Türkiye için oldukça sabıkalı olan NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen geçtiğimiz hafta Ankara çıkartması yaptı.
Hatırlarsanız Rasmussen, Peygamber Efendimize (SAV) yönelik karikatür saldırılarına ve de PKK’nın yayın organı Roj TV’ye arka çıkmasıyla tanınan şahsiyet…
Türkiye’ye ve İslam dünyasına olumsuz tavrı net olan bu kişi, ne hikmettir, Türkiye’nin desteğiyle NATO Genel Sekreterliği’ne getirildi. Eğer Türkiye müsaade etmeseydi bu makamı asla işgal edemeyecekti. Ama Rasmussen ve gibileri için bu tür desteklerin hiçbir anlamı yok. Onlar için önce ülkelerinin sonra da batının çıkarları söz konusudur.
Rasmussen bu çıkarların gereği Ankara’ya geldi ve bazı konularda ağzından baklayı çıkararak bundan sonra yaşanacak süreç hakkında önemli bilgiler verdi.
Gerçi Rasmussen’in söyledikleri daha önce bildiğimiz şeylerdi ama NATO’nun en tepesindeki bir kişinin bunları söylemesi oldukça önemli…
Rasmussen TBMM’de milletvekilleriyle bir araya geldi. Milletin meclisi olan TBMM özellikle ABD Başkanı Obama’nın gelişinden sonra maalesef batılı liderlerin yolgeçen hanına döndü. Milletin taleplerinden ziyade batılı efendilerin taleplerinin iletildiği mekan oldu.
Batılı liderler herhalde işi artık şansa bırakmak istemiyorlar. Aracılar kullanmak yerine direkt olarak milletvekillerine talimatları iletiyorlar.
Milletvekillerinin Suriye ile alakalı sorularını cevaplandıran Rasmussen, Suriye’ye askeri bir müdahalenin düşünülmediğini belirterek, “Buradaki sorunun bölgesel olarak çözülmesini arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.
NATO’nun askeri bir müdahale düşünmemesinin sebebi, Rusya, Çin ve İran’ın Suriye’ye olan desteği, bölgesel olarak çözümden kastı ise Türkiye’nin don kişotluk yapıp NATO’nun çekindiği müdahaleyi yapması… Zaten bu ani ziyaretin temel nedeni de bu…
Milletvekilleri daha birçok konuda sorular sordular ama çoğu cevapsız kaldı. Bu da NATO gibi askeri yapının başına asker değil de neden 31 yıllık bir siyasetçinin geçirildiğinin en büyük izahı… Batının kuklası olan siyasilerin temel görevi, talimatları güzel olarak iletmek, talimatlar dışında cereyan eden hususlarda ise tiyatro oynamak, durumu geçiştirmek, lafları yuvarlamak… Rasmussen de bunları yaptı.
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da bu noktaya değinerek Rasmussen’in “Umarım sorulara yanıtlar tatmin edici olmuştur” ifadelerinden sonra şunları söyledi:
“Hayır, cevaplar tatmin edici değildi. 31 yıllık politikacıyı NATO Genel Sekreteri yaparsanız yuvarlak yanıtlar verir, burada bir asker olsaydı çok daha net cevaplar alırdık. 31 yıllık politikacıdan beklenen budur”
Rasmussen, Malatya Kürecik’e kurulan füze kalkanı konusunda da bazı açıklamalar yaptı. Rasmussen’e “Kürecik’teki füze kalkanını NATO değil Türkiye istedi” ifadelerinin basında yer aldığını hatırlatılarak, “Bunu Türkiye mi yoksa siz mi istediniz” diye soruldu. Bunun üzerine Rasmussen, “Biz bütün NATO üyelerine soruyoruz. ‘Radar sistemi kurmak istiyoruz. Ne düşünüyorsunuz’ diye. Türkiye çok iyi bir şekilde ilişki kurdu ve bu şekilde oraya kuruldu” diye konuştu.
Yani “biz herkese teklif ettik, tek enayi Türkiye çıktı demek istiyor” Rasmussen…
Zaten daha önceden Wikileaks belgeleriyle sızan gerçek de buydu. Hedefi İsrail’i korumak ve İran’ı vurmak olan bu ateşten gömleği bizimkiler talep etmişler.
Ondan sonra da görünüşte İsrail aleyhinde atıp tutarlar, İran’a da niye doğalgaza indirim yapmadı diye de tepki koyarlar.
Tabii NATO Genel Sekreteri’nin görevi sadece bunları itiraf etmek ya da turistik bir ziyaret yapmak değildi.
Onlar Türkiye’ye attıkları her adımda, Türkiye Irak ve Afganistan olmaya biraz daha yaklaşıyor.
Hatırlarsanız Rasmussen, Peygamber Efendimize (SAV) yönelik karikatür saldırılarına ve de PKK’nın yayın organı Roj TV’ye arka çıkmasıyla tanınan şahsiyet…
Türkiye’ye ve İslam dünyasına olumsuz tavrı net olan bu kişi, ne hikmettir, Türkiye’nin desteğiyle NATO Genel Sekreterliği’ne getirildi. Eğer Türkiye müsaade etmeseydi bu makamı asla işgal edemeyecekti. Ama Rasmussen ve gibileri için bu tür desteklerin hiçbir anlamı yok. Onlar için önce ülkelerinin sonra da batının çıkarları söz konusudur.
Rasmussen bu çıkarların gereği Ankara’ya geldi ve bazı konularda ağzından baklayı çıkararak bundan sonra yaşanacak süreç hakkında önemli bilgiler verdi.
Gerçi Rasmussen’in söyledikleri daha önce bildiğimiz şeylerdi ama NATO’nun en tepesindeki bir kişinin bunları söylemesi oldukça önemli…
Rasmussen TBMM’de milletvekilleriyle bir araya geldi. Milletin meclisi olan TBMM özellikle ABD Başkanı Obama’nın gelişinden sonra maalesef batılı liderlerin yolgeçen hanına döndü. Milletin taleplerinden ziyade batılı efendilerin taleplerinin iletildiği mekan oldu.
Batılı liderler herhalde işi artık şansa bırakmak istemiyorlar. Aracılar kullanmak yerine direkt olarak milletvekillerine talimatları iletiyorlar.
Milletvekillerinin Suriye ile alakalı sorularını cevaplandıran Rasmussen, Suriye’ye askeri bir müdahalenin düşünülmediğini belirterek, “Buradaki sorunun bölgesel olarak çözülmesini arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.
NATO’nun askeri bir müdahale düşünmemesinin sebebi, Rusya, Çin ve İran’ın Suriye’ye olan desteği, bölgesel olarak çözümden kastı ise Türkiye’nin don kişotluk yapıp NATO’nun çekindiği müdahaleyi yapması… Zaten bu ani ziyaretin temel nedeni de bu…
Milletvekilleri daha birçok konuda sorular sordular ama çoğu cevapsız kaldı. Bu da NATO gibi askeri yapının başına asker değil de neden 31 yıllık bir siyasetçinin geçirildiğinin en büyük izahı… Batının kuklası olan siyasilerin temel görevi, talimatları güzel olarak iletmek, talimatlar dışında cereyan eden hususlarda ise tiyatro oynamak, durumu geçiştirmek, lafları yuvarlamak… Rasmussen de bunları yaptı.
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da bu noktaya değinerek Rasmussen’in “Umarım sorulara yanıtlar tatmin edici olmuştur” ifadelerinden sonra şunları söyledi:
“Hayır, cevaplar tatmin edici değildi. 31 yıllık politikacıyı NATO Genel Sekreteri yaparsanız yuvarlak yanıtlar verir, burada bir asker olsaydı çok daha net cevaplar alırdık. 31 yıllık politikacıdan beklenen budur”
Rasmussen, Malatya Kürecik’e kurulan füze kalkanı konusunda da bazı açıklamalar yaptı. Rasmussen’e “Kürecik’teki füze kalkanını NATO değil Türkiye istedi” ifadelerinin basında yer aldığını hatırlatılarak, “Bunu Türkiye mi yoksa siz mi istediniz” diye soruldu. Bunun üzerine Rasmussen, “Biz bütün NATO üyelerine soruyoruz. ‘Radar sistemi kurmak istiyoruz. Ne düşünüyorsunuz’ diye. Türkiye çok iyi bir şekilde ilişki kurdu ve bu şekilde oraya kuruldu” diye konuştu.
Yani “biz herkese teklif ettik, tek enayi Türkiye çıktı demek istiyor” Rasmussen…
Zaten daha önceden Wikileaks belgeleriyle sızan gerçek de buydu. Hedefi İsrail’i korumak ve İran’ı vurmak olan bu ateşten gömleği bizimkiler talep etmişler.
Ondan sonra da görünüşte İsrail aleyhinde atıp tutarlar, İran’a da niye doğalgaza indirim yapmadı diye de tepki koyarlar.
Tabii NATO Genel Sekreteri’nin görevi sadece bunları itiraf etmek ya da turistik bir ziyaret yapmak değildi.
Onlar Türkiye’ye attıkları her adımda, Türkiye Irak ve Afganistan olmaya biraz daha yaklaşıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025