İçimizdeki İsrail -2-

Hürriyet Gazetesinin son 1 aylık performansı(!) basın-yayın öğrencilerine ödüller kazandıracak bir potansiyele sahip. Hürriyet'te bir gazetenin nasıl "dezenformasyon silahına" dönüştürüldüğünün gün be gün çarpıcı örneklerini izliyoruz.İsrail vahşeti başladığı günden bu tarafa Hürriyet'in eleğinden geçerek temizleniyor.Nasıl olur bu kiri hangi su temizler demeyin. Oluyor işte. Adamlar öldürülen Filistinli çocukların katiline ayna tutmak yerine mesela ölü çocukların fotoğraflarının çekilmesinden rahatsızlık duyuyorlar!Böyle bir şey olur mu demeyin oluyor ve de oldu, Hürriyet bunu da yaptı!Güya araştırmacı-gazetecilik yaparak Filistinli 2 ölü çocuğun fotoğrafını çektiren şahsın aynı kişi olduğunu buldular!Ne gazetecilik ama. Gelin de şapka çıkarmayın!Önündeki dağ gibi zulmü es geçip de o dağın arakasındaki küçücük detayı yakalamak... Hürriyet gazeteciliği diye ben buna derim!  Olsun! Herkes eteklerindekini döküyor ve İçimizdeki İsrail'i bizde iyice tanımış oluyoruz.                                                  ***Hürriyet'in Yaşar Büyükanıt Paşa'ya gösterdiği vıcık-vıcık manşetlerde aynı gazeteciliğin bir başka ilginç boyutunu oluşturuyor.Gazete günlerdir Paşa aleyhine çekilen SMS'leri gündeme taşıyor. Org. Büyükanıt'ın şehit dedesinin mezarının İsrail'de olmasına ilişkin yıpratıcı kampanyayı  öne çıkarıyor.Buraya kadar iyi. Ama ortada birkaç tane anlamlı soru var. Amiral gemisini üslubuna, satır aralarına, kullandığı kavramlara bakarak sorulması gereken sorular bunlar. Es geçmeden soralım:Koskoca Hürriyet niçin organizeli olduğu besbelli olan bu kampanyanın kaynağına inmiyor? İsrail'de iki bebek cesedinin aynı kişi tarafından fotoğraflarının çektirildiğini yakalayan gazete, niçin SMS'lerin kimler tarafından çekildiğini ve çektirildiğini bulamıyor? Muallak bir hedef göstererk Paşa ile milletin arasını açmaya, fitne çıkarmaya mı çalışıyor?Bu konuda en azından SMS kaynağının kim olduğuna dair herkesin ortak kanâte sahip olduğu adresin adını ağzına niçin almıyor?Gazeteye sorulacak bir başka soru şu:Hürriyet gazetesi "İsrail'de bulunan mezar" manşeti ile acaba Paşa ve İsrail arasında bir sempati köprüsü mü oluşturmaya çalışıyor? İsrail'in işgali adım adım sınırlarımıza yaklaşıyorken böyle bir misyon gazeteciliğini üstlenmek acaba kime yaramış oluyor?Ve de son soru:Büyükanıt Paşa'nın bu zokayı yutacak kadar saf olduğunu mu zannediyorsunuz?Evet çok sevgili Hürriyet ve onun genel yayın yönetmeni bu sorulara cevap bekliyoruz.                                                  ***Hürriyet'in ârazı AKP'ci medyaya da sirayet etti. Bir koro halinde Arap dünyasının İsrail'e direnmemesini öne çıkarıyorlar. Fakat ortada öyle bir fotoğraf var ki sanki İsrail'e Araplar dil çıkarsalar rahatsız olacaklar.Yani bu ne sirke bu ne lahana turşusu diyeceğimiz bir garabet var!Araplar'ın teslimiyetine amenna ama ya senin ülken, hükumetin ne yapıyor? Filistin'e bombalar yağdıran İsrail uçakları Türkiye'de eğitim görmüyor mu?Araplar en azından suskun, ama senin iktidarın işbirlikçi!Önce bunun hesabını sorsana... Kaldı ki bölgenin tek ciddi devleti ve bu hinterlandın bir zamanlar sahibi olan Osmanlı'nın varisi ve dolayısı ile ilk mesul ülkesi Türkiye'midir? Yoksa Araplar mıdır?Araplar'ın İsrail vahşetine suskun kalarak gösterdiği ihanetten yola çıkarak vicdanları yıkamaya çalışmak ne işe yarar ki? Milleti sadece bu vahşete seyirci yapar.Ve belli ki istenen de zaten budur!Öyleyse yazıklar olsun içimizdeki israil'e...