Uzatıp, kısaltmaya gerek yok! Şeriat eşittir hukuk demektir. Nasıl ki, Batının bir hukuku varsa, ABD'nin bir hukuku varsa, Sosyalizmin bir hukuk varsa, Hinduların bir hukuku varsa İslam'ın da bir hukuku var. Buna şeriat diyoruz.
Diğer ifadeyle şeriat eşittir İslam hukuku, demektir. İslam hukukunun iki kaynağı vardır; Kur'an ve Hz. Peygamber.
Siyaset sahnesinde, gerek İslamcı ve gerekse sözde çağdaş, laik geçinen kişi ve partilerin yıllarca bitmeyen şeriat tartışmaları ile nice insanlarımızı, imanlarından ettiler, İslam'dan çıkmalarına sebep oldular, Kur'an ve Peygamber'den uzaklaştırdılar.
Unutmayın! İnsanların küfrüne sebep olanlara Allah (c.c) hidayet nasip etmez.
Sokaklara inin! Şeriata karşıyım, diyenler de, şeriatçıyım diyenler de şeriata göre nikâh kıyıyor, gusül alıyor, namaz kılıyor, oruç tutuyor, şeriata göre defnediliyor.
Örnek! Bekir Çoşkun da, Yavuz Bahadırıoğlu da şeriata göre defnedildi. Demet Akalın şeriata göre nikâh kıydı, Hilal Kaplan da.
'Şeriat gelmez, yaşanır'
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu değerlendirmesini ben küpe yaptım, sen de yap.
Baş Hocamız şöyle diyordu; "Şeriat gelmez, yaşanır. Namaz şeriattır, oruç şeriattır, zekât, hac şeriattır. Bunlar Allah'ın (c.c) emirleridir. Bunlara uydun mu şeriat ehli, uymadın mı şeriatın dışında olursun.
Allah'ın emrini yerine getirdin mi, şeriat ehli olursunuz. Hepiniz şeriatın içindesiniz. Allah-u Ekber dedin, el bağladın, Allah'ın huzurundasın. Allah'ın huzurunda olan şeriatın dışında olur mu? Senelerce bunu sömürdüler. Hepimiz, Müslümanız elhamdülillah. Noksanlarımız var doğrudur, ama noksanımız var diye din dairesinin dışına çıkmak değil, içinde ne var ne yok öğrenip uygulamak lazım. Bundan sonra vazifemiz bu."
Şeriatın istismarcıları
Baş Hocamız şöyle devam ediyordu; "Geçmişten beri din istismarı yaparak siyaset yapanlar şekilci bir İslam anlayışı ortaya çıkardı. Bu zihniyet, Türkiye'ye bir şey kazandırdı.
Nedir bu? İslam algılamasını değiştirdi, yerine farklı bir İslam mantığı, mantalitesi oturttu ve şekilciliğin adına İslam, dedi. İslam sarık, cübbe, sakal ve şalvar oldu.
Ne sabır var, ne kanaat var, ne tevekkül var, ne tefekkür var, ne izan var, ne iman var, ne Allah korkusu var, ne Allah sevgisi var, ne Allah'ı zikir var, ne ibadeti taat var..."
Aynı tartışma yeniden başladı
Yeni anayasa derken şeriat yani İslam Hukuku da yeniden gündeme geldi. Daha doğrusu bir tetikçi tarafından (Ayasofya İmamı) atıldı. Bana göre bunu talimatla yaptı. Şimdi tetikçi imam piyasada yok ama siyaset, medya ve halk şeriatı tartışıyor.
Aynen dün olduğu gibi bugün de insanımızı, İslam'dan uzaklaştırmak için karşılıklı söz ve eylemler gerçekleşiyor.
Şeriat, İslam anayasası söylemlerini dillendirenlere soruyorum; Siz, İslam'ın neresindesiniz? İki; Kimin, şeriatını istiyorsunuz?
Allah ve Resulü'nün ortaya koyduğu şeriatı mı? Yoksa Muaviye'nin, padişahların, sultanların ortaya koyduğu şeriatı mı? Hangisi istiyorsunuz?
Allah (c.c) Resulü şıkkını işaretliyorsanız, siz tetikçisiniz!
Allah (c.c) Resulü'nün şeriatında faiz yoktur, sıfırdır. Bugün şeriatçıların tamamı faize teslim olmuş ve faizsiz ekonomi modeline sırt çevirmiş vaziyetedirler.
Allah (c.c) Resulü'nün şeriatında devlet piyasaya müdahale etmek zorundadır. Günümüz şeriatçıları serbest piyasa taraftarıdır.
Allah (c.c) Resulü'nün şeriatında, para yani takas aracının karşılığı alın teri ve emektir. Günümüz şeriatçılarının uygulaması maliyetli (faizli) paradır, yabancı sermayedir.
Allah (c.c) Resulü'nün şeriatında devlet, Beyt'ül Mal'dan (Hazineden) herkese eşit miktarda pay vermek zorundadır. Günümüz şeriatçılarında bırak vermeyi katmerli şekilde almaktadırlar.
Allah (c.c) Resulü'nün şeriatında devlet, vatandaşına iş bulmak zorundadır. Bugün öyle bir derdi olan yok.
Allah (c.c) Resulü'nün şeriatında devlet, vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamaktan bizzat sorumludur. Bugünküler öyle bir sorumluluk almıyor.
Asıl noktaya gelelim! Birileri şeriatı baş kesme, parmak kesme, taşlayarak öldürme gibi tarif etmeye kalkmışlar ve birçoklarını da inandırmışlardır.
Allah (c.c) Resulü'nün şeriatında devlet, vatandaşına maddi-manevi sahip çıkmak, her türlü ihtiyacını karşılamak, milli ve manevi olarak eğitmek, yetiştirmek zorundadır.
İslam eğitmediği, yetiştirmediği, ihtiyacını karşılamadığı kişiye had cezası uygulamaz.
Peygamberimiz ve Ehl-i Beyt'i şeriatı şahıslarında yaşadı. Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli gibi nice Allah dostları şeriatı nefislerinde yaşadı, örnek oldular ve onlara bakan İslam oldu, Müslüman oldu, Türk oldu.
Bugün şeriat isteyenlere bakanlar İslam'dan çıkıyor, imandan soğuyor. Demek ki, sorun İslam'da değil insanda.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024