21 Aralık "Dünya Kooperatifçilik Günü" nedeniyle bir çok kutlama ve bir o kadar da açıklama yapıldı. İnsanlık tarihi kadar eski olan kooperatifleşme birlik-beraberliğin ve imece kültürünün bir yansıması gibidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ilk "Tarım Kredi Kooperatifi"ni Silifke ilçesine ait birkaç köyün de içinde bulunduğu "Tekirçiftliği" köyünde 30 Haziran 1936 yılında açar ve kendisi de kooperatifin ilk ortaklarından biri olur. "İnsanlar bizzat çalışırlarsa başarılı olamazlar" diyerek kooperatifleşmenin birlik ve beraberliğin önemini vurgular.
Merhum Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasını har vurup harman savurduğumuz gibi kooperatifçilik ülküsüne de tam manası ile sahip çıkmadığımızdan; tüm kurumlarımız gibi tarımımız da bugün yerlerde sürünmektedir.
Doyumsuz kapitalist anlayış, "Kaynakları sınırlı, ihtiyaçları sınırsız" olarak gördüğü için bugün sömürülen dünya milletleri huzursuz ve açtır.
Dünyamızda 8 milyar insanı ve bir o kadarını da rahatlıkla besleyecek kaynak mevcut ve sınırsız iken, her 6 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. Nüfusunun 5-10 katını besleyecek Türkiye'de ise yoksulluk yaşanıyor. Bu bir kader değil elbette. Bu durum paylaşamamaktan ve uygulanan kapitalist sistemden kaynaklanmaktadır.
Diğer yandan 1 milyon insan, aşırı beslenmekten obezite tedavisi görüyor. Her yıl 1 milyar dolarlık gıda israf ediliyor. Bir yanda açlık ve sefalet diğer yanda israf ve savurganlık?
Dünyada adaleti sağlayarak açlığı önlemek, barışı sağlamak, üretici ve tüketiciyi korumak istiyorsak kooperatifleşmeye, dolayısıyla sosyalizmi ve kapitalizmi tarihin çöp tenekesine atan "Milli Ekonomi Modeli"ne ihtiyaç vardır.
Bu meyanda kooperatifleşme ile güzel bir örneklik ortaya koyan ve üyelerine bu zor şartlarda para kazandıran Tire süt kooperatifi başkanı Mahmut Eskiyörük'e kulak verelim:
"Gelişmiş ülkelerde tarım ve hayvancılık faaliyetleri %90 oranında kooperatiflerle yürütülürken ülkemizde %13 seviyelerinde olması tarımda geri kalmışlığımızın, sorunlarımızın ve kayıplarımızın en önemli nedenidir. Tarımda ihracat yapacak potansiyele sahip ülkemizin bugün ithalat yapar duruma düşmesinin asıl nedeni plansız üretimdir. Ancak kooperatifleşme ile üretimi kayıt altına alıp, planlı üretimle istikrarı sağlayabiliriz. Ancak kooperatifleşme ile üretim maliyetlerini düşürüp, gıda güvenliğini sağlayabiliriz. Ancak kooperatifleşme ile köylümüzü yerinde yaşatır, göçü önleyebiliriz. Ancak kooperatifleşme ile kalkınır ve toplumsal barışı sağlayarak yaşanır bir Türkiye yaratabiliriz. Geç de olsa kooperatifçiliğin önemi anlaşılmaya başlandı, fakat fazlasıyla konuşmamıza rağmen henüz yeterli somut adımlar atılamadı. Kooperatifçiliğin gelişmesi eğitim ve Devlet Politikalarıyla mümkündür. Eğitime çocuklarımızdan başlayıp okullarda kooperatifçilik dersi verilmelidir. Karar alıcılar Destekleme Politikalarını üreticiyi kooperatifleşmeye teşvik edici şekilde düzenlemelidir. Tarımı güvenceli bir meslek haline getirmeliyiz. Çünkü Türkiye tarımla, tarım kooperatifleşmeyle kalkınır. Barışı sağlamak ve açlığı önlemek için yol haritamız tekelleşme değil, kooperatifleşme olmalıdır."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ilk "Tarım Kredi Kooperatifi"ni Silifke ilçesine ait birkaç köyün de içinde bulunduğu "Tekirçiftliği" köyünde 30 Haziran 1936 yılında açar ve kendisi de kooperatifin ilk ortaklarından biri olur. "İnsanlar bizzat çalışırlarsa başarılı olamazlar" diyerek kooperatifleşmenin birlik ve beraberliğin önemini vurgular.
Merhum Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasını har vurup harman savurduğumuz gibi kooperatifçilik ülküsüne de tam manası ile sahip çıkmadığımızdan; tüm kurumlarımız gibi tarımımız da bugün yerlerde sürünmektedir.
Doyumsuz kapitalist anlayış, "Kaynakları sınırlı, ihtiyaçları sınırsız" olarak gördüğü için bugün sömürülen dünya milletleri huzursuz ve açtır.
Dünyamızda 8 milyar insanı ve bir o kadarını da rahatlıkla besleyecek kaynak mevcut ve sınırsız iken, her 6 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. Nüfusunun 5-10 katını besleyecek Türkiye'de ise yoksulluk yaşanıyor. Bu bir kader değil elbette. Bu durum paylaşamamaktan ve uygulanan kapitalist sistemden kaynaklanmaktadır.
Diğer yandan 1 milyon insan, aşırı beslenmekten obezite tedavisi görüyor. Her yıl 1 milyar dolarlık gıda israf ediliyor. Bir yanda açlık ve sefalet diğer yanda israf ve savurganlık?
Dünyada adaleti sağlayarak açlığı önlemek, barışı sağlamak, üretici ve tüketiciyi korumak istiyorsak kooperatifleşmeye, dolayısıyla sosyalizmi ve kapitalizmi tarihin çöp tenekesine atan "Milli Ekonomi Modeli"ne ihtiyaç vardır.
Bu meyanda kooperatifleşme ile güzel bir örneklik ortaya koyan ve üyelerine bu zor şartlarda para kazandıran Tire süt kooperatifi başkanı Mahmut Eskiyörük'e kulak verelim:
"Gelişmiş ülkelerde tarım ve hayvancılık faaliyetleri %90 oranında kooperatiflerle yürütülürken ülkemizde %13 seviyelerinde olması tarımda geri kalmışlığımızın, sorunlarımızın ve kayıplarımızın en önemli nedenidir. Tarımda ihracat yapacak potansiyele sahip ülkemizin bugün ithalat yapar duruma düşmesinin asıl nedeni plansız üretimdir. Ancak kooperatifleşme ile üretimi kayıt altına alıp, planlı üretimle istikrarı sağlayabiliriz. Ancak kooperatifleşme ile üretim maliyetlerini düşürüp, gıda güvenliğini sağlayabiliriz. Ancak kooperatifleşme ile köylümüzü yerinde yaşatır, göçü önleyebiliriz. Ancak kooperatifleşme ile kalkınır ve toplumsal barışı sağlayarak yaşanır bir Türkiye yaratabiliriz. Geç de olsa kooperatifçiliğin önemi anlaşılmaya başlandı, fakat fazlasıyla konuşmamıza rağmen henüz yeterli somut adımlar atılamadı. Kooperatifçiliğin gelişmesi eğitim ve Devlet Politikalarıyla mümkündür. Eğitime çocuklarımızdan başlayıp okullarda kooperatifçilik dersi verilmelidir. Karar alıcılar Destekleme Politikalarını üreticiyi kooperatifleşmeye teşvik edici şekilde düzenlemelidir. Tarımı güvenceli bir meslek haline getirmeliyiz. Çünkü Türkiye tarımla, tarım kooperatifleşmeyle kalkınır. Barışı sağlamak ve açlığı önlemek için yol haritamız tekelleşme değil, kooperatifleşme olmalıdır."
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023