Ağustos böceği ile karıncanın hikâyesini ilkokulda okuduk. Okumayan var mı? Ağustos böceği yaz boyunca çalgı çalmış, şarkı söylemiş, oyun oynamıştı. Karınca ise o sıcak günlerde bile çalışıyor, gelecek kış günlerinin hazırlığını yapıyordu ve o kış günleri geldi çattı.
Karınca yuvasında mutlu ve şen olarak yaşarken Ağustos böceği hem açlıktan hem de soğuktan titriyor, ne yapacağını düşünüyordu.
Ve karıncanın kapısını çaldı. Yemek istiyor ve gelecek yaz ödeyeceğini vaat ediyordu. Karınca o zor soruyu sordu; "Neden yiyecek hiçbir şeyin yok, bütün yaz ne yaptın sen?"
Ağustos böceği çok utanmış, çok mahcup olmuş; "Şeyyy, ben bütün yaz saz çaldım, şarkı söyledim. Kış için hiç hazırlık yapmadım." demiş.
Karınca bu cevabı duyunca; "Madem öyle tüm yaz saz çalıp, şarkı söyledin şimdi de oyna o zaman" demiş ve tak diye kapıyı ağustos böceğinin yüzüne kapatmış.
Milletimizin yüzüne kapılar kapatılır mı, kim kapatır veya öyle bir kapı var mı, bilmem ama ortadaki tablo milletimizi, ağustos böceği ile benzer kılıyor.
Ege ve Akdeniz'de turizmciler, "yerimiz yok, gelmeyin artık" açıklamaları yapıyor. Çarşılar, pazarlar, AVM'ler dolu, Mc Donalds'lar, Burger King'ler müşteriye yetişemiyor.
Bayram geldi, uçaklarda bir hafta öncesinde, "yerimiz yok" açıklamaları yapıldı. Otobüs firmaları ek seferler koydu ama yine de talebi karşılamıyor.
Tabi birçok arkadaş (biraz da kibirli bir anlayışla) "bak, kriz var, diyordunuz, millet aç, yoksul, bittik, battık, batıyoruz vs. diyordunuz ama milletin keyfi yerinde, yediği elinde, yemediği cebinde. Attıkları ise çöplere sığmıyor" hayıflanmaları yapıyorlar.
Evet, gerçekten tablonun görünen kısmı bu? Ama tablonun adı Lale Devri? Toplumun bütün kesimleri az gelirlisi de, dar gelirlisi de, çok gelirlisi de zevk, sefa peşinde.
Ama kış geliyor. Dört mevsimden biri olan kış değil. Ekonomik kış geliyor. Ağustos böceğinin hali de ortada. Devletimizin de, milletimizin de hali ağustos böceği gibi. Nasıl yani?
Adını ne koyarsanız koyun! Türkiye ekonomik olarak zor günler yaşıyor mu? Yaşıyor. Daha zor günler bizleri bekliyor mu? Bekliyor. Neden mi?
Ocak ayı itibarıyla vatandaşların bankalara borcu 493 milyar lira civarındaydı. Bu ne demek? Kış gelince herkes cevabını verecek.
Daha geçen gün sokağımızdaki büfeye gittim. Üç, beş çakmak var. Başka çeşit yok mu, dedim. Abi yeni mal alamadık. Neden? Dolar yüzünden abi. Ne alakası var? Abi, plastiği dolar ile aldıkları için zam gelmiş.
Bir milyoncu, denilen dükkânlara gidin bakın! Bütün fiyatlar değişmiştir. Onlara da; geçen hafta şu kadardı, bugün bu kadar. Neden, diye sordum.
Abi, yurt dışından dolar ile geliyor, dolar ile alıyoruz. Fiyatları arttırmasak yeni mal alamayız, dükkânı kapatırız, diyorlar.
Bunlar basit iki örnek. Daha net olanları bir ay sonra yaşayarak öğreneceğiz. Çünkü devletin borcunu da vatandaş ödemek zorunda kalacak.
4.65 lira seviyesindeyken zamanın ekonomiden sorumlu bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin dış borcunun 453 milyar dolar olduğunu açıklamıştı.
Yine o günlerde 2018 yılında Türkiye'nin 210 milyar dolar borç ödemesi yapması gerektiği açıklanıyordu.
Dolar 6 TL'nin üzerinde ve daha da yükseleceğini uzmanlar anlatıyor. Borç dolar olarak aynı ama TL olarak aynı değil, devamlı artıyor. Artı yine dolar ile borçlanıyoruz.
Borç nasıl ödenecek? Ya borçlanarak ve faiz arttırarak ödenecek. Ya da zam zam zam yapılarak ödenecek. Ama gözüken o ki, hem dolar-faiz ile borçlanılacak, hem de zamlar yağdırılacak. Yani kış zor geçecek.
Karınca yuvasında mutlu ve şen olarak yaşarken Ağustos böceği hem açlıktan hem de soğuktan titriyor, ne yapacağını düşünüyordu.
Ve karıncanın kapısını çaldı. Yemek istiyor ve gelecek yaz ödeyeceğini vaat ediyordu. Karınca o zor soruyu sordu; "Neden yiyecek hiçbir şeyin yok, bütün yaz ne yaptın sen?"
Ağustos böceği çok utanmış, çok mahcup olmuş; "Şeyyy, ben bütün yaz saz çaldım, şarkı söyledim. Kış için hiç hazırlık yapmadım." demiş.
Karınca bu cevabı duyunca; "Madem öyle tüm yaz saz çalıp, şarkı söyledin şimdi de oyna o zaman" demiş ve tak diye kapıyı ağustos böceğinin yüzüne kapatmış.
Milletimizin yüzüne kapılar kapatılır mı, kim kapatır veya öyle bir kapı var mı, bilmem ama ortadaki tablo milletimizi, ağustos böceği ile benzer kılıyor.
Ege ve Akdeniz'de turizmciler, "yerimiz yok, gelmeyin artık" açıklamaları yapıyor. Çarşılar, pazarlar, AVM'ler dolu, Mc Donalds'lar, Burger King'ler müşteriye yetişemiyor.
Bayram geldi, uçaklarda bir hafta öncesinde, "yerimiz yok" açıklamaları yapıldı. Otobüs firmaları ek seferler koydu ama yine de talebi karşılamıyor.
Tabi birçok arkadaş (biraz da kibirli bir anlayışla) "bak, kriz var, diyordunuz, millet aç, yoksul, bittik, battık, batıyoruz vs. diyordunuz ama milletin keyfi yerinde, yediği elinde, yemediği cebinde. Attıkları ise çöplere sığmıyor" hayıflanmaları yapıyorlar.
Evet, gerçekten tablonun görünen kısmı bu? Ama tablonun adı Lale Devri? Toplumun bütün kesimleri az gelirlisi de, dar gelirlisi de, çok gelirlisi de zevk, sefa peşinde.
Ama kış geliyor. Dört mevsimden biri olan kış değil. Ekonomik kış geliyor. Ağustos böceğinin hali de ortada. Devletimizin de, milletimizin de hali ağustos böceği gibi. Nasıl yani?
Adını ne koyarsanız koyun! Türkiye ekonomik olarak zor günler yaşıyor mu? Yaşıyor. Daha zor günler bizleri bekliyor mu? Bekliyor. Neden mi?
Ocak ayı itibarıyla vatandaşların bankalara borcu 493 milyar lira civarındaydı. Bu ne demek? Kış gelince herkes cevabını verecek.
Daha geçen gün sokağımızdaki büfeye gittim. Üç, beş çakmak var. Başka çeşit yok mu, dedim. Abi yeni mal alamadık. Neden? Dolar yüzünden abi. Ne alakası var? Abi, plastiği dolar ile aldıkları için zam gelmiş.
Bir milyoncu, denilen dükkânlara gidin bakın! Bütün fiyatlar değişmiştir. Onlara da; geçen hafta şu kadardı, bugün bu kadar. Neden, diye sordum.
Abi, yurt dışından dolar ile geliyor, dolar ile alıyoruz. Fiyatları arttırmasak yeni mal alamayız, dükkânı kapatırız, diyorlar.
Bunlar basit iki örnek. Daha net olanları bir ay sonra yaşayarak öğreneceğiz. Çünkü devletin borcunu da vatandaş ödemek zorunda kalacak.
4.65 lira seviyesindeyken zamanın ekonomiden sorumlu bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin dış borcunun 453 milyar dolar olduğunu açıklamıştı.
Yine o günlerde 2018 yılında Türkiye'nin 210 milyar dolar borç ödemesi yapması gerektiği açıklanıyordu.
Dolar 6 TL'nin üzerinde ve daha da yükseleceğini uzmanlar anlatıyor. Borç dolar olarak aynı ama TL olarak aynı değil, devamlı artıyor. Artı yine dolar ile borçlanıyoruz.
Borç nasıl ödenecek? Ya borçlanarak ve faiz arttırarak ödenecek. Ya da zam zam zam yapılarak ödenecek. Ama gözüken o ki, hem dolar-faiz ile borçlanılacak, hem de zamlar yağdırılacak. Yani kış zor geçecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -2- / 15.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -1- / 14.07.2025
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -2- / 15.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -1- / 14.07.2025
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025