. Senelerin mağdur senaryosu tekrarlanıyor; "Bizi istemiyorlar, Türkiye'de huzuru bozmak isteyenler var. Bu olaylarda iç ve dış güçlerin parmağı var. Yeni Türkiye'nin önünü kimse kesemez" vs.Bir başka boyut daha var ki, düşünmesi bile zoruma gidiyor. Diğer yandan ise yaşadığımız gerçeklerde var. Mesela Hrant Dink var. Bir türlü aydınlatılmayan Muhsin Yazıcıoğlu var. "Suriye tarafına geçer, 5, 10 füze atarız?" mantığı var. Bir zamanların AKP'li İç İşleri Bakanı İ. Naim Şahin'in, İstanbul'da 17 yaşında bir öğrencinin hayatını kaybettiği otobüs yakma eylemini, "MİT yaptı", açıklaması var. Diğer bir taraftan İstihbarat Daire Başkan Yardımcılığı, değişik illerde Emniyet Müdürlüğü yapan, Susurluk, 28 Şubat gibi ülkemiz siyasetine ayar verilen gündemlerin öne çıkan ismi Hanefi Avcı gerçeği var. O Hanefi Avcı ki, AKP döneminde tutuklandı ve "Devrimci Karargah terör örgütüne (sol bir örgütmüş) bilerek ve isteyerek yardım etmek, yargı görevini yapanı etkilemek, soruşturmanın gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek, terörle mücadele görev yapan kişileri, terör örgütlerine hedef göstermek, vahim nitelikte silah bulundurmak" suçlarından yargılandı, hüküm giydi. (Sonra da Balyozcuların kaderine tabi tutuldu) Şimdi ise DHKP-C adında, "sol örgüt" diye tanımlanan bir terör şebekesi, AKP hükümetlerinin çaresiz kaldığı Gezi eylemlerinde öldürülen 14 yaşındaki Berkin Elvan davasına bakan savcıyı katlediyorlar. İktidar örtülü olarak, medyası ise açıkça milletimizin bir bölümünü ve daha siyaset ilmini öğrenememiş muhalefet partilerini hedef haline getirmiş durumda. Peki, bu örgüt kim? Niçin, ne amaçla ve kim kurdu? Talimatları kimden alıyorlar? En önemlisi DHKP-C bu cinayetiyle kime hizmet etti?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024