3 Kasım'dan sonra ortaya çıkan yeni siyasi tablo ve seçim sürprizi olarak görülen Genç Parti hakkında sayısız yorumlar yapıldı. Yorumların kahır ekseriyeti, seçim sürprizi Genç Parti ve sahibi Uzanlar'ın önümüzdeki dönemlerde Türkiye'nin siyasi arenasında önemli bir yer alacağı ortak paydasında birleşiyordu. Bugünlerde Genç Parti lideri Cem Uzan'ın ortağı olduğu Çukurova ve Kepez elektriğe el konulması olayları da Genç Parti ve Uzanlar'ı tekrar gündeme taşıdı. Uzanlar ve onların aile partisi Genç Parti, şu sıralar iktidar hayalleri kursalar da, farkında olarak veya olmayarak Türkiye için tasarlanmış çok önemli bir misyonun taşeronu konumundalar.
GP, Türkiye'nin üzerinden geçmekte olduğu çok önemli tarihi bir dönemeçte, tek kurtuluş reçetesi olan "milliyetçiliği" kurumsal anlamda ve becerebilirse fikir akımı olarak laçkalandırıp "light" bir hale getirilmesi için özel olarak ayarlanmış bir misyon partisi.
GP'nin görünmeyen
yüzü ya da Uzanlar
neden siyasete girdi?
Bir "reklam mucizesi" olduğu iddiasıyla, Genç Parti'nin seçimden aldığı yüzde 7'nin üzerindeki oy oranı tamamıyla ustaca ortaya çıkarılmış olan "imaj"ına maledilip, GP'nin hep bu tarafı gündemde tutuldu. Projeleri, söylemi ve kullandığı argümanlar seçim sonrası dönemde ustaca kullanılmak üzere özenle saklandı. Bu, çok masum ve "aslı gizlemeye matuf", aşırı politik bir manevraydı. Seçim atmosferinde, böyle ince düşünülüp tasarlanmış bir politik manevrayı akl-ı selim bütün herkesin anlamasını da beklemiyorum.
Daha önce "televole" programlarında, ünlü manken ve şarkıcılarla yaşadıkları aşklarla, international (uluslar arası) dolandırıcılık skandallarıyla ve Aydın Doğan ile zaman zaman tutuştukları kavgalarıyla tanıdığımız Uzan Grubu, birden bire ne oldu da, seçimlere 3 ay kala siyasete soyunup parti kurdu? Öncelikle bu sorunun cevabını çok iyi vermek ve yorumlamak gerekiyor. Uzanlar'ın sadece, dolandırdıkları Amerikan şirketi Motorola'nın baskısını bertaraf edebilmek ve çıkar çatışmasına düştükleri ANAP eski lideri Mesut Yılmaz'ı bastırabilmek amacıyla parti kurdukları tezi, sorduğumuz soruya tam olarak cevap vermiyor. Hatta buna Cem Uzan'ın, yaptığı yolsuzlukların üzerini örtmek için kullandığı medya örtüsünün yanına bir de siyaset örtüsünü eklemek maksadını da ekleyebilirsiniz... Yine de yetmez.
Çünkü bunun daha basit ve mantıklı yolları mevcutken, böyle külfetli bir işe girişmek, Uzanlar gibi "siyaseti de ticari düşünebilecek kadar ticari kafaya sahip" bir aile için olacak iş değil. Cem Uzan pekâlâ herhangi bir ilden bağımsız adaylığını koyar, parayı bastırır milletvekili olur, böylelikle, bürüneceği dokunulmazlık zırhıyla kendisini dolandırıcılık davalarından koruyabilirdi. Ama iş bu kadar basit değil. Hesap çok derin ve Uzanlar'ı da aşan bir boyutta. Genç Parti vak'asını değerlendirirken, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu siyasi ve dış politik konjonktürü de bu minvalde ele alma mecburiyetini unutmamak gerekiyor. Türkiye - AB, Türkiye - ABD ilişkileri, iç dinamiklerin pasifize edilmesi, taşeron partiler, Türk milliyetçiliğinin light milliyetçilik haline dönüştürülmek istenmesi gibi konu başlıkları GP vak'asıyla direk bağlantılı konular.
Seçim öncesi misyon: Sağ ve Solu istenilen
hizaya çekmek
Genç Parti'yi kullanılış mantığına uygun olarak iki dönemde incelemek gerekiyor: 1- Seçim öncesi dönemde ifâ ettiği misyon: Bu dönemde GP, merkez sağın iki önemli partisi DYP ve ANAP'ı baraj altında bırakacaktı. Çünkü dış ve iç güçler tarafından idealize edilen ve bu yönde propagandası yapılan yeni politik arenada merkez sağ olmamalıydı.
Doğan grubunun özellikle iddia ettiği gibi GP, MHP'nin oylarını almadı. Nitekim Türkiye'nin geçen seçimdeki oy haritasıyla 3 Kasım haritası karşılaştırıldığında MHP'nin önde olduğu illerde AKP'nin birinci çıktığı ve DYP, ANAP ve DSP'nin önde olduğu illerde de GP'nin hatırı sayılır oy aldığı görülecektir. Doğan'ın bu iddiası, o dönemde MHP'yi, GP aleyhine tahrik etmek için kullanılan pragmatik bir argümandı. Çünkü, Cem Uzan'ın Türk vatandaşlığından çıkarılması için hazırlanan dosya Bahçeli engeline takılmış ve Bahçeli de bu dosyayı özellikle imzalamamıştı. (Bahçeli'nin o dönemde Uzanlar'a bu denli sahip çıkması da başka bir tartışma konusu. Bahçeli, o dönemde Aydın Doğan'ın Almanya'da kendisine ANAP ve diğer muhalefet partileriyle beraber bir kumpas kurduğunu düşündüğü için olabilir.)
Aydın Doğan, Uzanlar'la olan kavgasında baskın çıkabilmek için Bahçeli'yi tahrik yolunu denedi ama başarılı olamadı. Yalnız Doğan grubunun kullandığı bu argüman, her ne kadar o günlerde pragmatik nedenlerle kullanılmışsa da, geleceğe yönelik önemli bir yatırım niteliği taşıyordu. Ayrıca Doğan Grubu, Uzanlar'la ne kadar kavgalı görünürse görünsün, bu hesabın içinde ve Uzanlar'ın GP'sine farklı şekillerde destek sağlıyordu.
Uzanlar'ın seçim öncesi misyonunun bir de sol kanadı vardı. Bu kanatta da hem Kıbrıs ve AB konularında az da olsa milliyetçi görüşe sahip birkaç önemli ismin bulunduğu (Şükrü Sina Gürel en etkili isimdi) DSP'yi tamamen çökertmek, hem de milli konularda DSP'nin çok çok uzağında kalan ve Kemal Derviş marifetiyle ABD mayasıyla yoğrulan CHP'yi solun tek temsilcisi olarak Meclis'e göndermekti. Seçim sonuçlarına bakılırsa, Genç Parti'nin aldığı oyların önemli bir kısmının DSP'den geldiği kolaylıkla anlaşılır. (En bariz örnek İzmir)
Devam edecek
GP, Türkiye'nin üzerinden geçmekte olduğu çok önemli tarihi bir dönemeçte, tek kurtuluş reçetesi olan "milliyetçiliği" kurumsal anlamda ve becerebilirse fikir akımı olarak laçkalandırıp "light" bir hale getirilmesi için özel olarak ayarlanmış bir misyon partisi.
GP'nin görünmeyen
yüzü ya da Uzanlar
neden siyasete girdi?
Bir "reklam mucizesi" olduğu iddiasıyla, Genç Parti'nin seçimden aldığı yüzde 7'nin üzerindeki oy oranı tamamıyla ustaca ortaya çıkarılmış olan "imaj"ına maledilip, GP'nin hep bu tarafı gündemde tutuldu. Projeleri, söylemi ve kullandığı argümanlar seçim sonrası dönemde ustaca kullanılmak üzere özenle saklandı. Bu, çok masum ve "aslı gizlemeye matuf", aşırı politik bir manevraydı. Seçim atmosferinde, böyle ince düşünülüp tasarlanmış bir politik manevrayı akl-ı selim bütün herkesin anlamasını da beklemiyorum.
Daha önce "televole" programlarında, ünlü manken ve şarkıcılarla yaşadıkları aşklarla, international (uluslar arası) dolandırıcılık skandallarıyla ve Aydın Doğan ile zaman zaman tutuştukları kavgalarıyla tanıdığımız Uzan Grubu, birden bire ne oldu da, seçimlere 3 ay kala siyasete soyunup parti kurdu? Öncelikle bu sorunun cevabını çok iyi vermek ve yorumlamak gerekiyor. Uzanlar'ın sadece, dolandırdıkları Amerikan şirketi Motorola'nın baskısını bertaraf edebilmek ve çıkar çatışmasına düştükleri ANAP eski lideri Mesut Yılmaz'ı bastırabilmek amacıyla parti kurdukları tezi, sorduğumuz soruya tam olarak cevap vermiyor. Hatta buna Cem Uzan'ın, yaptığı yolsuzlukların üzerini örtmek için kullandığı medya örtüsünün yanına bir de siyaset örtüsünü eklemek maksadını da ekleyebilirsiniz... Yine de yetmez.
Çünkü bunun daha basit ve mantıklı yolları mevcutken, böyle külfetli bir işe girişmek, Uzanlar gibi "siyaseti de ticari düşünebilecek kadar ticari kafaya sahip" bir aile için olacak iş değil. Cem Uzan pekâlâ herhangi bir ilden bağımsız adaylığını koyar, parayı bastırır milletvekili olur, böylelikle, bürüneceği dokunulmazlık zırhıyla kendisini dolandırıcılık davalarından koruyabilirdi. Ama iş bu kadar basit değil. Hesap çok derin ve Uzanlar'ı da aşan bir boyutta. Genç Parti vak'asını değerlendirirken, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu siyasi ve dış politik konjonktürü de bu minvalde ele alma mecburiyetini unutmamak gerekiyor. Türkiye - AB, Türkiye - ABD ilişkileri, iç dinamiklerin pasifize edilmesi, taşeron partiler, Türk milliyetçiliğinin light milliyetçilik haline dönüştürülmek istenmesi gibi konu başlıkları GP vak'asıyla direk bağlantılı konular.
Seçim öncesi misyon: Sağ ve Solu istenilen
hizaya çekmek
Genç Parti'yi kullanılış mantığına uygun olarak iki dönemde incelemek gerekiyor: 1- Seçim öncesi dönemde ifâ ettiği misyon: Bu dönemde GP, merkez sağın iki önemli partisi DYP ve ANAP'ı baraj altında bırakacaktı. Çünkü dış ve iç güçler tarafından idealize edilen ve bu yönde propagandası yapılan yeni politik arenada merkez sağ olmamalıydı.
Doğan grubunun özellikle iddia ettiği gibi GP, MHP'nin oylarını almadı. Nitekim Türkiye'nin geçen seçimdeki oy haritasıyla 3 Kasım haritası karşılaştırıldığında MHP'nin önde olduğu illerde AKP'nin birinci çıktığı ve DYP, ANAP ve DSP'nin önde olduğu illerde de GP'nin hatırı sayılır oy aldığı görülecektir. Doğan'ın bu iddiası, o dönemde MHP'yi, GP aleyhine tahrik etmek için kullanılan pragmatik bir argümandı. Çünkü, Cem Uzan'ın Türk vatandaşlığından çıkarılması için hazırlanan dosya Bahçeli engeline takılmış ve Bahçeli de bu dosyayı özellikle imzalamamıştı. (Bahçeli'nin o dönemde Uzanlar'a bu denli sahip çıkması da başka bir tartışma konusu. Bahçeli, o dönemde Aydın Doğan'ın Almanya'da kendisine ANAP ve diğer muhalefet partileriyle beraber bir kumpas kurduğunu düşündüğü için olabilir.)
Aydın Doğan, Uzanlar'la olan kavgasında baskın çıkabilmek için Bahçeli'yi tahrik yolunu denedi ama başarılı olamadı. Yalnız Doğan grubunun kullandığı bu argüman, her ne kadar o günlerde pragmatik nedenlerle kullanılmışsa da, geleceğe yönelik önemli bir yatırım niteliği taşıyordu. Ayrıca Doğan Grubu, Uzanlar'la ne kadar kavgalı görünürse görünsün, bu hesabın içinde ve Uzanlar'ın GP'sine farklı şekillerde destek sağlıyordu.
Uzanlar'ın seçim öncesi misyonunun bir de sol kanadı vardı. Bu kanatta da hem Kıbrıs ve AB konularında az da olsa milliyetçi görüşe sahip birkaç önemli ismin bulunduğu (Şükrü Sina Gürel en etkili isimdi) DSP'yi tamamen çökertmek, hem de milli konularda DSP'nin çok çok uzağında kalan ve Kemal Derviş marifetiyle ABD mayasıyla yoğrulan CHP'yi solun tek temsilcisi olarak Meclis'e göndermekti. Seçim sonuçlarına bakılırsa, Genç Parti'nin aldığı oyların önemli bir kısmının DSP'den geldiği kolaylıkla anlaşılır. (En bariz örnek İzmir)
Devam edecek
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012