2006'nın son haftası gündeme gelen ve geçtiğimiz gün Ankara'da Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt paşa ile Mehmet Ali Talat'ın yaptığı görüşme sonrasında iyice alevlenen Lokmacı'daki üst geçit mevzuunun, sıradan bir köprü kaldırma konusu olmadığını belirtelim.Konu, bir anacaddeyi bağlayan sıradan, basit bir köprü meselesi değil, yarım asırlık Kıbrıs davasında gelinen en son ihanet noktasının ulaştığı vahim boyutun izharıdır.Lokmacı Kapısı'ndaki köprü ve duvar, güney ve kuzey Lefkoşa'yı birbirine bağlayan ve 1963'ten beri kapalı olan ana caddenin üzerinde bulunuyor. Türk tarafında bulunan duvar, daha önce yıkılmış bölgede bulunan devriye yolu nedeniyle, bu yolu üstten aşan bir köprü inşa edilmişti.Ve bu bölge KKTC Anayasası'nın geçici 10'uncu maddesi gereği Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolündeki "askeri, yasak bölge" durumunda.2006 Aralık ayının son günlerinde medyada yer alan, "Talat'tan Lokmacı jesti" haberlerinde, Mehmet Ali Talat'ın, Lefkoşa'daki Lokmacı kapısında bulunan ve Rumların 'kapının açılmasına engel' olarak gördükleri üst geçidi kaldırmaya karar verdiği yazılıyordu. O günlerde bu tür haberlerle altyapısı oluşturulmaya çalışılan meselenin özünde, oradaki üst geçidin kaldırılmasından ziyade, o üst geçidin sağında ve solunda yer alan Türk ve KKTC bayraklarının kaldırılması ile o bölgede bulunan Türk askerinin çıkarılması gerçek niyeti yatıyordu. Nitekim Rum Kesimi'nin başı Papadopulos bu konuda şunları ifade ediyor: "Eğer köprü yıkılırsa, vatandaşların dolaşımını etkilememesi için askerler giderse ve gümrük noktası sembolleri kaldırılırsa biz 24 saat içerisinde Ledra yolundaki duvarı yıkarız." Papadopulos lafı sağa sola çevirmeden direk olarak şartlarını sıralıyor:Semboller, yani Türk ve KKTC bayrakları kaldırılacak ve askerler gidecek!Ezelden beri adadaki Türk askerinden rahatsız olan ve ne KKTC, ne de Türk bayrağına gönülden hiçbir bağı bulunmayan 12 yıldız sevdalısı Mehmet Ali Talat'ın büyük bir zevkle kabul edeceği bu şartların, AKP hükümeti tarafından da kabul edilmemesi gibi bir durum sözkonusu değil. Ancak burada sorun Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ikna edebilmek. Çünkü Kıbrıs konusunda hükümetin kendi inisiyatifinde kararlar alıp, askeri haberdar etmemesine yönelik tepkiyi Büyükanıt paşa geçtiğimiz haftalarda dile getirmişti. Hele hele Lokmacı gibi, kontrolün doğrudan TSK'da olduğu bir bölgeyle ilgili bir kararda TSK'nın müsaadesi alınmadan hiçbir icraat yapılamayacağı net olarak biliniyor.Bu bağlamda Talat, önceki gün soluğu Ankara'da aldı. Büyükanıt ile yaptığı görüşmeden sonra pişkin bir şekilde yalan söyleyerek, "Lokmacı konusunu konuşmadık" diyen Talat, Genelkurmay tarafından anında yalanlandı. Genelkurmay yaptığı yazılı açıklamayla, Lokmacı konusundaki hassasiyetlerin Talat'a ayrıntılı olarak aktarıldığını duyurdu. "Ne mutlu Türküm diyene" sözünden rahatsız olan, Türk askeri ve Türk bayrağını görünce tüyleri diken diken olan ve yüzü kaskatı kesilen Mehmet Ali Talat, Denktaş'ları "müftülü" darbelerle alaşağı ederek, KKTC'de istediği gibi at koşturacağını sanıyorsa yanılıyor. KKTC Talat'ın babasının çiftliği değil, öz be öz Türk vatanıdır. Ayağını denk alsın!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012